-Hey bunun haksızlık olduğunun farkındasın değil mi? senin parmağın benim parmağımın neredeyse iki katı- dedi Hannah Alex'e bir sitemle, Alex'le beraber öğle teneffüsünde parmak güreşi yapıyorlardı. Hannah'nın bu haline hepimiz çok şaşırmıştık. Daha iki gün önce kendini ağlamaktan harap eden kız sanki yok olmuştu.
-Oyunu oynayalım diyen sendin şimdi mızıkçılık mı yapacaksın?-
-Tamam pes ediyorum beni 14. kez yenişin ve artık sinirlenmeye başlıyorum git sevgilinle oyna- dedi Hannah, Charlie'yi göstererek. Alex Hannah'nın yanından kalkıp Charlie'nin yanına geçti.
-Bana bulaşma buradaki herkes parmak güreşinde rakip tanımadığını biliyor. Hiç o toplara giremem açıkçası.-
-Tamam iyiyim bunu bilip, dile getirmeniz gururumu okşuyor ama artık kime benimle oynamıyor- dedi dudağını bükerek Alex
-İlerde oynayacak birini bulursun.-
*****
Son dersin teneffüs zili çaldığında çantalarımızı alıp sınıftan çıktık. Jeff ve James bizi almaya gelmişti. Alex'ten önce davranıp Jeff'n sürdüğü arabanın ön koltuğunu kaptım ve Alex'e dönüp;
-Şansına küs, bir daha ki sefere artık-
-Bir daha ki sefere görürsün çakma kahve-
-Hey benim saçlarım orijinal bir kere ayrıca çakma kelimesi sarışınlara özel-
-Jeff'in yanına oturmanın tadını çıkarmaya bak istediğin şey bu değil miydi zaten- diyip piç gülümsemesini atıp arka koltuğa geçti. Clair Jeff'e döndüğümde onunda sırıttığını gördüm.
-Hiçte bile sadece ön koltuğa oturmak hoşuma gidiyor Jeff'le bir alakası yok.-
-Hıhı eminim öyledir güzellik.- dedi Alex.Sinirlenip kollarımı birleştirerek önüme döndüm. O sırada Hannah'yı bizim arabaya doğru gelirken gördüm. O her zaman James'ın arabasına binerdi. Arka kapıyı açıp Charlie ve Alex'in yanına oturdu. Üzüntüsünü kimseye çaktırmak istemediği için gülümseyerek;
-Eee ne bekliyoruz daha eve gidip kek yapıcam.- Hannah'nın bu söyleyişi üzerine Alex ani bir hareketle ona dönüp yanağından öperek;
-En sevdiğim kız arkadaşım olduğunu biliyor musun? bazıları daha öne oturmamı bile istemiyor.- diyip bana imada bulundu. James haber vermeden arabasıyla yanımızdan uzaklaşmaya başladı. Hannah'nın aksine üzüntüsünü daha rahat bir şekilde belli edebiliyordu. Eve dönüş yolundayken otobanda sadece bizim arabanın olduğunu farkettim. James bizden önce eve varmış olmalıydı derken James'ın lacivert arabasını farkettim. Durmuştu daha doğrusu... aman tanrım kaza yapmıştı. Jeff ani bir frenle durup arabadan indi bizde aynı şekilde indik. Hannah hemen koşarak James'a bakmak için ön cama gitti. Bizde oraya gittik ama James arabada yoktu. Arka koltuğa baktığımızda ordada yoktu.
-Nerede?- dedi Hannah tedirgin bir şekilde. O sırada ormandan bir bağırış yükseldi. Hepimiz ormana doğru koştuk James'ın bir grup insanla çatıştığını gördük. Daha doğrusu James'ın yerde olduğunu ve hareket etmediğini. Hepimiz birden harekete geçtik. Hannah James'ın yanına diz çöküp nefes alıp almadığını kontrol etti. Orada olan insanların hepsi oradan kaçıştılar. Gözleri sarı değildi yani Paul'un etkisi altına aldığı birileri değildi. Charlie elini James'ın kafasına koymuş onu iyileştirirken bir ses duydum. Kafamı sesin geldiği yere döndürdüm. Siyah kapüşonlu birinin bize doğru geldiğini gördüğümde hemen yerdeki taşları üzerine savurdum. Adam inleyip kendi yere attı. Jeff ne olduğuna dönüp baktıktan sonra adamın yanına gidip üzerine oturdu ve ellerini tuttu. Adamın canının yandığı belliydi. Paul değildi, gözleri sarıda olmadığından Paul'un adamlarından da değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOĞAÜSTÜ
FantasyKüçüklükten bu yana ellerinde olan güçler fakat bunları hiç olmadık zamanlarda kullanmaları, Kimi dışlanıp, zorbalığa uğrayıp hayata küserken, Kimi elindeki güçten güç bulmuş bir şekilde yanındaki can dostlarıyla, güçlerini kullanıp hayata devam...