Nihan ikilemler arasında gidip gelirken biliyordu; birgün bir işaretle bir mesajla, bir rüyayla başlayacaktı herşey ve değişecekti dünyası. Hedefini, yaşama amacını bulduğunda bu halsizlikten ve yorgunluktan eser kalmayacaktı. Kendini tanıyor, başladığı bir işi bitirmeden bırakmayacağını biliyordu. Gözleri ağrıdan ve yorgunluktan kapanana kadar okuduğu kitaplar geliyordu aklına. Biraz daha ders çalışmak için öğlenci olduğu halde erkenden kalktığı günler... Annesi ev işleri yapardı o sırada, kızları kendi gibi olmasın isterdi, umudu evlatlarının okuması iyi yerlere gelmesiydi. Nihan da umutluydu, hayattayken bir teşekkür edemediği annesi için belki de bütün anneler ve evlatları için okullar, kütüphaneler yapma hevesindeydi. Annesi küçük bir kasabada büyümüş orada lise olmadığı için okuluna devam edememişti. Okuma aşkını çocuklarına aktarmayı başarmıştı, güzel ve temiz olan herşey gibi onun amacı da dallanıp çiçeklenecekti birgün. Evlatları çiçek olacaktı onun tohumunu attığı ağaçta.
Kütüphane kurma fikrinin temelinde bir anısı vardı her hatırladığında gözlerini yaşartan. Çamaşır makinesi bulaşık makinesi yoktu evlerinde, eşyaları da hep eskiydi, o zaman sebebini pek bilmese de annesi çocuklarından kısıp kendi rahatını düşünmemişti.
Bir yaz tatilinde küçük Nihan'a aldığı kitapla eve döndüler. Nihan ikinci sınıfı yeni bitirmişti okumayı çok seviyordu; ama bilmiyordu kitap neyle alınır, para nasıl kazanılır, elde çamaşır nasıl yıkanır... Annesi de bilsin istemezdi aslında, ev işlerine yardım etmesine nerdeyse kızardı, yaptığı işin kimsenin gözünde bir kıymeti yoktu çünkü, evlatları değer görsün istiyordu. O gün belki de mutfak masrafından kısıp kitapçıdan bir kitap almıştı yavrusuna. Nihan hiç durmadan okumaya başlamış, küçük deniz kızının hikayesinde kaybolmuştu, sonunu çok merak ediyordu, deniz kızı da bizler gibi yürüyebilecek miydi hikayenin sonunda? Sona doğru gittikçe durmadan okumak istiyordu, annesine gururla kitabı bugün bitireceğini söyledi, annesinden övgü dolu sözler beklerken o ''Biraz yavaş oku kızım, başka kitap almaya paramız yok'' demişti. Annesinden pek duymadığı bir sözdü aslında, o her ihtiyaçlarını bir şekilde karşılardı, üstelik Nihan için okumaktan daha güzel birşey yoktu. Yavaş okuyamazdı sonunu çok merak ediyordu ama belki kitap dışında oyalanacak birşeyler bulabilirdi. Doğayı da çok seviyordu fakat o sırada psikolojik sorunları olan babası dışarıya çıkmalarına izin vermiyordu. Bu sebeple komşularıyla da görüşemezdi, tek başına değildi ama, kardeşleri, annesi ve en iyi dostları kitapları vardı.
Hiçbir anı boşa yaşamıyorduk, yokluğu da varlığın kıymetini bilmek için yaşadığımızı anlayana kadar hep yokluk içindeydik aslında. Önceden kendisine hayranlıkla bakardı Nihan, ama şimdi kendisini ve kaderini böyle özenli yaratan Allah'a besliyordu bütün güzel duyguları. Herşeyi kaybetmeye çok yakınken bir şans daha verilmişti. Bu şansı iyi değerlendirmek, kendi yolunu bulmak zorunda hissediyordu. Hergünün bir umut olduğunu biliyordu. Geçmez denilen dertler geçiyor, kapanmaz yaralar şifa buluyordu. Güzele ve iyiye olan inancını yeniden kazanmıştı, çocukluğundaki gibiydi yüreği sevgi ve umut doluydu. İnsanın ancak acılar içinde yeniden doğabildiğini anlamıştı, ilk doğumu da böyle değil miydi insanın? Bebek sancılar ve kasılmalar arasında kendini sıkışmış hissettiğinde, aslında doğuma çok az kaldığını biliyor muydu? Yeniden doğacağını bilmeliydi ama, hem de en dertli en boğulmuş anında yeniden doğmaya çok az kaldığını bilmeliydi insan.
Gün batımına az kalmıştı. Burda vakit ne güzel geçiyordu. Geçen sıkıntılı günlerde sabretmesine karşılık Allah bir lütufta bulunmuştu ona. Yeşillikler, kuşlar arasında güne merhaba diyor. Balkondaki mini bahçesindeki çiçekleri ve sebzeleriyle ilgileniyordu. Toprakla uğraşmak ona huzur veriyordu, aslında saksılarda yeşeren umutlarıydı ve suladığı hayalleri büyütüyordu bu balkonda. Onların büyümesini izlemek ne büyük keyifti, evladı da çiçeklerle beraber büyüyordu. Sevgiye ve ilgiye ihtiyacı olan sadece insanoğlu değildi, doğadaki herşey sevgiyle ve ilgiyle güzelleşiyordu. Nihan bu sevgiyi yüreğinde taşıyordu. Başına gelen herşeye rağmen, imtihanların geçici olduğunu, Allah'ın nimetlerinin sınırsız olduğunu düşünüyordu. Şükretmediği ne çok güzellik vardı meğer, insan kaybetmeye yaklaştığında daha iyi anlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Nehri
ChickLitBir yolculuk sırasında, camdan dışarı bakarak manzarayı seyreden; sonrasında kitabına gömülen insanlar hayal ettim. Yolun sonunda buluşmak dileğiyle...