Bölüm 8: İmza günü

18 4 0
                                    


Gururla baktı kalabalığa, içinden geçenleri ifade edecek bir cümle yoktu, en son ne zaman bu kadar coşku doluydu içi? Sanki hayatının amacını gerçekleştirmişti, herşey yerli yerine oturmuştu, tekrardan sevildiğini hissetmek, etrafında ona gülen gözlerle bakanları görmek mucizeydi onun için. Düşündü, yaşam bir mucize gibi geliyordu aslında biraz uzaktan bakınca, hayatta kalmanın en imkansız olduğu durumlarda bir el onu itmişti hayata doğru. Bugün burda mavi çiçekli elbisesiyle İstanbul'a geldiği ilk günü hatırladı, böyle hayal etmiş miydi? Çiçekli elbiseler hayatının değiştiği özel günlere aitti sanki. 

Çiçek açtığı kadar solduğu günler de olmuştu evet ama hayatın artık bir döngü olduğunu anlayabilmişti. Her bahar açan çiçekler solmaktan korkmuyorlardı, o da korkmamıştı. Hem korksa ne değişecekti, direnmeyi seçmişti. Bizler görünen kısmına bakar aldanır; sadece rengarenk çiçekleri severdik, oysa Nihan keşfetmişti. Karlar eriyince kabuğunu çatlatıp çıkan tohum da sevilmeye değerdi, çok güç ve soğuk zamanlardan geçmiş ama içindekini saklamıştı; tohum görevini yerine getirip çatladığında, bütün yaşam amacının bu olduğunun belki de farkındaydı; sırada umutla yeryüzüne çıkmayı bekleyen filizin öyküsü vardı. Hayat bu öykülerin toplamıydı, bitti dediğimiz yerde yeniden başlayan bambaşka bir kitap... Ölümü düşünüp korkardık ama biz kaç kere öldüğümüzün farkında değildik belki de. Eski Nihan'ı düşündü, bambaşka bir sokakta lise üniformasıyla yürüyordu. O başka bir hikayedeydi artık. Nihan onunla da gurur duyuyordu, çünkü bugünkü Nihan olması için kendini kaç kez feda etmiş, dönüşebilmek için ne acılar çekmişti, biliyordu.

''Çok seviyoruz sizi, kitabı eşim için imzalar mısınız?'' Nihan adama baktı, ne güzel bir hediye ve ne güzel bir eş, güldü: ''Peki, ismi nedir?'' ''Sevinç'' Bir an durdu, eli yazmadı o ismi, o anı paylaşmak isteyeceği yegane insanı, annesini hatırlamıştı, sonra heyecanla imzaladı ve verdi kitabı beyefendiye. Sevdiklerimizin varlığı bize güç verir sanıyorduk, hayır onların varlıklarından değil, onların ruhlarından güç alıyorduk. Ölümsüz olan iyilikler, fedakarlıklar, sevgilerdi. Bu duyguları hatırlayabilirsek sevdiklerimiz hep orada, bizimleydi işte. Gözleri doldu, yüzlerce kitap imzalamıştı, birazdan sohbet bölümüne geçeceklerdi, her zaman olduğu gibi konuşma hazırlamamıştı öncesinde. Belki çok güzel kitaplar yazan bu hanım birazdan konuşamayarak hayal kırıklığına uğratacaktı hayranlarını. Hayat bu riskleri almaya, kendin olmaya değerdi. Hazırlanmış, kurgulanmış, hesaplanmış bir hayat değildi onunki, o zaman bugünkü konuşması da öyle olmayacaktı. 

''Hoşgeldiniz, bugün güzel bir gün benim için, ilk kitabımın bu kadar beğenileceğini düşünmemiştim, hepinize teşekkür ediyorum, açıkçası listelerde bir numarada görmek beni gururlandırdı, daha çok yazmak için heveslendirdi. Herkesin hayalindeki ve sevdiği işi yapmasını dilerim, bu büyük bir ödül insan için.''

Sunucuyla göz göze geldiler, sunucu elindeki mikrofonla bekliyordu, onaylamaya benzer bir işaret aldı Nihan'dan. ''Sevgili okurlar, hoşgeldiniz; sorularınız varsa bekliyoruz, yazarımız okurlarıyla sohbet etmekten keyif duyacaktır. Arka sıralardan bir el kalktı. Kaan'ın yanındaki adam sunucunun seslenmesiyle ayağa kalktı. Kaan'ın adama ciddiyetle baktığını görüp gülümsedi Nihan. ''Kitaptaki karakterlerde kendimizi buluyoruz, bu kadar canlı karakterler varken bir dizi veya film projesi bekliyoruz, mümkün mü acaba Nihan hanım?'' diyerek oturdu. Nihan daha çok kendisiyle ilgili bir soru bekliyordu, ama her zamanki gibi gülümsemesiyle cevap verdi. ''Ben de çok isterim, hem daha çok insana ulaşmış olur, teklif olursa tabi ki değerlendiririz, bunu sizden duymak çok sevindirici.'' Bir lise öğrencisiydi sıradaki ''Nihan abla, ben de yazar olmak istiyorum, neler yapmalıyım? Bir de kitabınızı almak isteyen öğrencilere ücretsiz hediye ettiğiniz için teşekkür ederim, harçlıklarımızı biriktirerek zar zor alıyorduk.'' Ağlamaya hazır bir ifadeyle kalmıştı Nihan, parası olmadığı için kitap alamadığı zamanlar geldi gözünün önüne. ''Biz paylaşmak için burdayız, aynı evreni, aynı gökyüzünü, aynı ağacın gölgesini paylaşıyorsak, yazdıklarımızı da paylaşırız, geleceğin yazarı olarak sana da tavsiyem bu olur aslında, senden dolup taşan ne ise sen osun. Sana verilen armağanı bul ve onu insanlarla paylaş, sakın unutma herkes içinde bir cevher taşır, kimseyi sana benzemediği için yargılama, sen de başkasına benzemek adına kendi cevherini karanlıkta bırakma.'' Küçük kız gözleri parlayarak oturdu, işte küçük Nihan'dı o, hayaller kuran, o hayalin peşinden koşan, çokça düşüp üzülecek, kitaplarına gömülecek ve hayatın sırrını arayacak bir küçük kız. 

Bir başka okur aldı mikrofonu eline: ''Sizi bu yönde ilerlemek için iten şey ne olmuştu, neden eğitimini aldığınız mesleğinizi değil yazarlığı seçtiniz?'' Nihan özgeçmişini okuyup gelen bu hanımefendiye şaşkınlıkla baktı: ''Öncelikle sizi tebrik ederim, ben olsam bakalım bu Nihan Çağatay kimmiş, neyin nesiymiş diyerek gelir otururdum.'' Seyirciler gülmeye başladılar. ''Ama siz hazırlıklı gelmişsiniz, ben Fizik okuduğum için mutluyum, belki şartlar, belki beni motive edecek bir sebep bulamamış olmak, bir de bilime olan merakım. Ama edebiyatı da hep yüreğimde taşımış olmak... Hepsini birarada yapamıyorsunuz. Belki pek çok yeteneği var hepimizin ama bizi en mutlu eden neyse ona yöneliyoruz. Ya da yönelmeliyiz diyeyim, işimizi sevdiğimiz için yapmak bizi hem başarılı yapar, hem de topluma bir fayda sağlarız. Bir de ben insanların mesajlara açık olması gerektiğine inanıyorum, bu sevdiğiniz bir insanın sözleri olabilir, rüyalarınız olabilir. Yani yolunu bulmak isteyene ilahi bir yardım geliyor, ben buna inanıyorum.'' 

İmza günü biterken Nihan yorgun ama gururluydu, yarım kalan hikayesinin başına geçti. Okurlarının ona olan sevgisi yazma aşkını artırmıştı. Saçlarının iyice beyazladığını farketti aynada, pamuk gibi saçları olduğunda da sevecekti kendini. Hep genç kalmaya niyeti yoktu, genç Nihan'ı fotoğraf karelerinde buluyordu istediğinde, çok uzaklara gitmiş olamazdı, doğru ya az önce imza gününde rastlamıştı kendisine.

Hayat NehriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin