26

194 18 1
                                    

Yazım hatalarımı hoş görün ve yorumlara gelin konuşalım. 😍

Chanyeol ve Baekhyun babam kahvaltı hazırlarken yemek masasının sandalyelerinden birine oturmuş ayaklarımı ileri geri sallarken onları izliyordum. Arada ağzıma masadaki çevizlerden tıkıp Chanyeolin babama taciz edişlerinide bir kaç çevizi onlara fırlatarak engelliyordum.

Adam resmen tabak almak bahanesi ile babama dayamıştı.

Babam ne kadar Chanyeoli ittirmeye çalışsada Chanyeol arsız bir kedi gibi babama sürtünmeye devam ediyordu.

"Yah! Park Chanyeol babamdan uzak dur."

Çevizlerin birini ona fırlatmaktan son anda vazgeçerken Chanyeol babamdan çekilip elindeki salatalığı doğramaya tekrardan başlamıştı.

Galiba tam olarak bir kaç saattır o salatalık ile uğraşıyordu.

En sonunda üçümüzden kahvaltı için masaya oturabilmiştik. Chanyeol ağzına kocaman bir peynir tıktıktan sonra çalan telefonunu tek eli ile açıp kulağına dayadı. Babam ile onu izlerken meyve suyumdan kocaman bir yudum aldım.

Chanyeol cidden yakışıklıydı. Kulakları ona ayrı bir hava katıyordu. Konuşurken gamzesi içine çöküyor ve yüzü sevimli bir hal alıyordu. Kaşlarını çattığı zaman korkunç filan göründüğüde yoktu.

"Yanlız başıma giderim." diyerek telefonu kapattıktan sonra telefonu koltuğa doğru fırlatıp bize geri döndü.  "İki gün sonra bir hafta tatile çıkıyoruz,yani..." bir anda emir ifadesi kullanığını fark edip babamla ikimizin yüzüne bakıp düzeltti. "Gideriz değil mi? Hem bizim içinde daha iyi olur. Aile olmaya bu şekilde başlayabiliriz."

Baekhyun babamın elime dokunması ile ona doğru döndüm.

"Chanhyun isterse neden olmasın."

Düşünmeme gerek yoktu. Bu bir hafta bize iyi gelebilirdi. Kafamı kabul edercesine aşağıya yukarıya salladım. Chanyeol konuşmak için dudaklarını aramıştı ki bu sefer babamın telefonu çalmıştı.

Chanyeol sıkıntı ile ofladıktan sonra babam telefonu eline almak için ayağa kalktı.

"Efendim Kyungsoo..."

Önümdeki peynire açlık ile çatalımı batırırken Chanyeolde benimde aynı anda o peynire çatalını bıtırmıştı. Gözlerimi kısarak Chanyeole döndüm. Aynı şekilde kaşlarını çatarken hırsla peyniri almak için öne atıldım-

"Ne!! Hemen geliyoruz. Çok özür dilerim Soo..."

Bakışlarım babama çevirirken peyniri çoktan unutmuştum. Chanyeol unutmamdan faydalanır yer sansamda öyle olmamıştı.

"Jongini hastaneye kaldırmışlar. Doğun bakımdaymış. Kalkın gidiyoruz."

Chanyeol öksürürken dudaklarım aralanmış ve "Kaisoo.." diyebilmiştim.

Bir acale ile yüzerimizi giyinip evden çıkmıştık. Chanyeolin arabasıne binmek için kapısını açmaya yeltenmiştim ki babam bana seslenmişti.

"Chanhyun o arabaya bir süre binemeyiz."

Açtığım kapıyı geri kapattım. Chanyeol mahçup bir şekilde yüzüme baksada hafifce tebbessüm ettikten sonra babamın yanına koştum.

Hastane evimize çok yakındı. Babamın koluna girmiş yürürken babama dönüp yüzüne baktım.

"Baba.. Chanyeol hani şuan eskisi gibi değil ya.."

Babam yüzüme bakarak çenemi kavrayıp yavaşca çenemç sevdikten sonra gülümsedi. "Ağzındaki baklayı hemen çıkar bakalım."

"Bir süre sonra eskisi gibi davranmaya devam ederse onu döverim."

Babam bu cümleme çok güzel bir kahkaha atmıi ardından bana tekrardan baktı.

"Chanhyun Chanyeoli kendimden daha iyi tanıyorum. Onun gözlerindeki pırıltı kararlılığını açıklıyor. Ne olursa olsun bu sefer gitmeyecek."

Konuşmamız devam ederken hastaneye gelmiştik bile.

"Ondan nefret etmiyor musun?"kolunu omzuma atmıştı,gülümseyerek yürüyorduk danışmaya doğru.

"Nefret ediyorum ama bu onu sevdiğim gerçeğini değiştirmiyor."

Cümlesine gülerkeb danışmadan Jongin amcanın ikinci katta olduğunu öğrenip asansöre geçmiştik. Ve o an anladım ki. Babam da sabah kadar Chanyeol hakkında konuşma potansiyeli vardı.

İkinci kata geldikten sonra güvenlik yardımı ile Jongin amcanın kaldığı yeri öğrenmiş oraya doğru yürüyorduk. Bir süre sonra Kyungsoo amca kızıl saçları ile gözlerime ilişmişti. Babam kolumdan çıkıp Kyungsoo amcaya doğru bir kaç adım atmış ve ona sarılmıştı. Etrafa bakınırken...

Kapalı olan kapanın yanına çökmüş cenin pozisyonunda olan Kaisooyu gördüm.

Gözleri ve yanakları kıpkırmızıydı. Her an ağlayacak bir yüz ile bana bakıp ismimi bir kaç defa tekrarladıktan sonra ona doğru hızlı bir kaç adım attım. Eğilip onu minik bedenini uzun kollarımın arasına alıp sıkıca sarıldım ona. Sımsıkı sarılıp tüm acısını almak için saçlarına bir öpücük bıraktık.

ChanHyun [Düzenleniyor]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin