4.Bölüm Demişler "Lara öldü." Şimdi yazsınlar kral geri döndü.

378 94 193
                                    

•Bölüm şarkısı Sertab Erener-Ayla.

•Multide Lara'nın sinemaya giderken giydikleri var.

Keyifli okumalar...

Karanlıkta alev olmayı,
Neyin varsa paylaşmayı,
Savaşmadan anlaşmayı
Ayla, Ayla öğretecek.
Kurşunu silahı terk etmeyi,
Güneş olup yeşertmeyi,
İnsanı kim olsa sevmeyi
Ayla, Ayla öğretecek.

Sertab Erener-Ayla

~ Aramızda 580 km varken neden mesajları uzaya gönderiyoruz ki?~

2 Gün Sonra

Sabah kalkmamı sağlayan kulağımın dibinde papağan gibi öten telefonumdu. Gözlerimi zor zahmet açıp telefona uzandım. Ekrana baktığımda Nil arıyordu. Telefonu kulağıma yaslayıp "Efendim." dedim bezgin bir şekilde.

"Günaydın arkadaşların en uzunu, en güzeli. Umarım kalkmışsındır ve bugün sinemaya gideceğimizi unutmamışsındır." demesiyle benim yataktan kalkmam arasında geçen süre, koşucuların en iyi tepki süresinden de azdı.

"Kapat kapat. Benim hemen hazırlanmam lazım. Ne zaman burada olursun?" dedim.

"Yarım saate sizdeyim." yanıtını alınca odamdaki beyaz kelebekli duvar saatine baktım. 09.05'ti.

"Tamam görüşürüz." deyip cevap vermesini bile beklemeden suratına kapattım. Hemen panduflarımı giydim. Olimpiyat koşucusuymuşcasına koşarak banyodan içeri girdim. Hemen işlerimi halledip mutfağa gittim. Annem bulaşıkları topluyordu.

"Günaydın." deyip masaya kuruldum.

"Günaydın. Hayırdır pazartesi günü bu saatte kalkmanızı neye borçluyuz?"

"Bugün sinemaya gidecektik ya hani. O yüzden erken kalktım."

Kafasını sallayıp önüme poğaça tabağını koydu. Canım pek bir şey istemiyordu ama enerji için yemek yemem lazımdı. Hızlıca kahvaltımı yapıp yine koşar adımlarla odama gittim. Dolabımın kapağını açıp neler giyebileceğime baktım. Hava Ocak ayında olmamıza rağmen mevsim normallerinin üzerindeydi. Ayrıca kar da yağmamıştı zaten. Toz pembe kazağımı ve siyah dar pantolonumu alıp yatağımın üzerine attım. Siyah kabanımı alacağım zamanda karar değiştirip aynı renk deri ceketimi aldım. Hızlıca üzerimi değiştirip aynanın karşısına geçip kendime alıcı gözüyle baktım. Uzun boyum ve ideal kilom sayesinde kıyafetler üzerimde güzel durmuştu. Tarağı elime alıp açık kahverengi düz saçlarımı ortadan ayırıp maşayla şekillendirdim. Makyaj masasının önüne gidip siyah göz kalemi, eyeliner ve ruj aldım. Onlarla da işim bitince dolaptan siyah deri sırt çantamı aldım. İçine gerekli eşyalarımı ve telefonumu attım. Bir eksik var mı diye düşünürken kapının çalmasıyla çantamı da alıp aşağı indim.

Annem kapıyı açmış Nil'le konuşuyordu. Kapının yanındaki dolaptan siyah topuklu botlarımı alıp hızlıca ayağıma geçirdim.

Nil'e bakıp "Hadi çıkalım." dedim.

Annem yanaklarımı öpüp "Dikkat edin kendinize." dedi. Kafamı sallayıp Nil'in koluna girdim ve yürümeye başladık.

"Ee nasılsın bakalım? En son gruba tekrar girdiğinden falan bahsettin. İki gündür de konuşamadık. Gelişme var mı?"

"Ben de girmedim ki hiç. En son cuma günü akşam konuştuk sonra da hiç mesaj atmadım."

Nil kaşlarını çatıp "Neden?" dedi.
Hâlâ yürümeye devam ederken derin bir nefes alıp geri bıraktım. "Herkesin bir süre kafasını dinlemeye ihtiyacı vardı. Bugün akşam atarım." dediğimde kafasını salladı.

Kırık İnsanlar GezegeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin