6.Bölüm-Final

264 22 155
                                    

•Bölüm şarkısı Oğuzhan Uğur-Bal Prensesi.

•Multide Tunay'ın Mavi'ye gönderdiği fotoğraf var.

•Multide Sancak'ın çektiği soru-cevap videosu var.

Keyifli okumalar...

Aşık oldum ben oh be!
Değmeğin keyfime.
Kelebekler içimde fıtı fıtı uçtu ve kondular kalbime.

Oğuzhan Uğur-Bal Prensesi

~ Boşta duran okey taşı gibiyim. Atılmak için sıramın gelmesini bekliyorum.~

Hayatta her zaman istediğimiz olmuyordu. Ne kadar çok istersek isteyelim bir şey kaderimizde yoksa gerçekleşmiyordu. Yıllardır eğitim hayatım başta olmak üzere çoğu planımı askerlik üzerine yapmıştım ve şu an önümde aşılması zor bir engel vardı. Fakat ben diğer engellerin üstesinden nasıl geldiysem bunu da öyle anlatacağıma inanıyorum.

Bir hafta önce yıllık kontrolümü yaptırmaya aile hekimliğine gidince gözlerimin uzağı pek net görmediğini fark etmiştik ve doktorum polikliniği gitmemi söylemişti. Şimdi ise annemle beraber mavi koltuklarda oturmuş sıranın bize gelmesini bekliyorduk. Beklediğim süre boyunca gidip ders çalışsaydım Oxford'u garantilemiştim.

Kafamı kaldırdığımda karşımdaki aynada kendimi gördüm. Kot pantolonumun üzerine gri yarım bir tişört onun üzerine de yine kot olan ceketimi giymiştim. Gözlerimi vücudumdan çekip yüzüme çıkardım. Acaba bana gözlük yakışır mıydı? Küçük sayılmayacak bir yüzüm ve kocaman gözlerim vardı. Gözlerim gibi yine kocaman olan burnum ise çirkinliğime çirkinlik katıyordu. Gözlüğün yakışmaması muhtemel bir olaydı ve eğer öyle olursa kesinlikle lens kullanırdım.

Yaklaşık yarım saat sonunda içeriden üzerinde siyah kalem etek elbise bulunan kadın çıkıp "Lara Birsen" diye bağırdı. Annemle beraber ayaklanıp içeri girdik. Doktor bizi görünce "Hoşgeldiniz." deyip siyah deri koltuğu gösterdi. Kısaca şikayetimi anlattıktan sonra yan taraftaki siyah perdeyle ayrılmış bölüme geçtim. Doktor gözüme siyah bir gözlük çerçevesi taktıktan sonra elinde tuttuğu kalın kenarlı mercekleri sırayla taktı, net görünüp görünmediğini sordu. Gözlük işini hallettikten sonra sıra aklıma takılan soruyu sormaya gelmişti.

"Bir şey sorabilir miyim?"diye nazikçe rica ettim.

Kırklı yaşların ortasında olan doktor siyah gözlüğünü eliyle itip "Tabii."dedi. Göz doktorum gözlük takıyordu. Boşuna dememişler "Teriz kendi söküğünü dikemez."diye.

"Ben küçüklüğümden beri asker olmak istiyorum. Göz kusurumun olması bunun için bir engel mi?"dediğim sırada kapı çalındı. İçeri stajyer olduğunu belli eden kıyafetiyle bir kız ve ardından rütbeli bir asker girdi. Kapı kapandığında gözlerim ve ağzım kocaman aralanmıştı.

Doktor o halimi görünce gülümsedi. "Göz kusuru eskisi kadar önemli değil. Ama en kötü ihtimalle havacı olamazsın."

Arkasına kısa bir bakış attıktan sonra tekrar önüne dönüp "Fırsat ayağımıza gelmişken değerlendirmemiz lazım."dedi.

Askerin yanına gidip hal hatır sorarak konuştular. Annem o ara bana kaş göz yaparak sanırım ne olduğunu soruyordu. Ben de aynı şekilde yaparak bilmediğimi söyledim.

Doktor bana dönerek "Bu kızımız da asker olmak istiyormuş fakat gözlerinde ufak bir sorun var. Ben birkaç şey söyledim ama senden duyması daha iyi olur diye düşündüm."dedi.

"Gözlerinin bozuk olması pek bir şey değiştirmiyor merak etme. Senin tek yapman gereken bol bol kitap okuyup kendini her alanda geliştirmek. Ülkemizin vatan sevgisi aşılanmış, nitelikli askerlere ihtiyacı var."

Kırık İnsanlar GezegeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin