7. Bölüm- "Tekrardan mesaj hakkımı bitirme sebebim olur musun?"

182 24 73
                                    

*Multide Edis-Buz Kırağı var.

Ben seni öldürmeyeyim de ne yapayım Tunay?" Yavaş yavaş üstüne yürürken o da korku dolu bakışlarıyla geri geri kaçıyordu.

"Lara bak benim bir suçum yok. Kız çok güzeldi; ben ne yapayım?"

Yaptıkları çok normalmiş gibi bir de zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışıyordu. Elimdeki dürüm şeklindeki lahmacunun nimet olduğunu unutup Tunay'a doğru kaldırarak konuştum.

"Ulan hem suçlu hem güçlü. Kız numaramı nerden bulduysa bulmuş, beni aradı. Yaptıklarını bir bir anlattı. Sen hiç akıllanmayacak mısın? " dediğimde hâlâ pis bir şekilde sırıtıyordu.

"Ama kız bildiğin taş."

Ona doğrulttuğum lahmacunu hızlı bir şekilde kafasına doğru savurdum. İçine bol bol koyduğum marul ve dometesler suratına yapıştığında sinirli olmama rağmen kahkahamı koyverdim.

Yanımda oturan Serkay, Tunay'ın suratını gösterip "Kanka toplu sünnet törenindeki çocuklar gibi dizildiler suratına." dediğinde benimle birlikte Nil de gülmeye başladı.

Ben Tunay'ın o hâline gülerken telefonum çalmaya başladı. Ekranda beliren Canımın İçi yazısıyla kocaman gülümsedim.

Bizimkilere dönüp "Gelirim birazdan."dedim.

Sınıfımız birinci katta olduğu için çabucak bahçeye çıkmıştım. Telefon kapanmadan açıp neşeli sesimle "Efendim."dedim.

"Nasılsın güzelim?"dediğinde onunla konuşmayı ne kadar çok özlediğimi fark ettim.

"İyiyim aşkım, sen nasılsın?" Normalde aşkım kelimesinden nefret eden ben, ona karşı çok fazla kullanıyordum.

"İyiyim ben de. Kusura bakma derslerim çok yoğundu, arayamadım. Ama sana güzel bir haberim var."

Sesimin heyecanlı çıkmasını umursamadan "Ne oldu? Çabuk söyle."dedim.

"Şu an İzmir'deyim!"

Duyduklarımı idrak ettiğimde "Ne?"diye çığlık attım. Bahçede dolaşan dokuzuncu sınıflardan birkaçı bana bakıp sonra önüne döndüler.

"Ne diyorsun sen? Ay ciddi misin? Annemlerin haberi var mı?"

"Zaten o yüzden sana haber vereyim dedim. Evdesiniz dimi akşam?"

Görmeyeceğini bile bile gözlerimi devirip "Evdeyiz tabii. Sen yeterki gel."dedim.

"Tamam o zaman. Görüşürüz okul çıkışı."

"Okul çıkışı?"dedim soru sorarcasına.

"Çıkışta seni almaya geleceğim. Sana bakan falan varsa buradayken icabına bakayım."

Gözlerimi devirip "Görüşürüz abi."dedim. Sonrasında eklemeyi de unutmadım. "Seni seviyorum."

"Ben de seni seviyorum."

*Buraya kadar konuştuğu kişiyi Barın zannedenler için bir dakikalık saygı duruşu lütfen.*

Telefonu kapatıp hoplaya zıplaya sınıfa gittim. Mutluluğum yüzümden okunuyor olacak ki "Ne oldu?"diye sordu Nil.

Kahkaha atıp "Atlas şu an İzmir'de!"dedim.

Onların da en az benim kadar mutlu olduğunu biliyordum. Atlas, Ankara'da hukuk okuduğu için yanımıza çok fazla gelemiyordu. Seneye son senesi olacak ve ben de Ankara'yı kazanırsam aşırı rahat edecektim.

Ders zili çaldığında cam kenarının en arkasında bulunan sırama oturdum. Ceylin'le olan dedikodusunu bitiren Tunay da gelip yanıma oturdu. Serkay ve Nil ikilisi önümüze Ceylin ise sağ çaprazımıza oturdu. Ders matematikti ve birinci sınavı olacaktık. Okullar açılalı bir ay bile olmadan sınavlar başlamıştı.
"Hazır mıyız gençler?"diyen Tunay'a "Hazırız başkan."dedim.

Kırık İnsanlar GezegeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin