Kurtadam

1.1K 71 8
                                    

Tam 4 aylık hamileyim.Karnım oldukça şişmişti.Bunu seviyordum.Bebeğimi seviyordum.Onu istemediğim günler için çok pişmanım.Evde ki tüm ilgi benim üzerimdeydi ve bunu da seviyordum.Ama benim tek istediğim Klaus’un ilgisiydi.

Mikaelsonlar  bebeği sağlıklı tutma adına  bana sürekli sağlıklı yemekler yediriyorlardı.En son ne zaman abur cubur yediğimi hatırlamıyorum.Arada sırada Matt beni ziyarete gelirken yalvarmalarıma dayanamayarak birkaç abur cubur getiriyordu.

 Sağlıklı bir kahvaltı yapıktan sonra(!) bugün kendini fazlasıyla hissettiren güneşin tadını çıkarmak için bahçeye çıktım.Kulaklarımı takıp son ses müzik dinlemeye başladım.İstemeden müziğin akışına kendimi bırakıp eşlik ediyordum.Bugün kesinlikle güzel bir gündü.Öyle umuyordum.Müziğin akışına o kadar kaptırmıştım ki bahçe kapısından giren Matt’i ancak yanıma geldiğinde fark edebilmiştim.Kulaklarımı çıkarıp Matt’e baktım.Matt gökyüzüne bakarak

“Hoşçakalın dostlarım.” Diyerek el sallıyordu.

“Matt  sen kime  el sallıyorsun.” Dedim.

“Kargalara.Sesinden dolayı şehri terk etme kararı almışlarda.” Dedi gülerek.

“Matt.” Diye bağrındım ama dayanamayıp bende gülmeye başladım.Matt asıl beklediğim şeyi cebinden çıkardı.Tabiki de aşırı derecede sağlıksız ve bir o kadar da derin bir aşk beslediğim jelibonları.

“Teşekkür ederim Matt.” Diye elinden kaptım.Üçer üçer ağzıma atmaya başladım.Herhangi bir kökene yakalanabilirdim.Daha yarılamıştım ki Rebekah jelibonları elimden aldı.Hadi kızım öldür beni burada

“Caroline sen ne yapıyorsun?”  dedi kaşlarını kaldırarak.

“Matt’in benim için özel olarak getirtiği sağlıklı jelibonları yiyordum” dedim pişkince.Rebekah Matt’e baktı.

Matt suçlu gibi ellerini kaldırarak  “Beni o zorladı.” Dedi.Beni hemen ele vermişti.Ama asıl konu bu değildi.Matt ile Rebekah arasında olan etkileşimdi.Aralarındaki kimya hissedeli biliyordu.Matt’i yalnız bulduğum anda bunu ona sormalıydım.İkisini orada bırakarak içeri gittim.Televizyon başına oturdum.Ve o an olanlar oldu.Bebeğimi ilk defa tam anlamıyla hissetmeye başlamıştım.Tekmesini ,yer değiştirmesini.Bu ne kadar sürer bilmiyordum.

“Rebekah.” Diye bağırdım.Bunu onunda görmesini istiyordum.

“Matt buraya gelin hemen.” Gelen sadece Matt ve Rebekah değildi.Elijah’da yanımda bitmişti.

“Caroline iyi misin?é” dediElijah.Küçük Mikaelson’un hareketliliği devam ediyordu.

“Elini ver Elijah.” Dedim.Elini karnımın üstüne bastırdım.Elijah kesinlikle hissetiklerine inanamıyordu.Şaşkınlığını bastırmak için oturdu.Arkadan Klaus’un sesini duydum

“Neler oluyor burada.” Dedi.Klaus’la yaptığımız büyük kavgadan sonra çok şey değişmemişti.Sadece düşman gibi davranmıyordu.Ayağa kalktım ve yanına gittim.Bu ona yaptığım ikinci barış çağrısıydı.Elini alıp karnıma koydum.Klaus’un gözlerinde ki mutluluğu görebiliyordum.Baba oluyordu.Küçük Mikaelsonun hareketliliği bitinceye kadar elini orada tuttu.

“Caroline….. “ diyebildi.Büyük koca kurt ilk defa kendini bu kadar heyacanladıran bir olaya şahitlik ediyor gibiydi.Hadi ama Klaus gardını indirme zamanı gelmedi mi?Kol gelerek ortamdaki tüm benim üzerimden kendi üzerine topladı.Klaus bunu fırsat bilerek geri adım attı.Yine.Ona tüm kalbimle inanmaya çalıştıkça beni hep yarı yolda bırakıyordu.İtiyordu,bana karşı sürekli duygularını dizginliyordu.

  Akşama doğru tüm Mikaelsonlar tekrar ortadan kaybolmuştu.Bense Matt ile evde baş başa kalmıştım.Matt’ de bugün bir gariplik vardı.Fazla sinirliydi ve gergin görünüyordu.Her an kavgaya meyilli gibiydi.

İNSAN OLMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin