“Yapamam hastaneye kadar onu içimde tutamam.” Diye bağırdım.Sancılarım şiddetlenmiş ve onunla doğru orantılı olarakta çığlıklarımın frekansı yükselmişti.Mikaelson kendi aralarında konuşmaya dalmışlardı ne yapacakları konusunda.Bense her seferinde bağırışlarımla onların konuşmalarını yarıda kesiyordum.En sonunda doktoru etki altına alarak getirmeyi planlamışlardı ve bu planın saniyesinde Elijah kaybolmuştu.
Beni taşıdıkları koltuktan sancımdan tepiniyordum.
“Beni odama götür Klaus kanepede doğurmak istemiyorum.” Kim ister ki kanepede doğurmak?Klaus telaşlı hallerinden bir an önce sıyrılıp beni odama götürdü.Şu an fazlasıyla sancı çekmiyor olsam onların bu hallerine basardım kahkahayı.Matt ne yapacağını bilmez şekilde ortada dolanıyordu.Rebekahh ise sanki kendisi doğum yapıyor gibiydi.Asıl komik olan Klaus’tu.Yanıma geliyor elimi tutuyor sonra tekrar panik yapıp Elijah’ı aramaya çalışıyordu.Kol sakinliğini korumaya devam ediyordu.Asıl hepsinin korktuğu şeyi biliyordum benim doğum esnasında ölmem.Aslında bende korkuyordum.
Rebekahh beni doğuma hazırladıktan dakikalara sonra doktor gelmişti.Normalinden fazla sakin olan doktor bana ıkınmamı söyledi.Tüm çabamla ıkındım.Elimden tutan ne Klaus ne Matt’i.Rebekah elimden tutuyor benim dayanmamı söylüyordu.Cidden mi Rebekahh.Doğurduktan sonra göreceksin sen.
“”Ikın tüm gücünle.” Diye bağırdı doktor.Zayıf düşmeye başlayan bedenime rağmen ıkındım.
Rebekahh elini normalden fazla sıkmıştım ki vampir olmasa kesin birkaç parmağı çatlardı.
“Ikın” diye bağırdı doktor.Her şeyimi vererek ıkındım.
“Kafası gözüktü tekrar tüm gücünle ıkın.” Şu an tüm kanımın emildiğini hissediyordumGücüm kalmamıştı.Panik yapıp çıkan erkeklerin arkasından yanımda kalan Rebekah’a baktım.Umut dolu gözlerle bana bakıyordu.Ondan güç olarak tekrar ıkındım.8 ay boyunca duymayı beklediğim o ses duyuldu.
“Aaaeeaaa Aaaeeeeaaaa” diyerek ağlayan kızım sesini ama benim ne ona bakacak gücüm kalmamıştı.Tükenmiştim gözlerim birden ağırlaşmış ve duyduğum sesin huzuruyla gözlerimi kapattım.
Uyandığımda her taraf aydınlıktı.Odamdaydım.Karnıma baktım sadece doğumdan kalan hafif şişlik kalmıştı.Doğum demişken bir dakika kızım nerde benim?Gözümün odanın ortasında duran beşiğe takıldı.Üstünü tülle örtmüşlerdi.Yataktan doğrulmaya çalıştım.tüm acıma rağmen kalkıp kızımın yanına gittim.Hayatımda gördüğüm hiçbir güzellikle karşılaştırılamazdı.Hamileyken azcıkta olsa hissettiğim ama şimdi tavan yapan anaçlık duygularımla elini yanağına uzattım.Kısa kısa nefes alıyor ve yeni geldiği dünyaya adapte olmaya çalışıyordu.Sanki destek almaya çalışır gibi yanağını elime yasladı.Tam ben bu huzura dalmışken odaya Mikaelson ailesi geldi.Hepsi benim gibi beşiğin etrafında toplandılar.1000 yaşında olabilirler ama hiç birinin şu ana kadar böyle mucize görmediğine eminim.Herkesin hayran bakışları arasında sessizliği bozan Kol oldu.
“Çok güzel bir kız.Annesine benzemiş neyse ki babaya da benzeyebilirdi.” Dedi gülümseyerek.Klaus bile bu sefer gülmüştü.Klaus belimden sarılıp kafasını omzuma dayadı.
“Bu bizim kızımız Klaus inanabiliyor musun?” diyebildim kısık sesle.
“Şu anın gerçek olup olmadığı konusunda tereddütlerim var.” Dedi oldukça kısık sesle.Eğer rüyaysa bile beni uyandıranı öldürürüm.Hepsine göz gezdirdim.Küçük Mikaelson’dan kendilerini alamıyorlardı.Gözüm Elijah’a takıldı.Biraz çekingen bir tavırla kızımın yüzünü okşuyordu onu incitmekten korkuyordu.
“İsim konusuna gelince küçük kızıma ismini Elijah versin istiyorum.” Dedim aniden.Klaus bana bakarak gülümsedi.Elijah şaşakın tavırlara bana baktı.İnanamıyor gibiydi.Ama kafamla doğru olduğunu onayladıktan sonra yüzüne Elijah’ta görmeye alışkın olmadığım bir mutluluk düştü.
“ Valeria Mikaelson hayatımıza hoş geldin.” Dedi fısıldayarak.Valeria güzel bir seçimdi.
2 HAFTA SONRA
Uyumadığım günler için çok pişmanın.Keşke biraz daha uyusaymışım.Henüz yeni uyuttuğum Valeria’yı sakince yatağına bırakarak bende eski aşkımın kollarına atmaya planlıyordum.Valeria doğduktan sonra Klaus’un odasına taşınmıştım bütün bu ağlamalardan zırlamalardan gece uykusuzluğundan o da nasibin alsın diye.Ama beyefendi ortada yoktu.Birden odaya Klaus girdi.Hiç bir şey demeden beni boynumdan öpmeye başladı.Fısıltıyla “Bir tane daha çocuk yapmak ister misin Caroline?” diye sordu yüzündeki en hınzır ifadeyle.Cevap olarak bende onu öpmeye başladım.Cevabım evet olarak anlaşılmış olacak ki kesinlikle hayırdı .Beni üstündekileri yere attığı komidinin üstüne oturtturdu.Yere düşenler fazla ses çıkarmış olacak ki Valeria çığlığı bastı.Hadi ama yeni uyuttum seni ben.
“Nikklaus hiç yardımcı bir baba değilsin senin yüzünden uyandı.” Dedim sinirli bir ses tonuyla.Klaus’u iktirip komidinden indim ve Valeria’nın yanına gittim.Aslında aklımda daha iyi bir fikir vardı.
“Klaus bu çocuğu tek başıma yapmadım ben uyumaya gidiyorum ve sende onu uyutmaya çalışıyorsun.” Dedim kaşlarımı kaldırarak
“Ama Caroline onu istemeden incitebilirim.” Dedi ağlamaya devam eden Valeria’ya rağmen fısıltıyla konuşmaya devam ediyordu.Klaus iki haftadır Valeria’yı kucağına almamıştı.Demek ki onu incitmekten korkuyordu.
“Eminim ki onu incitmeyeceksin Klaus.” Dedim ve yanağından öptüm..Klaus çoktan kızının yanına gelmiş ona bakıyordu bense kapıya doğru yönelmiştim.Şu an tek ihtiyacım olan uykuydu.Kapıyı tam kapatmadan kapının aralığından Klaus’u izledim.Önceleri tereddüt etti ama sonra korkarakta olsa Valeria’yı aldı.Yanağına küçük öpücük kondurdu.Bu görüntü hayal bile edemeyeceğim bir şeydi.Dünyanın en güçlü canavarı masum kızına yenilmişti.