Final
Rebekah
Tam 24 saattir Caroline’nin uyanması bekliyorum.Kimsenin söylemeye cesaret edemediği şey beni korkutuyordu.Ya ölmüşse.Klaus’un ilk işi hayatına müdahele etmeyelim diye bizi hançerleyip daimi yaşam yuvamız olan tabutlara koyardı.Bu durumda Kol’un yaşayıp yaşamayacağı zaten muammaydı ki ben hiç sanmıyorum.Umarım şu en uzak ülkedeki en uzak otele yerleşmiştir.Bu Klaus’u durdurmaz sadece Kol’un ölümünü geciktirirdi.Asıl konu Valeria’ydı.Saatlerce ağlaması kesilmemiş ve onu zor yatıştırmıştım.Ona ne olacaktı?
Caroline fark etmiyordu ama Valeria ondan süt emerken onun tüm gücünü çekiyordu.Kabul etmeyeceğini bildiğim için gizli olarak içeceklerine vampir kanı koyuyordum.Aslında plan Klaus’tan çıkmış uygulaması bana kalmıştı.Caroline bunu duyarsa beni öldürürdü.Bunu kesinlikle herhangi artistik dövüşle değil çenesiyle yapardı.Ama şu an kesinlikle ona razıydım.Sisteminde dolaşan kan ile ölmüştü uyanması gerekiyordu.
“Belki de kabullenmeliyiz.” Dedi Matt en üzgün ses tonuyla.Bu dememeliydin Matt ya da bunu diyen sen olmamalıydın.Klaus onun üstüne doğru öfkeyle yürürken bende ona müdahale etmek için Matt’in önüne geçtim.Tam kavga kopmak üzereydi ki birden boğuluyormuş gibi uyanan Caroline tüm ilgiyi üstüne topladı.Seviçten oturup saatlerce ağlayabilirdim.
“Caroline.” Diyerek hızla yanına gitti Klaus.Yan odadan Elijah’ın ilgilendiği Valerianın sesi yükselmişti.Caroline şaşkınca etrafa baktı.Sanki her şeyi yeni görüyor gibiydi.Kısık sesle konuşarak
“Neden şu an kızımın ve Matt’in kalp atışını duyabiliyorum.” Dedi elini boğazına götürerek.Birden odaya dalan Kol gülümseyerek Caroline’ye baktı.Demek ki gitmemişti ve olası duruma karşı hazırdı.Caroline ani hızla yerinden kalktı ve Kol’u boğazından tutarak duvara yapıştırdı.İşte benim kızım.Kol ona karşılık vermiyordu.
“Ben öldüm ve hiçte istemediğim biri olarak geri uyandım.Bil bakalım kimin yüzünden.” Dedi öfkeyle.Caroline başına gelenleri idrak etmiş ve neye dönüştüğünün farkındaydı.Caroline’ye 1 artı daha.Kol yüzsüzce gülümsedi.
“Ben.” Dedi.Caroline yüzsüzlüğü karşısında hayretle baktı ve boğazını sıkmaya devam etti.Klaus sadece izliordu ve sadece yüz ifadesinde hayranlık vardı.Kol’u birden yere bırakan Caroline bana döndü.
“Sen Bekah.Sence ben kandırılacak biri miyim?Her şeyin farkındaydım içeceklerime atılan kanın tadını alamayacağımı mı düşündün.” Dedi öfkeyle.Yüzleşme sırası bende.Bana bir şey yapmayacağını biliyordum ya da en azından yapamayacaktı.Ama yine de ispiyoncu çocuklar gibi Klaus yaptırdı demek istiyordum.Caroline şu an kendiyele psikolojik savaş veriyor ve durumu kabullenemiyordu.Ellerini saçlarını götürdü “Ölümü kandıramayız.” Dedi kendi kendine.Hadi kızım sende belli bir süre sonra alışırsın.Klaus ona yaklaşmaya çalışsada Caroline şu an kontrol dışıydı.Klaus onu tam kucakları arasına alıcaktı ki Caroline vampir hızıyla kendini odadan dışarı attı.Dışarı çıkıp baktığımızda çoktan kaybolmuştu.Birimizin arkasından gitmesi gerekiyordu.Kim bu şanssız kişi.Ben olsam biraz dramatik olsun diye Kol’u seçedim ama Elijah çoktan gönüllü olmuştu.Klaus’u durdurmuş ve peşinden kendisi gitmişti.Hadi ama kızım.
Caroline
Ben bu değilim.Bu olamam.Dönüşmeyi hiç istemedim.Ölümü kandıramam.Bu yanlış.İnsanlar sadece ölür.Tıpkı benimde ölmem gibi ama ben hiç te istemediğim biri olarak geri uyandım.Gece bir yarısı sokaktan sokağa kendimi bilmez şekilde dolaşıyordum.Peki ya güneş doğarsa ve tahminim 1 saat falan kalmıştı o zaman ne olacaktı.Büyük bir ihtimalle o zaman gerçekten ölecektim.Tıpkı bir insan gibi.Boğazımı yakan kuruluğa aldırmadan yürüdüm.Ta ki o kalp atışını duyana kadar.Kendimi kontrol etmeye çalışsamda istemsizce oraya sürükleniyordum.Karşıma çıkan genç adama baktım.Meraklı bakışları benim üzerimdeydi.Tut kendini Caroline
“Sakın bağırma ve kaçmaya çalışma.” Dedim adamın boynuna gömülürken.Üzgünüm üzgünüm buna karşı koyamıyorum.Duramayacağımı biliyordum.Adamın öleceğini de biliyordum her şeyi bilirken kendimi nasıl durduramıyordum.
Güçlü eller beni kendine doğru çekerken birden dişlerimi ona çevirdim.Yanlış kapı Caroline.Elijah her zaman ki asilliğini koruyarak bana bakıyordu.Ben ne yapmıştım biraz önce birini öldürüyordum az daha.
“Sakin ol Caroline.” Dedi kollarıyla beni kavrarken.
“Ben bu değilim ölmeliydim tıpkı bir insan gibi.”
“Peki ya Valeria onu düşündün mü?” dedi ciddiyetle
“Ben sadece üzgünüm diyebildim.” Valeria böyle bir anneye sahip olmak isteyecek miydi?
“Sen artık busun Caroline bunu kabul et.” Dedi.Hıçkırıklarımı serbest bırakırken Elijah beni kucağına almış çoktan evin yolunu tutmuştu.Biraz daha dışarıda kalırsam kızarmış Caroline olacaktım ki vampir olmayı tercih ederdim.
5 YIL SONRA
Valeria mutfak kapısından koşarak içeri girdi.Avcunu sımsıkı kapatmıştı.Rebekah ve ben meraklı gözlerle ona bakıyorduk.Son 5 yıldır daimi eğlencemiz Valeria olmuştu.Her anını kaydetmiştik ileride onunla dalga geçebilmek için.Kötü bir anne miyim?Hiçte bile.
“Valeria o elindekini bana göstermek ister misin?” dedim ona doğru uzanarak.
“Hayır anne önce babama göstermeliyim.” Dedi kendini benim elimden kurtrarıp hızlı adımlarla yürürken.Kızlar neden hep babayı sevmek zorunda?
“Buraya gel küçük hanım seni ben doğurdum önce bana göstereceksin.” Dedim ama beni tınlayan kim?Babasının kızı.Rebekah bana gülerek bakıyordu merakla ikimizde kendimizi Valeria’nın yanına attık.Valeria Klaus’a avcundaki şeyi gösteriyordu.Merakla yaklaşırken elindekinin uğur böceği olduğunu gördüm.Kıskançlık yapmama hiç gerek yokmuş.İkisi de benimle ilgilenmeyip uğur böceğine bakıyorlardı.Hep anneyi dışlayın zaten.Bakalım ilk aşk acını yaşadığın zaman gelip kime anlatacaksın.Dur söyleyeyim bana.Ya da Rebekah’a.Bir an gidip Klaus’a anlatma ihtimalini düşündüm.Çocuk kızının kalbini ilk kırdığı zaman kesinlikle boylayacağı yer mezar olacaktı.Valeria asla normal bir çocuk olamayacktı ki bu zaten imkansızdı.
“Tatlım onun çok sevdiğinin farkındayım ama onu serbest bırakmazsan ölür.Sevdiklerini serbest bırakmalısın” Dedi Valeria’yı kucağına alırken.Valeria ölüm kelimesini duyduğunda dehşet dolu gözlerle Klaus’a baktı.Bir dakika Klaus daha demin seviyorsan serbest bırak mı dedi.Baban hep öyle yapar kızım.Hamileliğin ilk aylarında beni nasıl zorla burada tuttuğunu hatırlıyorum.Bunun hesabını bir gün sormalıyım.
Klaus kucağında Valeria ile dışarı çıktı ve peşlerinden yavru köpek gibi bende gittim.Valeria elindeki uğur böceğinin uçması için sımsıkı kapattığı avuçlarını açtı.
“Bir dilek dile.” Dedim tam yanlarında durarak.
“Kol ile evlenmek istiyorum.” Dedi.Gülerek Valeria’ya baktık.Gerçekten kızım Kol mu?Matt daha iyi tercih değil mi?Kol’un beni öldürmesini çoktan affetmiştim.Bu benden çok Valeria’ya dokunmuştu.İlgi benim üzerimden gideli çok olmuştu ki ben böyle çok mutluydum.Klaus kızının yanağına masum bir öpücük kondurdu.
“Kol ile evlenmek yok küçük hanım aslında herhangi biriyle bile evleneceğini düşünmüyorum.” Dedi.Klaus iyi bir babaydı.Bunu kesinlikle ölene kadar savunurdum ama ileride anlayışlı bir baba olacağını hiç sanmıyordum.Neyse yaşayıp görücez.Klaus kucağından indirdi Valeria’yı ve küçük hanım soluğu müstakbel damadımın yanında aldı.Bunu düşünmesi bile çok komikti.
“Benim küçük sevgilim buradaymış.” Diye sarılırken gülerek ikisini baktık.Benim hayatım buydu.Tam istediğim gibi.Klaus bana yaklaşıp dudaklarıma küçük bir öpücük kondurdu.
“Peki senin dileğin ne Caroline” dedi
“Dilediğim her şeye sahibim.”