Kerem yaklaştı ve elimi tuttu. Elimi tutması kendimi çok güvende hissettirdi. Birlikte arabaya doğru ilerledik. Galiba artık herşey normal olacaktı.
Sanırım...🙄🙂
◇¤◇¤◇¤◇¤◇¤◇¤◇¤◇¤◇¤◇¤◇¤◇¤
17.Bölüm : Birliktelik Zamanı❣
8 Ocak Cumartesi
Arabaya bindik. Bindiğimizde Kerem küçük bir bölmeden siyah havalı erkek gözlüğünü taktı ve gaza bastı. Ben şaşkındım. Çünkü çok tatlıydı. Ona dikiz aynasından bakarken birden bakışlarını bana çevirdi. Karizmatik bir şekilde yandan gülümsedi ve ses tazeleyip yola yöneldi. İçten bir şekilde kendi kendime gülümsedim. Ve bana verdiği gülü yeniden kokladım. Gidene kadar hiç konuşmadık ama dikiz aynasından birbirimize bakıp bakıp gülümsedik. Konuşmaktan daha güzel ve tatlıydı. Gideceğimiz yere geldiğimizde Centilmenlik yapıp kapımı açtı. Kerem den beklenmeyecek bir hareketti .İlk defa ben konuştum.
M : Vayy Kerem Bey siz böyle şeyler yaparmıydınız.
K : Çok konuşma da in.
Kaşlarımı çattım . Arabadan indim ve güzel bir gün için derin bir nefes aldım.
...........
Geldiğimiz yer bir lunaparktı. Bu adam böyle yerler bilir miydi ya. Ama bana sürpriz olduğu için heyecanlanmıştım İlk olarak Kerem Fresbee ye (Frizbi) binelim dedi. Ama baya korkunç duruyordu binmek istemedim.
Ben ise en fazla gondoldan yanaydım. Kerem ben istemedikçe ısrar etmişti ve ben en sonunda binmek zorunda kaldım . Kerem pis pis gülerek biletleri almaya gitti. Bende ellerimi bağlaç yaptım ve etrafa bakmaya başladım. Her yer ışıklıydı ve çok güzel görünüyordu. Bir kaç dakika sonra kerem geldi.
K : Çok kuyruk vardı güzelim.
M : Önemli değil hala vazgeçebiliriz bilet isteyen çok kişi var birine verelim.
K : Hayır artık seni asla bırakmam. O alete bineceksin.
M : Kerem varya... bunu acısını daha sonra senden alacağım.
K : Hadi hadi.
Eliyle belime dokundu ve beni ilerletti. Bende huysuzlanarak yürüyordum. Sonunda giriş yerine geldik. Kerem bana pis pis bakıyordu. Bu yüzden onun yüzüne baklamamalıydım yoksa gülerdim. Bu adama trip geçiyordu. Ve sıra geldiğin de hemen koltuklarımıza geçtik. Görevli adam kemerimi takmaya geldiğinde Kerem ayağa kalktı ve kemerimi takmaya başladı. Görevli adam biraz şaşırdı ve sonra başka birinin kemerini takmaya yöneldi. Kerem yanımdaki koltuğa oturdu. Ve kendi kemerini taktı. Sonra birden alet çalışmaya başladı. Yerden yükselen ayaklarımın sallanışını izlerke kalbim hızla atmaya başlamıştım. Elime değen sıcak bir elle soluma baktım. Kerem bana gülümsüyordu. Hem de çok içten bir şekilde. Ben de gülümsedim ve diğer elim tamam 👍 işareti yaptım. Alet yavaşça ileri doğru gitmeye başlamıştı. Kafamı geriye doğru yasladım ve gözlerimi kapadım. Geriye doğru gitmeye başladığında kalbim çıkacak gibiydi. Gözlerimi pörtleterek açtım ve aşağıya baktım yerden çok yüksekte ve gerideydik. Birden hızla ileri gitti. İçim kalkmıştı küçük bir çığlık attım. Mızmızlanarak etrafıma bakıyordum. Eminim yüzümde korku dolu bir ifade vardı. Kerem 'in gülüş sesini duydum. Etrafa asilce bakmaya başladım korktuğumu belli etmemeliydim. Ama alet hızlandığında gözlerimi yumdum ağzımdan ne gelirse söyledim. Ne dediğimi hatırlayamam bile. Ama en çok çığlıklar o muhteşem yaratıcı küfürlere uyum sağladığını söyleyebilirim. Neyse ki fransızlar anlamıyordu. En kötüsü de ben çığlıklar atarken Kerem in kahkahalarını duymamdı. Alet yavaşlamaya başladığında tek gözümü açıp etrafa baktım. Yerden hala yüksekte olduğumu anlayınca hemen gözümü geri kapadım. Kerem 'in gülüşleri benimde gülmemi sağlamıştı. Kendime gülüyordum. O gülmeyi kestiğinde ben hala kahkaha larla gülüyordum. Gülmeyi çok abarttığımı anlayınca direk sustum . Kerem bana garip garip bakıyordum. Bugün ne kadar pot kırabilirdim ki. Fresbee tamamen yere indiğinde hemen kemerimi çıkardım. Ama ayağa kalkamadım. Bacaklarım titriyordu. Kerem geldi yüzünde tatlı bir gülümseme vardı. Elini uzattı ona baktım ve uzatan elinin üstüne elimi koydum. Elimi sıkıca tuttu ve kendine çekerek diğer elini belime sardı. Ona baktım. Yakınlıktan burunlarımız birbirine değdi. Dudağımdan öptüğünde kendime geldim ve gözlerine baktım. Gözü kapalıydı ben de kapattım ve karşılık verdim. Geri çekildiğimizde küçük bir öpücük sesi çıktı. Ona baktım ve gülümsedim. Sonra da yolumuza gittik.
..........
Arabaya doğru yürüyorduk. Üzerimdeki korkuyu hala atamamıştım. Oyuncaklara her bindiğimde fazlasıyla bağırmıştım .Elimizde pamuk şekerler vardı. Yiyerek arabaya gelmiştik. Gerçekten çok eğlenmiştim galiba korku beni eğlendiriyordu.
M : En güzel dönme dolaptı.
K : Fresbee'yi beğendin dimi? Engüzel oydu çünkü. O aleti övmüyorum seni övüyorum. Sen olmasaydın yeni yaratıcı küfürler öğrenemezdim. Bu arada sübyancı köpek bokları ne acaba! ( aynı anda gülüyordu da)
M : Boşver.
K : (Hala gülüyordu) Göyevli abiiy beni indiiiyy ahahaha
M : Kapa çeneni Kerem.
K : (küçük kız takliti yaparak) Yaaa hangi kakalı popo beni bindiğdiy buyayaa Ahaha
M : Offf...
Bu konuşmalar aramızda geçerken arabaya gelmiştik bile. Binmeden önce biten pamuk şekerimin çubuğunu çöpe attım. Ve Keremle birlikte arabaya bindik.
Bu günün bu kadar farklı geçebileceğini bilmiyordum. Gerçekten Kerem hiç değişmemişti. Ama onu böyle seviyordum. Her halukarda kendi sevdiriyordu kereta.10 Ocak Pazartesi
Kerem beni iş çıkışı arabasıyla aldı. Bunu bir gün önceden yani Pazar günü anlaşmıştık. Bu sefer beni nereye götürecek diye merak etmiştim. Geldiğimizde kocaman ışıklı bir yerdi. Ama hala neresi olduğunu anlayamamıştım. Küçük bir oda gibi bir yere girdik . Ama oda daha çok kulis gibiydi. Bir tane ayakkabı aldı. Ve oturmamı söyledi. Ayakkabıyı bana giydirdi.
K : Galiba Sindrella mı buldum?
İçimden daha çok sinsirella olduğumu düşundüm ama sadece gülümsedim. Ayakkabıyı giydirdikten sonra birlikte kapının açıldığı yere doğru gittik.
K : Hazır mısın?
M : Neye ?
Kerem birden kapıyı açtı ve birlikte ileryerek bizi buz bir zemine fırlattı. Şaşkınlıkla etrafa bakındım. Evet! Bu bir buz pateniydi ve ben kaymayı bilmiyordum. Herkes kuğu gibiydi. Tabi Paris olunca herkes eğitim alıyor. Lanet zenginler. 😡
Kerem yavaşça arkama geçti. Hafif ürperdim. Başını kulağıma doğru getirdi ve orada durmaya devam etti. Birlikte kaymaya başladık. Belimden tutarak beni yönlendiriyordu. Bende kollarımı açmış ilerlemeye çalışıyordum. Sonra Kerem beni bıraktı. Kendi kendime gitmeye çalıştım. Fakat gideceğim derken diğer ayağım kaydı. Ve biraz yalpaladığımda Kerem yeniden belimden tuttu. Arkadan belimi sımsıkı sarmıştı. Çekilmesini istemedim ama bana dikkatli ol diyip kaymaya devam etti. Benden ayrılmasını istemediğim bir bakışla ona bakıyordum ama ona doğru gitmeye çalışırken baya öğrenmiştim.15 Ocak Cuma
Dünden önceki gün parkta buluşmuş ve biraz konuşmuştuk. Sonra da beni Cuma gününe evinde film izlemek için çağırmıştı. Ben de bu yüzden Cuma günü için en güzel mavi kot şortumu üstüne de pandalı yarım üstümü giymiştim. Saçlarımı iki yandan balık sırtı yapıp hafif doğal makyajımı da yapmıştım. Siyah ojelerim de takımıma tam uymuştu. Bu yüzden ayaklarıma da siyah konversimi giydim ve küçük yandan çantamı da takıp evden çıkmıştım. Evi eski öğrenci evine benzeyen biraz eski bir apartman dairesiydi. Hemen heyecanla zile bastım ve açılmasını bekledim. Kapı küçük bir şekilde açıldı. Saçı dağılmış gözleri uykulu olan ve üstü de çıplak bir Kerem açtı kapıyı.
K : Erken geldin be güzelim.
M : Buluşmamız 8 de değil miydi?
K : Melek akşam 8 deydi ama olsun. Bu arada çok güzel olmuşsun.
M : Ne yani sana taa akşam 8 de gelmemi mi bekliyorsun.
K : Tabiki senin istediğin bir zamanda olabilir ama 8 in çok erken olabileceğini düşünemedin mi?
M : Gidiyim mi ben o zaman?
Kerem kapıyı biraz daha açtı.
K : Saçmalama gel içeri.
( Arkadaşlar yeni bölümün fazlasıyla geç geldiğini biliyorum ama hesabım gitmişti , o zamanlar hesabımı geri alamadığım için pes etmiştim. Ama dün bir şekilde hallettik. Sizi beklettiğim için çok üzgünüm. İnşAllah bölümü beğenmişsinizdir . Diğer bölüm Pazartesi gelecek. Sizleri çoook seviyorum değerli okuyucularım. 😘😘)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çapkın Çocuk (Tamamlandı)
RomanceBir kızın en iyi arkadaşının yanlışı yüzünden bir erkekle aynı evde kalmak zorunda kalıyor. Gizemli olan bu yakışıklıyla güzeller güzeli Meleğin yaşadığı aşk dolu , gizemli ve komik maceralar sizi bu kitaba daha çok bağlayacak.Birinci bölümü okuyup...