SUNUM
-Çalışmaları hızlandırmamız lazım, tahmin ettiğimden daha az vaktimizin kaldığını hissediyorum.
-Bir takım sonuçlar elde ettik. Geriye kalan sürede bunu mükemmelleştirme ve uygulama yapacağız. Tüm bunların da fazla zaman alacağını zannetmiyorum.
-Pekala saat 15:00'daki toplantıya az kaldı, çalışmalarını toparla ve hazırlan.
-Peki efendim. diyerek ayağa kalkan Albertino, karşısında oturmakta olan Benito'yu kafası ile selamlayarak odadan ayrıldı.
İtalya ile Fransa sınırında yer alan Mont Blanc Dağının bir yamacında, oldukça geniş bir alana kurulan merkez içerisinde beş ayrı kat bulunuyordu. Bunlardan ilki giriş katı olan "Yeşil Kat" idi. Bu katta her türlü bitki tohumlarının korunaklı bir şekilde saklandığı bir depo ve adımınızı attığınızda kendinizi adeta bir ormanın içinde hissedeceğiniz yapay ışıklandırmalarla aydınlatılan ve sulama sistemi bulunan yeşil alan bulunurdu. Tüm erzak ihtiyaçları bu yapay ormandan karşılanırdı. Bunun altındaki diğer katlar ise sırası ile;
*Yemekhane ve diğer sosyal faaliyetlerin gerçekleştirilebileceği yaşam alanı olan "Sarı Kat"
*Dinlenmek ve her türlü özel ihtiyaçların karşılandığı hususi odaların bulunduğu "Gri Kat"
*Ortak ve özel çalışma ofislerinin, toplantı salonlarının bulunduğu "Siyah Kat"
ve son olarak deneylerin yapıldığı, yeni formüllerin geliştirildiği, laboratuvar olarak kullanılan "Beyaz Kat".
Kendi ofisine geçerek çalışmalarını tekrardan gözden geçiren Albertino, burada biraz vakit geçirdikten sonra toplantı salonunun yolunu tuttu. Üzerinde yine her zamanki gibi sadece özel günlerde giydiği siyah takım elbisesi vardı. Kendisi gibi ofisinden çıkarak toplantının yapılacağı salona doğru ilerleyen Psikolog Dr. Patrizia Mariani, Albertino Santoro'yu görünce hafif bir tebessümle;
-Nasılsınız, Sayın Santoro?
-Bildiğiniz üzere burada nasıl olduğunuza dahi düşünecek vakit yok ama kısaca yoğun ve yorgun diyebiliriz.
-Ah evet, hepimiz aynı şekilde tüm gücümüzü araştırmalarımıza veriyoruz fakat yakın bir zamanda çalışmalarımızın sonuçlarını alacağımıza inancım tamdır. Bunu sizin gözlerinizde de görüyorum.
-Teşekkürler bayan Mariani, sizinle hemfikirim. diyerek konuşmayı sonlandıran Albertino, gelmiş oldukları salonun açık olan kapısından içeriye girerek kürsünün karşısında ona ayrılan koltuğa oturarak beklemeye başladı. Tepelerinde tüm salonu aydınlatan gösterişli bir avize bulunuyordu. İçeride yirmi iki adet, tek kişilik, son derece konforlu koltuk ve her birinin yanında özel küçük masalar bulunuyordu. Koltukların tam karşısında salon zeminden iki basamak yüksek, arkasındaki duvarda beyaz bir perde bulunan sahne vardı. Salonda onun gibi beklemekte olan, kendi alanında uzman yirmi kişi vardı. Yaklaşık beş dakikalık bir bekleyişten sonra Dr. Benito De Luca'nın salondan içeriye girip tam karşılarında duran konuşma kürsüsüne gelmesi ile beraber toplantı başlamış oldu.
-Merhaba arkadaşlar, öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum. Beni bu projede yalnız bırakmadığınız, birlikte güzel bir ekip olarak bu yolda beraber yürümeyi kabul ettiğiniz için kendi adıma teşekkürü bir borç bilirim. Vaktinizi çok almayacağım, bildiğiniz üzere şuan en büyük düşmanımız zamandır. Sizlerin de müsaadesi ile konuşmayı, bizlere DNA üzerindeki çalışmalarında geldiği noktalarla ilgili bilgiler verecek olan Dr. Albertino Santoro'ya veriyorum. diyerek sahneden ayrılarak kendi yerine geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALESSIA
Science FictionBir, "Okan Valentini" serüvenine başlamak üzeresin! Rahat olabileceğin bir yere git, Arkana yaslan, Kafandaki her şeyi bir kenara bırak. Şimdi yolculuğa hazırsın! Haydi başlayalım...