Herkese merhaba, bu bölümler nasıl oluyor, beğeniyor musunuz, önerileriniz ya da söyleyeceğiniz herhangi bir şey varsa lütfen yorum yapın. Sizleri seviyorum ponçikler❤️
"Adama neden öyle dedin? Senin için endişelenip kapıya kadar gelmiş. İyice odun gibi oldun hyung."
Jooheon kızgın bir şekilde Kihyun'a söyleniyordu.
"Sen.... Yürek mi yedin acaba? Sensin odun gerizekalı. Bana sormadan oraya gidip dünyanın parasını ödemeseydin o zaman."
Kihyun duydukları karşısında şaşırıyordu. Genelde ona kimse karşı çıkamazdı, o bağırır diğerleri onun susmasını beklerlerdi fakat bugün Jooheon oldukça sinirli görünüyordu.
"Senin neyin var acaba? Gergin gibisin bana bu lafları edebildiğine göre."
"Akşam Dal Nari ile buluşacağım ama nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum. İşin saçma tarafı ise onu davet eden bendim hyung. Ne giyeceğim hakkında hiçbir fikrimin olmaması da ayrı bir şey."
Jooheon endişeli bir şekilde söylendi. İnsanlarla çok iyi anlaşırdı. Konuşmak, kahkaha atmak onunla özdeşleşmiş şeylerdi fakat konu bu peri kızı olunca dili tutuluyordu. Sesinin büyüsüne öylesine kapılıyordu ki bazen söylediklerini dinlemiyordu bile. Tabi bunu Kihyun'a anlatması hiçbir şeyi değiştirmeyecekti ama yine de biriyle paylaşmak iyi gelmişti.
"Halledersin sen, şu geçen gün aldığımız gömleği giysene. O baya yakışmıştı sana. Beni daha fazla lafa tutma, temizlik yapacağım diye bulaşıkların hepsi duruyor daha onları halledeceğim."
Kihyun hızlı adımlarla mutfağa, Jooheon ise odasına doğru ilerledi. Yarım saat sonra hazırlanmış, buluşmak için sözleştikleri mekana doğru yola çıkmıştı.
O gidince kızıl saçlı olan evde yalnız kaldı. Aslında yalnız sayılmazdı, Hyungwon ve Hoseok evdeydi fakat bütün gün odadan çıkmamışlardı.
Her ne kadar önemsememiş gibi görünse de bugün olanlar aklını kurcalıyordu. Acaba Minhyuk'a haksızlık mı etmişti? Önemli bir işi olduğunu söylemişti zaten neden eve kadar geldiyse o da ayrı bir merak konusu. Ama ona her fırsatta oraya zorla geldiğini göstermişti, anlayışla karşılaması gerekirdi.
Görüşmelerinde olanları hatırladı. Onunla konuşmak- ya da kavga etmek- bir şekilde ona iyi gelmişti. İnsanlar genelde ona cevap vermezlerdi ama Minhyuk öyle yapmamıştı. Oraya gittiğinde de kafası biraz olsun dağılıyordu. O boş bakışlı köpek haricinde fena bir yer değildi, biraz pişman olduğunu hissetti. Zaten Jooheon ödemişti parasını da ne diye gitmediyse. O oradayken evdekilerden biraz olsun rahatlıyordu. Ayrıca görüşmeleri başka bir yerde yapmayı teklif etmişti. Sinirli olduğunu kabul ediyordu. Hem o tabloyu görmek zorunda kalmazdı hem de ruhsal açıdan kendisine biraz iyi gelirdi.
Ani bir kararla telefonu eline aldı ve Jooheon'un numarasını tuşladı.
"Alo? Jooheon, Dal Nari yanında mı? Güzel, şimdi söylediklerimi harfiyen ona ilet. Dr. Lee Minhyuk ile olan seanslarımıza devam etmek istiyorum. Gerekli işlemleri yarın hastanede hallederiz. Size iyi eğlenceler o zaman."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Calm Down || Kihyuk
Fanfiction"Her şeyi anladım ama tabloma neden laf ediyorsun?" "Köpek boş bakıyor." "Senin gözlerinden anlam akıyor çünkü. Kızım Dambi hakkında düzgün konuş."