Olayları sakız gibi uzattığımı biliyorum. Hikayenin çok ama çok yavaş ilerlediğini de biliyorum ama bu Kihyuk fanfic ve hemen bitsin istemiyorum. Daha edecekleri milyonlarca kavga var ve hepsini yazmam lazım dudjdjdkdk Yüce Kihyuk'un evladı olmak bunu gerektirir. (bkz: yüce kihyukun evlatları) (bkz: hoeste ve jaeşar)
"Başka bir şey yoksa çıkıyorum ben Dal-Nari"
Minhyuk; günü bitirmenin vermiş olduğu mutluluk ve biraz da yorgunlukla çıkış kapısına doğru ilerliyordu.
"Efendim"
"Ne var?"
"Aslında bir hastanız daha var."
"Programda öyle bir şey yazmıyor ama"
"O eski program efendim, yenisini dün gece size attım. Bakmadınız mı?"
Sarışın olan sessizce bir küfür savurdu. Dün programa bakmak bir kenara dursun, en sevdiği çizgi filmi bile izleyemeden uyuyakalmıştı.(bkz: gumball)
Yorgun adımlarını odasına doğru çevirdi. "Sadece bir saat" diye düşündü. Bir saat sonra eve gidip Dambi ile beraber patlamış mısır keyfi yapmayı planlıyordu. Düşünceler içerisinde odasının kapısını açtı. Ani bir şok dalgası yüzüne doğru yayılıyordu. Normalde boş olması gereken odada, masasının önündeki sandalyelerden birinde tıpkı ilk günkü gibi minik ve kızıl bir hamster oturuyordu.
"Selam Minhyuk"
İlk başta onu özlediği için hayal gördüğünü sanmıştı fakat capcanlı karşısında oturuyordu işte. Yüzünden o şaşkın ifadeyi silip selam vermesi gerektiğini düşündü.
"S-s-selam Kihyun, seni burada görmeyi beklemiyordum. İadede bir sıkıntı mı oldu, aptal Dal-Nari hallettiğini söylemişti oysa. Maaşından kesicem."
Kızıl saçlı olan, çocuğun yüz ifadesini gördükçe gülümsemesine engel olamıyordu. Kapıdan içeri girdiğinden beri far görmüş tavşan gibi donup kalmıştı. Üzerinde bu kadar etkisi olduğunu bilmiyordu açıkçası.
"Aslında seanslara devam edeceğimi söylemek için gelmiştim. Evde durdukça daha stresli bir insana dönüşüyorum. Seansları dışarıda yapmak güzel bir fikir gibi gelmişti ama odanın bu hali muhteşem olmuş, ne yapsak kararsız kaldım."
"Dışarıda yapalım"
Dışarıda randevu fikrini kabul ettikten sonra tabiki de odada devam edelim demeyecekti.
"Peki o zaman. Bugün yorgun görünüyorsun, eve gidip dinlenelim. Gelecek seansımızda burada buluşup bir yer belirler, oraya gideriz. Görüşürüz Minhyuk"
Kafasına saksı mı düşmüştü? Bu çocuğu anlayamıyordu, hiçbir zaman anlayamayacaktı.
Her zaman olduğu gibi o minik vücudun kapıdan çıkışını izledi. Yorgunluğu uçup gitmişti sanki. Bu da demek oluyordu ki Dambi'yle sabaha kadar çizgi film kuşağı yapabilirlerdi.(bkz: dünyanın en şanslı köpeği)
Lunaparktaki balon patlatma oyuncaklarında tüm balonları patlatıp orada bulunan en büyük ve en pofuduk ayıcığı kazanan küçük bir çocuğun edasıyla eve gitmek üzere kapıya ilerledi. Mutluluğunun sebebini biliyordu ama şimdilik fazla deşmeyecekti. Onunla geçireceği daha bir sürü vakit vardı ve büyüyü bozmak istemiyordu.
Nasıl oldu bilmiyorum ama umarım beğenmişsinizdir :3 Bölümler kavgasız geçince yanlış bir şeyler yazıyormuşum gibi hissediyorum dudjdjdkdk o yüzden bu minnoş hallerine fazla alışmayın.
Sizi seviyorum >-<
Kendinize iyi bakın <33
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Calm Down || Kihyuk
Fanfiction"Her şeyi anladım ama tabloma neden laf ediyorsun?" "Köpek boş bakıyor." "Senin gözlerinden anlam akıyor çünkü. Kızım Dambi hakkında düzgün konuş."