*Bu bölüm yorumlarıyla beni çok sevindiren ve ficin gerçek gerçek okuyucularından biri olan tatlı @amberckckamber 'a umarım beğenir *3* *
Yi Fan kapıyı çalıp çalmamak arasında kalmıştı. Bu eve gelmeye yüzü olmamalıydı aslında. Onlara yaptıktan sonra yardım dilenmeye ne cüretle gelebilirdi ki?
Ancak bir şeyler danışabileceği kimsesi yoktu. Gerçekte, Yi Fan'ın hiç kimsesi yoktu. Çetesindeki insanlar parası ve gücü olduğu için onunlaydı. Birkaç gün önce Luhan'dan öğrendiği kadarıyla onun az da olsa arkadaşları vardı. Zaten en yakınında tuttuğu insanlar onlardı. Kendisinin ise...
Kafasını iki yana salladı. Şu an düşünmesi gereken şey kesinlikle bu değildi. Acımak istemiyordu kendine. Boş olduğu vakitlerde bunu bolca yapabilirdi. Kapının açılmasıyla tekrar çalmaya giden eli havada kaldı. Gri saçlarını sola tarayıp ardından elini ensesine götürdü. Ondan beklenmeyecek şekilde utangaçça gülümseyip selam verdi.
"Ne arıyorsun sen burada?"
Baekhyun etrafına bakındı onları izleyen biri var mı diye. Yine başı belaya girsin ya da Chanyeol'le kavga etmek istemiyordu. İçinde şüphe etmesine neden olan bir şey vardı ama. Uzunun yüzündeki ifade çoğu zamankinden farklı duruyordu.
"Yardımını istemeye geldim."
"Benden mi? Ne yardımı?"
"İçeri geçebilir miyiz?"
Kendisiyle aynı endişeleri diğerinin de paylaştığını görünce şaşırmıştı Baek. Wu hiçbir şeyi takmayan bir adam gibi durmuştu hep. Hele de yardım istemesi başlı başına garipti. Onu tanıdığı şu 1-2 ay içerisinde ağzından böyle düzgün cümleler çıktığını ilk defa duyuyordu. İlerisinde ne olacağını merak ettiğinden aldı içeri onu.
"Ne istiyorsun?"
"Luhan konusunda ne yapacağımı bilmiyorum."
Tam yere oturacakken kalakaldı Baekhyun. Daha kısa bir süre önce ondan hoşlandığını söyleyen adam başka biri hakkında tavsiyelerini istiyordu. Ne yapacağını bilemeyen tek o değildi. Yalnızca elinden gelen tek şeyi yani dinlemeyi yapmaya başladı.
"Onu seviyor muyum yoksa sadece yanılıyor muyum emin değilim. Seninle olan şeylerden sonra karşılıksız aşkı tattım. Bunun onda yaşanmayacağını biliyorum ama şu an düşününce bunun gerçek bir aşk bile olup olmadığından emin olamıyorum. Ona olan hislerimin ne olduğunu nasıl bileceğim?"
Ellerine bakındı Baek. Düşünmeye başlamıştı. İlk önce uzunun cümleleri kafasında iyice dolandırıp ne demek istediğini anlaması gerekmişti. Sonuçta başlangıçta ona aşık olduğunu ardından bunun aşk olmayacağını söylemişti. Bir de Luhan konusunda ne yapacağını bilmemesi vardı. Kısacası karşısında kafası baya karışmış biri oturuyordu. Gidebileceği kimsesinin olmadığını Baek bile farkındaydı. Bu yüzden sanki çok yakın arkadaşlarmış gibi onu gelmesine bir şey dememişti.
Herkesin mutlu olmasını istiyordu. Luhan'ın bu salağa olan aşkından haberdardı. Sarışın sırığın da onunla mutlu olacağını gayet iyi biliyordu. Hem onların hem de kendi iyiliği için işe el atabilirdi.
"Bana olan hislerinden bahsedelim başta. Beni görünce ne hissediyordun ya da konuşunca?"
"Elim ayağım birbirine dolanıyordu. Sana zarar gelmesini istemiyordum. Chanyeol'ü kıskanıyordum. Onu yanında görünce sinir oluyordum. Sabah Chanyeol'le uyanıp akşam onunla yatman beynimi kurcalıyordu. Keşke benim de yanımda biri olsa diyordum. İkinizi konuşurken, aşk kuşları gibi etrafta dolaşırken görünce ayırasım geliyordu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Time Travel With Byun Baekhyun // ChanBaek
FanfictionBir gün kendini hiç bilmediğim bir yerde, hiç tanışmadığı bir adamla bulan Baekhyun olanların hepsine kader diyecekti. İnancına sığınacaktı belki de. Fakat sonuç onu yalanlarla yüzleştirdiğinde gitmek kolay olacak mıydı? Bildiğiniz gerçekliği kaybed...