Gözlerimi açtığımda karşımda mavi gözlü, sarı saçlı şirin mi şirin bir kız duruyordu. Neden burdayım? Burası neresi? gibi birkaç soru sorduktan sonra kız bana herşeyi anlattı. O da buraya dershaneye gitmek için taksiye bindiğinde gelmiş. Adamın neden böyle bir şey yaptığını sorduğumda ise adamın şizofren olduğunu aralarından birkaçı çok konuştuğu için dillerini kestiği hata bazılarına işkence çektirdiğini filan söyledi. Adamın akli dengesi bozukmuş ve hastaneden kaçmış. Burdan kaçma şansın yok artık dedi kapılar kilitli ve evde gördüğün gibi hiç pencere yok. Kızın yumuşacık derisinin çoğu yerlerinde yaralar vardı. ''Bunları o adam mı yaptı?'' diye sordum dehşetle. ''Hayır'' dedi. Ben tam 3 senedir gün ışığı görmüyorum, bundan dolayı derimde bazı yaralar çıkıyor.'' dedi Çok şaşırdım. Şaşırma dedi. Hepsi senin de başına gelecek. ''İçlerinden en yeni benim.'' dedi. 5 seneden fazla kalırsan ruhunu tslim ediyorsun. Adamın icat ettiği bir makine var. Herkesin ruhunu alıp kavanoza koyuyor. Adam şizofren mizofren ama çok zeki, Einstein hesabı dedi gülerek... Ardından gülüşüne hemen bir es koyup, gözlerini olabildiğine büyüterek; ''Şu anda gündüz mü gece mi?'' dedi. Şaşırmıştım. ''A-akşam üstü g-gibi'' dedim kekeleyerek.
Nasıl?