''Çünkü ben lanet olası bir canavarım Ashton! Yaşamayı haketmiyorum ve bu seni birçok dertten kurtarır.'' diye mırıldandı.
''Calum, beni dinle. Sen bir canavar değilsin. Sen benim kardeşimsin ve ölmene hiçbir şekilde izin vermeyeceğim. Yaşamak için çok nedenin var.'' dedim ona.
''Yaşamak için hiçbir nedenim yok, Ashton.''
''Hayır Calum. Kapa çeneni ve dinle. Yaşamak için çok neden var.'' dedim ve ayağa kalkıp ona doğru eğildim. ''Senden vazgeçmiyorum.''
''O zaman göster! Bana bu hayatta neyim kaldığını göster! Göster, Ashton!'' diye bağırdı. Ayağa kalktı ama tekrar oturmasını sağladım.
''Sen görmüyorsun ve ben de görmüyorum. Biz göremiyoruz ama bir şey var. Olduğunu biliyorsun. Sadece vazgeçmemelisin.'' dedim
''Yaptım Ashton! 10 lanet yıldır vazgeçmiyorum. Ama artık başa çıkamıyorum. Sadece yapamıyorum.''
İşaret parmağımı göğsüne sertçe bastırdım. ''Beni dinle, ve iyi dinle. Sana söyledim, senden vazgeçmiyorum. Ölmene izin vermeyeceğim. Sahip olduğum tek şeysin. Seni kaybedemem.''
Nefes alamamaya başlamıştım. Gözlerimin dolduğunu hissettim. Arkamı dönüp odasından uzaklaştım. Derin bir nefes alıp yüksek sesle iç çektim. Duvara yaslanıp Calum'ın dairesine baktım. Evet, dairesine.
O yalnız yaşıyor. Her gün onu görmeye geliyorum. Bu güne kadar hep ona yardım ettim. Bu 10 yıl önceydi, o 7 bense 9 yaşındayken;
''O hiç bir yere gitmiyor!'' diye bağırdım, Calum'ın önünde dururken.
''Ashton, gülünç olma!'' dedi bana bağırarak.
''Gülünç olan sensin! Onda yanlış olan hiçbir şey yok, anne!
''Onda bir sorun var... ve sen de bunu biliyorsun.''
''Hayır!''
Calum'ın sessizce inlediğini duydum. Tişörtümü sıkıca tutuyordu, ağladığını duyabiliyordum. Onu suçlayamazdım, annem onu başkasına vermek üzereydi.
Ön kapı açıldı, babam gelmişti. Bize şok içinde baktı. Calum'ın, ona doğru koşarken ''Baba!'' diye ağladığını duydum.
Babam Calum'ı kucağına alıp anneme baktı. ''Neler oluyor?''
''Onu göndermek üzereydi, baba!''
''Ne? Bu doğru mu Lauren?''
Annem bir şey demeden ona baktı.
Babam, ''Bana cevap ver Lauren!'' diye bağırdı
''Onlara bakan sen değilsin, Evan! Ne istersem yaparım.''
''Ama yine de o hala benim oğlum!''
''Hayır değil! O bir canavar!'' diye çığlık attı.
''O bir canavar değil! O benim kardeşim!''
Gözyaşlarımın aktığını hissettim. Üzgün değildim, sadece kızgındım. Babam Calum'ı yere koyup yanıma koştu.
''Onu başkasına verme hakkına sahip değilsin Lauren!'' diye bağırdı babam.
''Velayeti sende değil, Evan. O artık senin değil.''
''Yine benim oğlum. Onu bana ver, ben onu alırım.''
''Ben de isterdim, ama hakimi duydun. İkisinin birbirinden ayrılmasına izin vermiyor.'' diye avazı çıktığı kadar bağırdı.
''O zaman ikisini de alırım''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm Not Me | Çeviri
Teen FictionThis book belongs to @fratboyashton, thank you for your permission. ''Git, Ashton. Seni incitmek iste-'' diye başladım ama çok geçti. Tekrar canavarın beni ele geçirdiğini hissettim. Çok sinirliydim. Ashton'ı sertçe duvara ittirdim. ''Calum! Savaş o...