Yepyeni bir yıl, taze heyecanlar. Aslına bakarsan oldukça bayatlamış bir başlangıç. Ne utanacağım bir görüntüm var ne de aynaya bakmak istemediğim o eski ben. Mutluyum evet, hiç olmadığım kadar.
Değişmiştim. Kelimenin tam anlamıyla bambaşkaydım.
Şu okulun yolu ne zaman bu kadar uzamıştı anlamıyordum. Heh! Geldim. İşte her şeyi baştan alma fırsatı. Bunu yapabilecek güçteyim.
Okula adımımı attığım anda benliğimin değil benimle birlikte her şeyin değiştiğini anlamıştım. Birkaç adımla yetinmiş bahçenin ortasında duraksamıştım.
Yeni gelen öğrenciler, benim de üst sınıflarım ilk günün verdiği heyecandan olsa gerek gülümsüyor kahkahalar atıp duruyorlardı.
"Okulun ilk gününden hep bunlar." diye mırıldanmıştım muzipçe gülerek.
Kalabalığın içinde beni, daha doğrusu yeni görüntümden beni ayırt edip seçebilenler kafalarını kabaca çevirip bakıyorlardı.
Lise 2' sinde, fazla kilolarını üstünde ağırlık yapan bir kostümmüş gibi çıkarıp atmış, tamamen değişmiş hatta evrim olarak adlandırılacak boyutta olan kim olsa ben de aynı tepkiyi gösterirdim tepkisiz. Bu yüzden, önemli değil.
Ah! Hadi ama bakmayın bana öyle! Güleyim mi ağlayayım mı bilemedim. Tabi ki şu an sevinç çığlıkları atmamak için kendimi sıkarken her an biri tokat atıcak ve rüyadan uyandırılacak gibi hissediyordum.
O kadar mı değişmiştim canım! Gözlerim doğduğumdan beri maviydiler oradan pek değişmemişimdir. Sarıya benzer saçlarım yazın güneşle birlikte beni kelimenin tam anlamıyla sarışın yapmış olabilirdi, ona kabul. Ama vücudum, bedenim tanınmayacak durumdaydı.
Ah neyse tüm yazımı bunu hayal ederek geçirmemişim gibi düşüncelere dalmakla meşgul olamayacağım. Bu anın tadını çıkarmalıyım!
Karşıda futbol sahasının yan tarafında duran, geçen senemin lânetli arkadaşlarımı görmemle onlara yönelmem çok uzun sürmemişti. Onlara doğru attığım her adımda bir yenisi gözlerini deviriyor, bir diğerini dürtüyor beni gösteriyor, şaşkınlıkla izliyorlardı.
Yanlarına gittiğimde "Bu ne hal? Bomba!" diye bağırmaları olmasa da olur cinsindendi.
Hayret dolu gözler biraz olsun yeni görüntüme adapte olurken bol bol sarılmıştık. Geçen seneden yakın olduğum olmadığım kimseyi ayırt etmeden kollarımı kocaman dolamıştım.
Lise hayatımın dedikodu serüveni arkadaşım Başak bana bahçenin diğer ucunda toplanan ego torbaları, bir üst sınıfımız erkeklerini gösterene dek her şey biraz daha yolundaydı aslında. Neden mi afalladım yine?
Geçen kuskunç sene boyunca yüzüne bile bakmaya tenezzül etmeyen bir grup gökcismi sana bakarlarsa benim kadar soğukkanlı bile olamazdın. Soğukkanlıyım çünkü alayının ne mal olduğunu biliyordum. Çıkmadığı kız bırakmayanlar mı dersiniz kısacası abaza deyip geçer misiniz, bu sizin tercihiniz...
Hiçbir garipseyen bakışı aldırış etmeden sakince önüme dönmüş Başak' a ve yeni, taze dedikodularını dinlemeye hazırlamıştım kendimi.
Emin olun, hiçbir kız dedikodu yapmayacak kadar değişemez.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aslına Bakarsan
Teen FictionTek suçum ise yalnız birini daha çok sevmiş olmamdı. Yalnız biri için yeri geldiğinde herkesi karşıma almam, yalnızca onun için başka kalpler kırmış olmamdı. Oysa ki onun benden uzak kaldığı her saniye kırılırdı benim kalbim. Onun tenini özlerd...