30. Bölüm

364 24 4
                                    

Sınavlar da bittiğine göre sizler için yoğun sayılacak bir döneme giriş yapalım. Bölümler yakın aralıklarla gelecek artık. Tabii beğeniler ve yorumlar eşliğinde :)

Öpüldünüz, iyi okumalar...

---

Üzerimi değiştirip yatağın içine girmiştim. Uyusam aynı kabusu görür müydüm ki? Uyumak dahi korkunçtu gözümde artık.

Her şeyin başı iyi olduğu gibi sonu bir o kadar daha kötüydü, mesela rüyam...Başı benim hayallerime sığdıramayacağım şeyler hissettirmişti bana.

Cidden hissetmiştim dudaklarını, sakallarını, saçlarını, yumuşaklığını, masumluğunu, onu... Sonra hayatım boyunca unutamayacağım sahneler görmüştüm gerçeklikten ödün vermeyen rüyamda.

Şimdiyse gözlerimi kapamalı ve uyumalıyım. Düşünme artık o rüyayı Aslı. Düşünme.

-------

Penceremden sızan güneş ışığı kapalı gözlerimin yanmasına sebebiyet veriyordu. Yastığımı başımın altından alıp yüzümün üstüne koymuştum tek çare.

Aklıma şu Melih olayı gelmişti bir anda. Harbiden Melih bizim Başak' la okulda kalacağımızı nerden biliyordu? Başak.

Hayır hayır. Düşündüğüm şey olamaz değil mi?

Başak' la yaptığımız konuşma, üzgünüm diye çekip gidişi hatta ve hatta telefonla birilerine haber vermesi bu düşündüğümü destekler nitelikteydi.

Başımın üstündeki yastığı oflayarak yere atmış, yatakta doğrulmuştum.

Bu kadarı da yapılır mıydı ya? Inanmak istemiyordum düşüncelerime.

Bugün Tuna'yı görecektim, onunla konuşacaktım. Ee tabi o benimle konuşursa...

Yataktan ağır hareketlerle çıkınca yüzümü yıkamış okul kıyafetlerimi yatağa koymuştum. Her zamanki gibi siyah dar pantolonumu, yarım kol siyah dar penyemi de giyince ince paltomu ve sırt çantamı alarak evden çıkmıştım.

Okula vardığımda basket sahasına bakmadan edememiştim. Yoktu.

Onu görmek istiyordum. Borçlu hissediyordum kendimi.

Onu görememişliğin verdiği kırgınlıkla sınıfa çıkmıştım.

------

Öğle teneffüsüne kadar kulaklığımı takmış ve uzun süredir bakamadığım derslerime göz gezdirmiştim. Öğle teneffüsünde Başak sınıftan çıkmak üzereyken seslenmiştim ona.

"Başak!"

Sesimi duymasıyla olduğu yerde durmuş birkaç saniye sonra bana doğru dönmüştü.

"Efendim?"

"Konuşmamız gerekiyor."

"Ne konuşacağız?"

"Benimle gelir misin iki dakika?"

Yürümeye başlamış, arkamdan ne konuşacağız ki diye söylenen Başak' a cevap vermiyordum.

Melih' in gelmesinin onunla bir alakası olup olmadığından emin olmam gerekiyordu. Diğer türlü içim rahat etmeyecekti. Çünkü bu konu sadece beni değil Tuna' yı da ilgilendiren bir konuydu.

Koridorun en sessiz köşesine gidip Başak' ın yavaş adımlarıyla bıkkınca yanıma gelmesini bekliyordum. Umarım yapmamışsındır Başak.

Nihayet geldiğinde düşünmekten bile kaçındıklarım hakkında konuşmaya başlamıştım.

"Başak, o gün sen gittikten sonra ne olduğunu biliyor musun?"

Aslına BakarsanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin