Bölüm 15
Vada yeniden gözlerini açtığında odanın büyük camlarından içeri ışık sızıyordu. Tüllerin ardından ona ulaşan güneş içini ısıtmıştı. Vücudu hala bir kuş gibi hafif ve huzur doluydu. Bir süre tavanı izleyen Vada kitabın hangi sayfasında kaldığını arayan bir okur gibi düşüncelerini taradı.
Kraliçe diye düşündü, en son onunla konuştuğunu hatırlıyordu. Kalbi huzur doluydu. Kahkahalar sanki havada asılı kalmış gibi kulaklarında çınladı. Jaya da yanındaydı, tam arkasında... Kraliçe ona meleklerle ilgili hikayeler anlatmıştı ve saatlerce sohbet etmişlerdi. Vada bir an ne hakkında konuştuklarını çıkaramadı. Parça parça görüntüler geçiyordu gözünün önünden, ama bir türlü bütüne ulaşamıyordu. Tek bildiği kraliçenin yanından ayrılmak istemediğiydi. Yalnızlıktan şikayet edip durmuştu. Ve tabii Maitri'den...
Maitri diye düşündü Vada. Aynı anda kalbine şiddetli bir sancı saplandı. Kopuk anılar bir bir aklına gelirken, olanlar ilk kez baştan sona birleşmişti. Vada hatırlıyordu. Kraliçeye her şeyi söylemişti. Maitri'nin anlattığı her şeyi... Bir çırpıda, düşünmeden. Kızın ne kadar korktuğunu bildiği halde kendini tutamamıştı. Kraliçe iyiydi, kraliçe ona asla zarar vermezdi. Yine de... Vada'nın Maitri'nin yüzündeki pişmanlığı unutması imkansızdı. O halde kraliçenin karşısında dilinin bu kadar kolay çözülmesinin nedeni neydi?
"Maitri!" dedi Vada panikle. Kelime dudaklarından dökülürken hışımla doğrulmuştu. Üzerindeki örtüleri savurup yataktan kalktı. Yanlış bir şey yaptığına emindi. Ne yazık ki ancak şimdi akıllıca düşünebiliyordu. Asla konuşmaması gerekirdi. Hatasının Maitri'ye ne gibi bir zarar vereceğini, hatta verip vermeyeceğini bilemiyordu, ama içi korkuyla dolmuştu.
Odanın içinde bir ileri bir geri yürürken bir yandan kendini teselli etmeye çalışıyordu. Kraliçe iyiydi. Kraliçe ona hep iyi davranmış, kalbini hafifletmekten başka bir şey yapmamıştı. Maitri'nin birazdan gelip yeniden ona gülümseyeceğine ve onu hazırlamak için odanın içinde oradan oraya koşturacağına emindi.
Oyalanmak için camın önüne geçip dışarıyı izlemeye koyuldu, ama kalenin dışındaki dünya tamamen ölmüş gibiydi. Tek bir gölge görünmüyor, yapraklar bile kıpırdamıyordu. Bu haliyle Vada kendini süslü bir tabloya hapsolmuş gibi hissetti. Sanki gördüğü her şey cansız bir resmin parçasıydı. İçine dolan yalnızlık duygusuyla Vada'nın düşünceleri bu kez Rhydian'a kaydı. O hala dışarıda bir yerlerdeydi, öyle olmalıydı. Kraliçe onu bulacaktı elbette ama...
Vada başına saplanan korkunç acıyla iki büklüm oldu. Sanki biri elleriyle beyninin suyunu çıkartıyordu. Öyle ani, öyle apansız gelmişti ki... Vada derin derin nefes alıp sakinleşmeye çalıştı. Dizlerinin üzerine düşmüş, elleri istemsizce başını kavramıştı. Çığlık atmamak için kendini zor tutuyordu. Sakin ol diye düşündü. Sakin ol ve nefes al... Dakikalar birbirini kovalarken derin derin solumaya devam etmişti. Nihayet ağrı hafifliyordu. Dayanılmaz acı yerini uyuşukluğa bırakırken Vada kan ter içinde kalmıştı. Berbat haldeydi, ama artık gerçekten hatırlıyordu.
Rhydian dışarıda bir yerdeydi, çünkü kraliçe en başında ona doğruyu söylememişti. Gölgeler ve eş ruhlarıyla ilgili öğrendiği her şey Vada'nın diğer anılarıyla ve kaybolan duygularıyla birlikte geri geldi. Öfke yeniden kalbine otururken nasıl olup da kraliçenin karşısında kendini kaybettiğini düşündü. Yaptığı tüm kaçış planlarını unutmuş, kadınla birlikte kahkahalar atıp eğlenmişti. Bir ahmak, bir geri zekalıydı. Kalbi sinirden delice çarpıyordu.
Zorla perdeye tutunup ayağa kalktı. Farkında olmadan tülü tutan elini öyle çok sıkmıştı ki kan gitmeyen parmakları beyazlamıştı. Aklından geçen her düşünce yeni bir tanesini doğururken içinde kontrol edemediği bir nefretin kabarmaya başladığını hissediyordu. Kalbinden vücuduna yayılan sıcaklık şimdi kollarına ulaşmış neredeyse tüm bedenini sarmıştı. Kalp atışlarının hızlandığını hisseden Vada bir an için alev alev yanacağını düşündü. İçinde patlamaya hazır bir bomba var gibiydi ve nefes alması zorlaşmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGE ŞEHRİ - GÜNDÖNÜMÜ
Fantasy5 kitap olacak Gölge Şehri serisinin ilk kitabı :) Sıradaki kitaplar: Gündoğumu, Gündüz, Günbatımı ve Gece. **** Her insan gölgesiyle doğar, onunla büyür ve ölür. Ben de herkes gibi bir gölgeyle doğdum. Tek farkım, onu görebilmem. Zaten o yüzden ş...