Levi Ackerman

3.3K 135 73
                                    

Her şey bulanık. Çoğu şeyi seçemiyorum. Yeşil ve kahverengi çoğunlukta. Etrafımda ne var bilmiyorum ama atın üzerinde gittiğim belli. Önümde başka bir at daha var ve üzerinde biri. Ben ona bakmaya dalmışken ten rengi bir kütle beni yakalıyor. Beni sıkıyor. Çığlık atıyorum ama sesim çıkmıyor. Etraf kırmızılaşıyor. Önümdeki insan arkasını dönmüş. Tek net gördüğüm şey onun hafif endişeli gözleri.

Kırmızı etrafı ele geçiriyor ve onun gözlerini içine hapsediyor. Yavaşça etrafımı saran kütle açılıyor. Şimdi ıslak bir yerdeyim. Burası pembemsi ve sıra sıra beyazlar var. Burası... bir ağız mı?

Aşağı doğru kayarken kırmızı geri dönüyor. Üzerime de o kırmızılıktan sıçrıyor. Yeşil bir şey beni alıyor ve hızla ilerliyor. Yeşil ve kahverengi geri döndü. Ayaklarım yere değmiyor. Rüzgar esiyor. Sanki uçuyor gibiyim. Beni uçuran kişiye bakıyorum. İşte tek net gördüğüm şey karşımda ama bu sefer daha geniş bir alan. Tüm yüzü. Kızgın bir ifadesi var. Bu kimdi?

Hatırlayamıyorum ama biliyorum ki o benim için önemli. Yüzüm hareketleniyor. Sanırım gülümsüyorum. İfadesi değişiyor. Rahatlamış gibi. Artık daha fazlasını görüyorum. Bütün vücudu. Kim olduğu hala net değil. Beynimi yormamaya karar veriyorum. Gözlerimi kapatıp kendimi uçma hissinin hazzına bırakıyorum.

İdrak edemediğim bir zaman sonrasında yerdeyiz.
"(Adın)! (Adın)!" Bu kelime tanıdık geliyor. Neydi ki? Galiba bir isimdi. Kimin acaba? Karşımdaki kişinin mi? Onun olsa niye söylesin. Benim herhalde. Böyle bir ismim mi vardı?

Gözlerimi açıyorum. Artık daha fazla görünüyor. 10 metre etrafımı görebiliyorum.
"(Adın)! Ölme! Seni de kaybedemem!" Bu kişi harbiden kimdi ya? Söylediği sözler güzel sözler. Nasıl bir ilişkimiz vardı?
"Herkes gidiyor! Sen de gidemezsin (adın)!" Bana gerçekten değer veriyor. Bir kim olduğunu bulabilsem.

Üzerime bir ağırlık geliyor. Bu insan bana sarılıyor. Öyle sanırım bir dakika duruyor sonra kalkıyor
"Hadi ayağa kalk (adın). Lütfen." Dudaklarımda yumuşak bir madde var şimdi de. Bu adam her kim bilmiyorum ama bana çok yakın duruyor şu an. Neredeyse... öpecek kadar. Hatta...daha yakın. Öpecek kadar. Dudaklarım boş kalınca etrafıma bir daha bakıyorum artık her şey çok net. Önümdeki kişinin suratı dahil. Artık onun kim olduğunu biliyorum. Levi...
-
Gözlerimi açtım. Levi başımda duruyor. Kalkmaya çalışıyorum ama karnımda feci bir ağrı var.
"Kalkmaya çalışma (adın). Daha doğru düzgün tedavi görmedin."
"Yüzbaşı Levi. Siz genelde hasta olanlarla ilgilenmezsiniz."
"Bu görevde yoruldum. Dinlenme fırsatı doğdu."
"Bana ne oldu? Bir Titan'ın bana saldırdığını hatırlıyorum. Biri beni onun ağzından kurtarmıştı ama kim olduğu veya geri kalanı yok. Beni kurtaran kimdi ve sonrasında ne oldu?"
"Seni kurtaran... Seni kurtaran sıradan bir askerdi ve seni at arabalarından birine bıraktı..."

Çooooook uzun bir aradan sonra geri döndüm. Bahanem var mı? Aslında evet. Geçen tatillerde yapamadığımız tatilleri yapıyoruz, tercihler, akraba ziyaretleri... Bunlar küçük bahaneler. Bir de izlemediğim animelerden istekler yapıldı onları izliyorum. Bunlar arta kalan zamanım yok mu? Baya var ama yazmak içimden gelmedi sadece biraz dinlenmeye ihtiyacım vardı ve ilham olmayınca çok kötü oluyor. İlham olunca da böyle oluyor da neyse. Yani isteklerle geri döndüm. Teker teker yapmaya çalışacağım. Levi uzun zaman önceden bir istekti ve yazmayı başardım. Umarım beğenmişsindir. Zor muydu? Evet ama eğlendim.

Okuyucu x Anime Karakterleri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin