🎀🎀🎀
Seulgi;
Güneşin gözlerimi aldığında sabah olduğunu anlamıştım. Lanet olsun uyanmak istemiyordum. Her gece eve geç gelip ders çalışmaktan yorulmuştum. Geç saatlerde uyumaktan, erken saatlerde kalkmaktan bıkmıştım. Neyse ki sınava 2 ay kalmıştı.
Yatağımda dik konuma geldikten sonra telefonumu elime alıp Yerim'i aradım. Her sabah onu uyandırmakla görevlendirilen bendim. Odasına kadar gitmeye üşendiğim için arıyordum. Annesi ve babası vefat ettikten sonra ailem onu yanımıza aldı. Bir süredir birlikte yaşıyoruz.
Yerim 'in ailesi ile ailem çok yakın arkadaşlardı ve bizde öyle. O benim hem kardeşim hem arkadaşımdı.
Onun dans yeteneğini keşfettiğim de kendimi dahi gibi hissetmiştim. Kendimle gurur duyuyorum.
Yerim aramamı her zaman ki gibi kapatmıştı. Bu onun uyandığı anlamına geliyordu.
Yatağımdan kalkıp hazırlandıktan sonra çoraplarımı dizime kadar çektim ve ceketimi de giyindikten sonra çantamı alıp odamdan çıktım. Ayaklarımı sürte sürte masaya ilerledim. Çantamı sandalyenin yanına koyduktan sonra oturdum be başımı Yerim'e çevirdim.
"Senin bugün hangi sınavın vardı Yerim?"
"Biyoloji Seulgi Unnie..." konuşmasını bitirdikten sonra yarım kaldığı yerden devam etti.
"Sana güveniyorum! " gözlerim kaybolana kadar gülümsemiştim ve saçlarını okşadıktan sonra kahvaltımı yapmaya başlamıştım.
Babam her zaman ki gibi kahvaltısını bizden erken bitirmiş ve bizi arabanın içinde telefonda oyun oynayarak bekliyordu. Annem ise her zaman ki rutinlerini gerçekleştiriyordu. İleride annemin çicek dükkanı vardı. Annem de evdeki işlerini bitirince oraya gidiyordu.
Biz babamı fazla bekletmeden evden çıktık. Yerim ile her zaman ki gibi ön koltuk kavgası yaptık. Kazanan ise tabii ki bendim. Sevinçle arabaya bindim ve Yerim de arkaya bindi. Yerim kaybettiği halde mutsuz olmuyordu. Daha doğrusu kafasına takmıyordu.
Yerim her gün oturduğu an hemen telefonunu eline alır ve Youtube kanalımızdaki videolara gelen yorumları okurdu.
Ben ise yol boyunca babamla sohbet ederdim. Sıkıldığım zaman da kafamı cama yaslayıp dışarıyı izlerdim. Ve bn yine sıkılıyordum. Kafamı cama yaslayıp gözlerimi kapattım. Uykum vardı. Uyuyamıyordum ama uyuyormuş gibi hissediyordum. Vücudum gözlerim dinleniyordu. Sabah uykusu kadar tatlı birşey yok.
Okula 10 dk kaldığında telefonuma bir mesaj geldi. Bu mesaj aktif olduğum bir uygulamadandı. Yabancı ülkelerden arkadaşlar edinmek hobimdi. Bu uygulamada onlardan biriydi.
Bu kullanıcının ismi çok tuhaftı. Başka isim mi bulamamış?
Mesaj içeriğini gizlediğim için şifreyi girip uygulamayı açtım.
Gönderen: mochimchim
mochimchim: İki saatir okulda seni bekliyorum
mochimchim: Babana söyle biraz daha hızlı olsun.
Mesajı okumadan kullanıcının profiline tıkladım. Profilde Mochi resmi vardı. Ve başka paylaşılan birşey yoktu. Merakıma yenik düşmüştüm. Hayal kırıklığıyla birlikte mesajı okudum.
seulbear: Sen? Sen kimsin?
seulbear: Sen bizim okulda mısın?
seulbear: Ve
seulbear: Babamın getirdiğini nerden biliyorsun?
Tek tek yollamayı alışkınlık edinmiştim. Uzun uzun yazmayı asla sevmem. Arada bir yazarım. Çok nadir.
mochimchim: Çünkü baban her seferinde arkandan "Kızım! Fighting!" diyor
mochimchim: Okulda bunu bilmemek ayıptır kkkk
seulbear: Aishh!!
seulbear: Şuan seninle uğraşamayacağım
*seulbear Çevrimdışı*
mochimchim: Yah!
mochimchim: Okuldan biriyim diye mi böylesin?
mochimchim: Aissh! Neden öyle yazıp çevrimdışı oldun ki? Cidden...
mochimchim: Sadece okula geldim yazamadın mı?
*mochimchim Çevrimdışı*
Cidden şuan onunla uğraşamazdım çünkü okula varmıştık. Babamı araba öpüp
🐻"Baba işe geç kaldın.. Hiç arabadan inmene gerek yok. İşine yetiş.. Seni seviyorum. Fighting" tekrar kırışan yanaklarından öpüp arabadan indim.
Nefesimi derince verdikten sonra etrafıma baktım. Telefonumu elime alıp yolladığı mesajları okudum. Etrafıma tekrar baktım. Mesajı atan kişi saklanmayı cidden başarabiliyor. Aishh.. Şuan çok rahatsız hissediyorum.
Mesajlara cevap vermeden telefonu cebime attım. Yerim'i sınıfına bıraktıktan sonra sınıfıma doğru ilerledim. Sınıfımı asla sevmedim. Sevememde. Sevmek zorunda mıyım? Sınıfta gruplaşma ön planda. Kızların hepsi sinsi. Erkeklerinde bazılarını seviyordum.
Sınıfa her girdiğim de kızlardan bana doğru gelen bir kıskançlık kokusu vardı. Rahatsız ediciydi. Kızları kafama fazla takmadan sıra arkadaşımın yanına oturdum.
Sıra arkadaşım denemelerde her zaman sondan ikinci olan Park Jimin'di. Çok sinir bozucu birisi.
Fakat
O
Dans makinası olan Park Jimin'di.
Ondan öğreneceğim çok şey vardı.
🎀🎀🎀
Umarım beğenirsiniz.