1.2

603 49 56
                                    

Medya ile okumanızı tavsiye edebilir miyim? Mükemmel! Belki bu dizinin konusunu ele alıp yeni bir kitap yazabilirim. Belli olmaz.
********

Ellerimizi birleştirmiş yürüyorduk. Utanıyordum ve bu ellerimin habire terlemesinden çok belliydi. Sıcaklamıştım. Ellerimi terledikçe ayırıp pantolonuma siliyor ve aynı utangaçlıkla ellerini tekrar tutuyordum. Her elini tutmamla Jimin benim bu halime kıkırdıyor ve bende onun kıkırdamasına eşlik ediyordum.


Sonunda evin önüne gelmiştik. Bir an önce eve girip dans etmeliydim. Birtakım sevinç dansı.


Kafamı birleşen ellerime doğru indirdim hafif gülümsedim.


" Şuana kadar birlikte olup bir çok şey yapabilirdik Park Jimin. Böyle şeyler yaşamamış olurduk ve üzülüp birbirimizin kollarında ağlamazdık, değil mi?" Jimin'in duyacağı bir şekilde mırıldandım. Gülümseyen yüzüm bir anda eskilere dalmış ve özleme bürünmüştü.


Jimin elimin üzerine elini koydu ve diğer eliyle kafamı kaldırdı. Yüzüne baktığımda pişmanlık kaplamıştı. Nefesini verdi ve ağzını araladı.


"Lanet olsun hepsi benim yüzümden. Özür dilerim. Fakat şöyle yapabiliriz. Bugünden itibaren bu ellerimiz birleşir ve hep birlikte anı yaşarız. hıh? " dedi Jimin. Gülümserken benden cevap bekliyordu.


Tekrar terlemeye başlamıştım. Şerefsiz çok güzel gülümsüyor. Çok mu şanslıyım o gülüşün tek bana özel olduğu için?


"Imm... bir şartla kabul ederim. " içten içe gülüyordum. Düz bir yüz ifadesiyle gözlerinin içine baktım. Lanet girsin gözleri çok çekici. Benim için yaratılmış sanki.


Onaylayacak bir şekilde heyecanla yüzümü inceliyordu. Soruyu bana yöneltti ve elimi sımsıkı tutmaya devam etti.


"Neymiş o tatlı şartın?" gülümsemeye devam ediyordu. Neden şerefsizlik yapıyorsun Park Jimin?


Gözlerimi kısarken konuştum. O gülümsemenin sadece benim olduğunu onaylatmam gerekiyordu.


"O gülümsemen... sadece benim olmalı. Vücudun, yüzün ve dudakların bundan sonra bana ait. Sadece bana." dedim sert tonla.


Kahkaha atmaya başladı. Komik olan neydi? Gülünecek birşey göremiyorum?


"Komik mi?" düz bir ifadeyle dik dik baktım.


Gülmekten ölüyor gibiydi. Karnını tutmuş gülmeye devam ediyordu. Ben ise dudağımı sinirden ısırıyor ve ayağımı titretirken onu izliyordum. Elimi elinden ayırdım ve iki elimle yüzünü avuçladım.


"Dur artık..." dedim. Durduracak tek şeyi düşünüp bulmuştum. Bu en sevdiğimdi. Bana ait olan şeydi.


Avuçlarımın arasında gülmeye devam ederken ellerini ellerimin üzerine koydu ve yüzüme odaklandı.


Hızlı bir şekilde dudağına uzandım ve gülüşünden öptüm. Durmuştu kahkahası ve dudaklarıma eşlik ediyordu dudakları. Gözlerimi kapatıp kendimi dudaklarında ki huzura bıraktım. Kollarımı beline doladım ve ona yaklaştım.


𑁍 secret || completedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin