Bölüm 5

38 3 4
                                    

--HATIRLATMA--

Yazanları bitirdikten sonra ağzım bir karış açık biçimde kağıda bakmaya devam ettim. İki günde ne olmuş böyle. Birisi büyük bir oyun başlatmış da benim haberim yokmuş. Bunları ben yapmadığıma göre -kısa süreli bir hafıza kaybı yaşamadıysam ben yapmadım- birisi benden bir çeşit intikam almaya çalışıyor. Sorun şu ki şüphelenebileceğim bir düşmanım bile yok ki. Hani ben şu kimseye dokunmayan sessiz sakin kendi halinde olan kızlar danım. En iyisi şu siteye girip bakmam olacak galiba belki oradan bir ip ucu yakalayabilirim. Gerçekten şu düşmanımı merak etmeye başladım. Her kim ise karşısında o sessiz sakin kızı görmeyecekti. Genelde sinirlerime hakim olsam bile bazen kendime hakim olmayıp pençelerimi çıkarabiliyorum ki bu da o zamanlardan biri.  

------------------------------------------------------------------------------------------------

Öfke. Ne kadar farklı bir duygu. Hem insanı ayakta tutuyor hem de yoruyor. Hem öfkeliyken diğer duygular umurunda olmuyor hemde o öfke gittikten sonra insanların duyguları tekrardan umurunda oluyor. İnsanı anlık ayakta tutuyor ama gidince ardında bir hiç bırakıyor. Ama o an insanı iyi hissettiriyor sanki her şeyi yapabilecek güçte oluyorsun. Kimse seni yenemezmiş gibi. İşte bende böyle hissetmiştim en başında her şey iyiydi hatta iyiden de öteydi güçlüydüm, yenilmezdim, korkusuzdum ya da ben öyle sanıyordum. Ben kendimi güçlü sanarken aslında değilmişim, yenilmez zannederken içten içe yeniliyor muşum, korkusuz, korkusuz bile değilmişim korkağın tekiymişim. İçten içe beni öyle bir korkutmuşlar ki korktuğumu kendime bile itiraf edememişim ama artık korkmuyorum. Neden mi? Çünkü kaybedecek bir şeyi kalmayan insanlar korkmaz. Benim kaybedecek hiçbir şeyim yok artık. Ruhum beni terk edeli hayli zaman geçti. Ayakta duran sadece kendi kendini sürükleyen cesedim. Ruhsuz bir insanın korkacak neyi olabilir ki? 

5 SENE ÖNCE

Elimdeki çikolatam ile hala okuduğum kağıda saf saf bakarken zil sesiyle kendime geldim. I-ıh bu sefer olmaz olanları tamamen öğrenmeden ders işleyecek havada değilim. -Gerçi ben hiçbir zaman ders işleyecek havada değilim ya neyse.- En azından bunun kimin başının altından çıktığını öğrenip hesap sormadan ders yok bana. -Nasıl hesap soracağım hakkında pek fazla bilgim yok ama olsun bir şeyler yapacağız artık- Elimde ki çikolatayı bankın üstüne koyarak diğer elimdeki kağıdı buruşturup top haline getirdim ve en yakında ki çöpe attım. Banka geri otururken bir yandan da ceketimin cebinden telefonumu çıkardım. Dünden beri kapalıydı doğru ya bu yüzden hiçbir şeyden haberim olamamıştı. Telefonumun açma düğmesine basıp banka koydum yan gözle çikolataya baksam da iştahım kaçmıştı artık yiyebileceğimi sanmıyorum. Ambalajını geri kapatarak tekrar banka koydum. Telefonum nihayet açıldığında elime almamla titremeye başlaması bir oldu yazık yavrucak ateşli hastalık geçiriyor herhalde. Tir tir titriyor. 

Düşüncelerime gülerek gözlerimi devirdim ve telefonun titremesi bitince bütün bildirimleri boş verip direkt şu çok değerli okulumuzun sitesine girdim. gerçi hemen hemen bütün bildirimlerde oradan gelmiş gibi görünüyor ya sonra tek tek inceleyeceğim. Siteye girdiğim gibi en başta ki durumda adımı gördüm ve kaşlarımı çatarak okumaya başladım. 

Okulumuzun zenginlerinden olan Masal Soydar  sessiz sakin bir kız olarak dursa da onunda gizli saklı yaptıkları ortaya çıktı. Unutmayın benden bir şey saklayamazsınız! İşte Masal Soydar'ın gerçek yüzü;  Masal Soydar'ın iki yakın kız arkadaşı olarak bildiğimiz kişilerin  internete düşen fotoğraflarının Masal Soydar tarafından çekilip internete yüklendiği kanıtlanmıştır. İşte kanıtlarım.

Kanıt olarak gösterilen fotoğraflara bakınca gözlerimin daha nereye kadar açılabileceğini düşünmeye başladım. Bu fotoğraflar benim bilgisayarım üzerinden atılmış hayır kendimi bilmesem ben attım diyeceğim. Fotoğraflardan çıkarak bini geçgin yorumlara tıkladım hepsini okuyacak halim yok ama bir kaç tanesine bakabilirim. Dokunmatik ekranda parmağımı kaydırırken hemen hemen tüm yorumların bir birine benzer olduğunu anladım. Mesela çoğunluk şöyleydi;

CELLATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin