İYİ OKUMALAR!
Yeni bölüm;
Yaklaşık 5 dakikadır kapı açık bir şekilde ayakta dikiliyorum.
Bir yandan karşımdaki kişinin Jack olmamasının üzgünlüğünü, diğer yandan ise karşımdaki kişinin sabah bir yerlerden tanıyorum olarak tanımladığım taksi şoförü yani şimdi hatırladığım kadarıyla;
Bay Ukala'nın yani Justin'in şoförü.
Tabi ya! Salak Ange. Justin'den intikam alacağım diye acınacak duruma düştüm.
Ben bunları düşünürken karşımdaki orta yaşlı şoför bıyıklarının altında gizlenmiş ve somurtuk bir şekilde duran dudaklarını kıpırdattı "Hey bayan arabaya binecek misiniz? Bay Bieber beklemekten hoşlanmaz."
Şoförü bile onun ukalalığını yansıtıyordu.
Çok geçmeden arabaya bindim. Yavaş bir şekilde ilerliyorduk. Ben ise sadece bacaklarımı endişeli ve rahatsız bir biçimde kıpırdatıyordum.
Bir kaç dakika sonra bir villanın önünde durduk. Etrafıma bakınıyordum. Ve daha fazla sabredemeyerek konuşmaya başladım "Neyi bekliyoruz burada?"
Şoför sanki beni duymamışçasına sessizliği sürdürdü.
Bir süre sonra kafamı cama doğru çevirdim. Bieber arabaya yaklaşıyordu.
Justin geldiğinde şoför benim tarafımdaki camı açtı. Justin dirseklerini camın üstüne yasladı.
Bir süre arabanın içini inceledikten sonra pembeden kırmızıya dönüşen tonlardaki dudaklarını araladı "Arabadan in Angela."
Sanırım aptal korkum yüzünden olacak, arabadan hemen indim.
Ancak şoför Justin'e el işaretiyle "1 dakika" dedi.
Yaptıkları hareketleri dikkatle inceliyordum. Justin adama soru sorar gözlerle baktı.
Ardırdan şoför konuşmaya başladı "Bu işte ortaktık. Kızı neden hemen sana teslim edeyim? O kadar salak değilim Bieber!"
Justin burnundan soluyordu. Kafasını adama sabitlemişti. Adamı dikkatlice süzerken neredeyse gözünü bile kırpmıyordu.
Arabanın kapısını kapattım. Ve benimle aynı amda şoför de kapıyı açtı ve arabadan indi.
Şoför her adımında Justin'e daha da yaklaşıyordu. Adam Justin'in dibine geldiğinde yakasını kavradı ve somurtuk dudaklarını tekrar araladı "Bu kız benim ve onu elimden almak için çok çabalaman gerekecek Bieber."
Bu kelimeler dudaklarından döküldükten sonra kolumu sıkıca kavradı ve beni yanına çekti. Kolumu acıtıyordu.
Justin'e acı dolu gözlerle baktım, beni omuzlarımdan nazikçe çekerek kenara gitmemi emretti.
Kenara doğru kaydığımda Justin adamı taklit ederek yakalarını tuttu.
Ardından her bir kelime arasında dişlerini sıka sıka konuşmaya başladı "Bana bak şoför parçası! O bir kız. Her ne kadar sinir olsam da. Her ne kadar burda olmasının sorumlusu ben olsam da. Ona dokunup, canını yakamazsın! Şimdi defol git, ko-vul-dun!"
Son kelimeyi hecelerine ayırarak ve alaycı bir tavırla gülümseyerek söylemişti.
Adam kollarını pes edermiş gibi havaya kaldırdı. Sağ elinin işaret parmağını hesap sorarcasına Justin'e doğrulttu ve bağırmaya başladı "Bu iş burada bitmedi Bieber. Bunu sana ödeticem. Şu küçük sürtük benim olacak."
Justin sadece gülmekle yetindi. Kafasını bana doğru çevirdiğinde hala kolumu ovuşturuyordum. Bunu farketmiş olacak ki elimi kolumun üstünden çekip koluma baktı.
"Adi piç. Kolunu getirdiği hale bak." Justin'in söylediklerine karşılık kaşlarımı çattım ve konuşmaya başladım "Bunların hepsi senin yüzünden biliyorsun değil mi?"
Justin kafasını eve doğru çevirdi. Parmağıyla evi işaret etti ve "Bunları sonra konuşalım şimdi biraz dinlenmelisin. Eve git sana yardım edecekler."
Kafamı sallamakla yetinerek eve doğru koştum. Kapıyı çaldım ve içerideki bir hizmetçi beni yüzüne yerleştirdiği saçma ve sahte bir gülümsemeyle karşıladı.
Ben ise açıklama yapma gereği duyarak "Şey.. Afedersiniz. Beni buraya Bieberyolladı. Yani şey, Bay Bieber."
Kadın kafasını salladı ve üst katı işaret ederek konuşmaya başladı "Koridorun sonundaki odada dinlenebilirsiniz."
Teşekkür edermiş gibi başımı salladıktan sonra merdiven basamaklarını paytal paytak çıktım.
Son basamağa geldiğimde göz ucuyla gideceğim odanın önündeki Elena'yı inceliyordum.
Bir o eksikti zaten. Hayatımın en boktan günlerinden birini yaşarken okulun en çekilmez kızının karşıma çıkması tanrının benden nefret ettiğinin bir diğer işaretiydi.
Koridorun sonuna doğru ilerledim. Ben ilerledikçe Elena beni daha da dikkatli süzmeye başladı.
Ve ben dinleneceğim odaya yaklaştığım an odanın kapısının önüne geçti. Alaylı bir tavırla botoxlu dudaklarını hareket ettirdi "Ne yapmaya çalışıyorsun bebeğim?"
Onun tavırlarına karşılık en sahte gülümsememi gözler önüne serdim ve gülmeye devam ederek konuşmaya başladım "Sevgilinin bana söylediğini yapıp dinlenmeye gidiyorum."
Tam o sırada Justin geldi.
Bu bölüm 2 part'tan oluşuyor :)