6. Bölüm

666 25 3
                                        

Mezarlık kapısına baktım, orayı yaklaşık 30 metre gerimizde bırakmıştık. Nöbet kulübesi önünde güvenlik görevlisi ve o adam hala konuşuyorlardı. Acaba yürürken bir şey mi düşürdük  diye yerlere iyice eğilip bakarken  Mustafa “neydi o ses?” dedi.

Ben de “Bilmiyorum, galiba kulübenin oradan geldi” dedim.

Ama sesi hemen arkamızdan duyduğuma emindim. Biraz daha ilerledik. Geri dönüp baktığımda artık mezarlıktan içeri girdiğimiz kapı sisten görünmüyordu, orayı iyice geride bırakmıştık. Muhtemelen mezarlığın orta kısımlarına ulaşmıştık. Yürürken bu sefer yine hemen arkamızdan sanki birkaç kalın zincir peşimizden yerde sürükleniyormuş gibi sesler duymaya başladık. İrkilerek durup arkamıza baktığımızda hiçbir şey yoktu ve ses de kesilmişti. Bir an önce o mezarlıktan dışarı çıkabilmek için koşmaya başladık. Biz koştukça peşimizdeki zincir sesi daha da şiddetleniyordu.

Mustafa ve ben “Bu ne? Neler oluyor?” diye bağırıyorduk ve var gücümüzle koşuyorduk.

Biraz koştuktan sonra karşımızda, yaklaşık 50 metre ilerimizde sislerin arasında üç tane ince uzun silüet gördüm. O an anladım ki esas endişelenmemiz gereken şey peşimizdeki zincir sesleri değil, karşımızdan bize doğru yaklaşan silüetlerdi. O an durduk. Biz durunca peşimizdeki zincir sesleri de kesildi. İçimi tarif edilmez bir ürperti kapladı. Korkudan dizlerim titriyordu. Olduğum yerde donakaldım​.

Korkudan hareket edemiyordum. Bize doğru yaklaştıkça ne oldukları biraz daha iyi seçilebiliyordu. Gri çarşaf benzeri bir kıyafet giymiş üç kadındı bunlar. Şu bildiğimiz kara çarşafın gri renklisi gibiydi fakat kadınların yüzleri açıktı. Bize doğru ilerlerken sanki buzun üzerinde ağır ağır kayarak hareket eden cisimler gibi hareket ediyorlardı. İnsanın anatomisinden kaynaklanan, yürürken sergilediği doğal yürüme hareketi yoktu bunlarda. Bedenleri dışında kolları, başları ve vücutlarının hiçbir yeri hareket etmiyordu. Eteklerinin uçları yere sürünüyordu. Bize iyice yaklaşmışlardı artık. Çok uzun boylu, zayıf yapılı ve oldukça güzel bir kadın yüzüne sahiplerdi. “Bir kadın yüzüne sahiplerdi” ifadesini kullandım çünkü üç kadın da aynı yüze sahipti. Üçü de birbirinin kopyası gibiydi. Beni en çok da dehşete düşüren bu olmuştu.

Donuk yüzlerindeki gözleri hareket etmiyor; sadece ileri, tek bir noktaya bakıyordu.

MezarlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin