Yıl 2016... İstanbul/TÜRKİYE
"Baba" diye bağırdı Alexis. 10 dakika önce babası onu aramış ve bir yer adresi vermişti. Bir orman. Sesi o kadar kötü çıkıyordu ki Alexis hemen koşarak gelmişti söylediği yere. Sesi kötü geliyordu evet ama babasını gördüğü anda Alexis bayılacak gibi hissetmişti. Babası yerde kanlar içinde yatıyordu. Koşarak yanına gitti.
"Baba. Ne oldu sana? Tamam, tamam iyisin derin nefes al. İyi olacaksın."
Alexis kafayı yemek üzereydi. Babasını bir saat önce evden sağ salim göndermişti. Sadece markete gidecekti. Ne olmuştu da bu hale gelmişti? Her yerine baktı ama ne bir bıçak ne silah ne de pençe izi göremedi.
"Baba hiçbir iz yok üzerinde. Ne oldu sana?"
Babası sık sık nefes alıyordu. Konuşmakta zorlanıyor gibiydi.
"Lexy" diye fısıldadı babası.
"Burdayım babacım, burdayım."
Ellerini tuttu sıkıca. Kayıp gitmesinden korkar gibi.
"Sana...sana anlatmalıyım."
"Biraz dinlen baba. Kendini toplamalısın. Seni iyileştirebilirim."
Düşündü Alexis, ne yapabilirdi. Böyle büyük büyüler için bazı sözler vardı ama iyileştirme büyüsünü bir türlü hatırlayamıyordu.
"Hayır kızım yapamazsın. Bu Victoria'nın büyüsü. İyileştirme büyüsü işe yaramaz. Dinle, anlatmam gereken şeyler var. Sakın sözlerimi kesme ve beni iyi dinle."
Babası bunları söyledikten sonra Alexis'in beyninin almadığı, kalbini yakan gerçekler döküldü dudaklarından. Bütün sırları...
"Yıllardır bir sürü arıyordum. Oradan oraya gidiyor bir türlü bulamıyordum. Sonunda İstanbul'da buldum. Sürüye katıldım ama aklımdaki tek şey bu değildi. Ben...alfalarını öldürdüm ve Alfa oldum. Bu güçle o cadıları yenebilirim sandım. Tek amacım buydu. Alfa olur olmaz onlarla yüzleşmeye gittim. Ama halimi görüyorsun. Yapamadım kızım. Gücüm onlara yetmedi. Özür dilerim."
Alexis'in gözlerinden dökülen yaşlar babasına hiç kızmadığının işaretiydi aslında. O sözünü tutmaya çalışmıştı. Tuttuğu elinden babasına olabildiğince enerji aktarmaya çalıştı.
"Alex dinle. Söyleyeceklerim sadece bunlar değil. Sana annenle söylemek isteyip de söyleyemediğimiz bir şey var. Yıllardır içimi fare gibi kemiren bir sır."
O sırada babası öksürük krizine girmişti. Ağzından akan kanların iyiye işaret olmadığını biliyordu. Sona yaklaşıyordu.
"Kızım biz annenle evlenmeden önce 2 yılı birlikte geçirdik. Ve bu 2 yılı Cadı Meclisi'nden hep gizli tuttuk. O 2 yıl içinde çok şey oldu Lexy. Bizim bir çocuğumuz oldu. Bir oğlumuz..."
Alexis doğru mu duymuştu? Bir oğlan mı? Bir kardeşimi vardı yani? Bir abisi...
"Lexy anlamak zorundasın kızım. Bunu saklamalıydık. Yoksa Cadı Meclisi hem anneni hem beni cezalandırırdı. Belki oğlumuzu öldürürdü bile. Korktuk. Ve O'nu California'daki sürüme emanet ettik. Oradaki en yakın arkadaşıma oğlumuzu evlatlık verdik. Çünkü O'da bir kurttu. Doğduğunda anlamıştık. O yüzden bir sürünün yanında büyümesi bizimle olmasından daha güvenliydi."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Ay'da Doğan
FantasíaKanlı Ay diye bir şey duydunuz mu? Güneş ile Ay arasına Dünya girerse Ay Tutulması meydana gelir. Güneş ışınları tutulma esnasında Ay'ı kızıl dalga boyları ile aydınlattığından dolayı kızıla çalan- kırmızı- kan renginde bir Ay görürüz. Bu yüzden...