YAŞAM VE ÖLÜM ARASINDA KALAN ANILAR
Anılar kimi bizi gülümsemeye iten , kimi de bizi mutsuzluğumuzu körükleyen binlerce anılardı bizlere yaşadığımızı hissettiren.
Sözde yaşıyorduk biraz yarım, biraz yalnız ve biraz da mutluluk ile mutsuzluk arasında bir histe.
Oysa ardımızda bıraktığımız binlerce anılar bizleri yokluk veya varlık içerisinde kovalarken yaşamımız bizleri yalnızsak üzer, mutluysak özgür kılınmaya iter.
Asıl hayatın acı olduğunu bu noktada anlar ve yaşamak için çaba harcamaya başlarız.
Yaşamak bizlere sorulan sorulardan herhangi biri değildir , yaşamak tanrının bizlere biçtiği ceza veya ödül de değildir.
Yaşamak nefes alan her canlı için bir sınav içerir eğer tanrının istediği şekillerde yaşamayı başarır isek ödül bizlere biçilen sonsuz güzelliği altın tepsinin içerisinde sunar . Pekala tanrının isteklerinin dışında yaşama adım atan canlılara ise ne olacağı hepimize söylendiği üzere cezanın en ağırları şeklinde ellerimize sunulur.
Anılarda tıpkı yaşamamız için bize sorulamayacak şekilde karşımıza çıkanları içimizdeki en ücra köşelere kazıdığımız birer yaşam belirtisidir.
Örneğin gittiğiniz herhangi bir yerde duyduğunuz bir şarkı tekrar karşınıza çıktığında yaşadıklarınızı gözlerinizin ve en önemlisi hissettiğiniz duygulara sunar ve siz 'Ben bu şarkıyı daha önce duymuştum şuradaydık ve yanımda da şu vardı' dersiniz.
Bu bile yaşadığınızı sizlere sormadan anılar doğrultusunda kanıtlar nitelikte.
Nefes alan veya nefes aldığı surece yaşadığını kabul etmeyen biz canlılar fark etmeli ki bu yaşama hiçbirimiz isteyerek gelmiyor evet ama nefes aldığımız sürece de yaşıyoruz ve dün yaptığımız-yapmadığımız herşey anılarımız sayesinde bizlere yaşadığımızı kanıtlıyor.
Bu yazdıklarımdan 'nefes aldığın sürece umut hala vardır' diyen kişi gibi size umuda sürükleyip hayal kırıklığına uğratmayı istemediğimi söylemek isterim.
Umudunuzu ancak kendiniz yaratırsınız ve yine Umudunuzu istemeden de olsa sizler bitirirsiniz yeter ki ne yapmak istediğinizi düşünüp onda karar kılmaktadır herşey.
Her neyse satırlarımı yaşam ve ölüm arasındaki ince çizgide kendini arayanlara ithaf eder ve yaşadığınız-yaşamak zorunda bırakıldığınız o anılar ile barışmanızı dilerim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHUMDAKİ ÇAĞRI
ChickLitBazen ruhların da çağrıları olur kalplere sunulan. Kimi zaman gözlerinizin körlüğü bu çağrıyı görmenize engel olur. Tıpkı gözleri görmeyen birisinin kimseye ihtiyacı olmadan yürümek için çabaladığı gibi bir çaba sarf etmeniz gerekir. İşte sizde bu ç...