Almanya'dan Gelen Çikolata

51 5 2
                                    

Kemal'den

Sabah gözlerimi perdeden gözüme vuran güneşin süzmeleri ile uyandım. Kalkmak için yeltendiğimde ise boynumun tutulduğunu hissettim. Bu şiddetli acı boynumu sağa çevirince kütlemesiyle bir nebzede olsa acısı dinmişti. Yada ben bunu kendime inandırmaya çalışıyordum.

Daha sonra yatağa doğru baktığımda ise bol giysilerle bir melek gördüm. Gözlerine vuran ışık süzmeleri sanki onu dahada bir melek havası katıyordu ki uyandı. Benim onu izlediğimi görünce garip garip bana bakıp:

Eylem-Ne bakıyorsun be!Sapık!

Kemal-Sapık? Pardon? Eylem benim evimde kalıyorsun,benim yatağımda benim pijamalarımla yatıyorsun sana bakınca mı sapık oluyorum?

Eylem-Hadi hadi kalk herkes uyanmıştır hadi!

Yanıma geldi elimden tuttu ve beni ayağa kaldırdı. Sonra kıyafet almaya Gülfidanın yanına gideceğini söyleyip yanımdan ayrıldı. Bana ise yatakları toplamak kaldı. Yatakları toparladım, altıma siyah bir kot pantolon,Üzerimede haki yeşil düz bir gömlek geçirdim. Siyah beyaz spor ayakkabılarımı giyip gözlüğümü taktım. Parfümümü sıkıp aşağı indim ve dedemle sohbet etmeye başladık.

Gülfidan'dan

Bu harika sabaha uyanmıştım. Yatağımdan kalktım ve düzelttim. Hafif şekilde esneyip. Kişisel banyoma yöneldim. Yüzümü yıkadım,dişlerimi fırçaladım ve hafif bir makyaj yaptım. Dolabıma yöneldim ve kolları açık beyaz dizlerime gelen bir elbise giydim. Dolabımı kapattım ve saçlarımı balık sırtı biçimde ördüm.  Örgüm bittikden sonra ise yatağımın başucundaki Babaannemin resmine baktım. Bana çok benzeyen babaannemi herşeyden çok severdim ben.

Ona tapardım neredeyse. Begüm ve ben koca koca öperdik onu. Elime çerçeveyi almış incelerken aşağıdan kapının çalındığını duydum. Aşağı Merdivenlere yönelirkende ablamın "Begüm!!"diye bağırışını. Daha sonra ise merdivenlerden görünen beş-altı bavuluyla saçları Begümü gördüm. Merdivenleri üçer beşer inerken birkaç saniyede aşağı indim ve koşarak ona sarıldım. Arkamızdan ise Kemal Devrim ve Barış sarılıyordu. Resmen kızı beş kişi boğuyorduk. Daha sonra ise heyecanlı biçimde hafif boğuk bir sesle:

Begüm-Kahvaltıya yetişebildim mi?

Gülşah-Ablam yetişemeseydin bile ben sana hazırlardım kurban olduğum.

Begüm- aa bu kızlar kim

Eylem Şebnem ve Ezgiyi göstererek bize merak dolu gözlerle bakmaya devam etti:

Begüm-Kahvaltıyı birlikte yapalım süpriz yapıyım dedim ama misafirlerimiz var galiba!

Şebnem-Merhaba!Ben Şebnem Akif dedenin aile dostunun kızlarıyız.

Begüm-Sen Figen Sezensin öyle değil mi?

Şebnem-Yoo hayır ben onun küçük kardeşiyim!

Begüm-O zaman tanıştığıma memnun oldum. Galiba sizde manevi kızlarıydınız Eylem ve Ezgi. Sizi çok küçükken bir defa görmüştüm.

Eylem-Öylemi bizde çok memnun olduk..

Bu kısa diyalogdan sonra Begüm "Dedemm!"diye içeri firladı ve koşarak dedeme sarıldı. Daha sonra ise bizi büyüten Aliye ablam girdi içeri:

Aliye-Ne bu gürült- Begüm'üm.. Ay benim Kuzum gurbet ellerden mi gelmişş!!!

Aliye abla koşarak Begüme sarıldı. Aliye abla eskiden deli kızım diye severdi Begümü. Hala onun deli kızıydı zaten. Eğer evdekilere bir lakap takacak olursak Begüm deli kız,Ablam ilk göz ağrısı,Kemal Çapkın çocuk, Barış ses teli yırtık,Devrim Öküz ve ben ise evin narin serçesiydim. Kahvaltımızı ederken bu huzur benim yüreğimi neredeyse 20 yıldır çektiğim ailesizliği dindirmişti. Kim bilir? Belkide Eylem Şebnem ve Ezgi ailenin yeni üyeleri olurdu.

MeftunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin