Evi Saran Alevler

42 4 3
                                    

Eylem'den

Ozan doğalı yaklaşık 1 saat olmuştu. Bütün işlemler tamamlandıktan sonra  Gülşah ablanın taburcu olabileceklerini söylemişlerdi. Bizde konağa gitmeden eve gitmek istediğimizi söyledik.

Kemal ise itiraz ederek sizi biz bırakalım dedi. Zaten Figen ablam ve Mehmet babam Edirneye gitmişti. Önümüzde bir engel olmayınca tabiki kabul ettik. Arabaya bindik ve bir yarım saat kırk beş dakika sonra evin olduğu caddeye girdik ki bizim apartmandan ateşler yükseliyordu. Şok olmuştum! Resmen evimiz cayır cayır yanıyordu. Mehmet babamı aramayı düşündüm lakin sonra bu fikrin ne kadar saçma olacağını benimsedim.

1 saat sonra..

Saat bire geliyordu. Ve gerçekten artık uykum gelmeye başlamıştı. Ezgi ise Barışın omzunda uyuya kalmıştı. Sonunda itfaiyeci yanımıza geldi ve evin tamamen kül olduğunu ve kullanılamayacak bir hale geldiğini söyledi. Bunun üzerine Devrim:

Devrim-Abi bu böyle olmayacak bari bizde kalın!

Şebnem-Yok biz bir otel buluruz yaa birkaç gün idare edecek.

Kemal-Siz öyle birşey yaparsanız dedem bu saatte kızları otele mi bıraktınız diye bizim ağzımıza s*çar.

Eylem-İyi bari size gidelim. Misafir odasında kalırız.

Kemal-Maalesef artık bir misafir odamız yok.

Eylem-Neden?

Kemal-E ozan doğdu. Onun odası artık orası. Bizim odada yatarsınız.

Şebnem-Höst yavas gell! Niye sizle yatcaz biz yerde yatarız.

Devrim-Yok. Olmaz çünkü biz genelde misafirleri yerde yatırmıyoruz. Hadi atlayın arabaya. Baya geç oldu.

Devrim'in sözü üzerine arabaya bindik ve bir süre sonra konağa geldik. Ama ışıklar kapalı değildi galiba daha uyumamışlardı. Arabadan inerken Barış Ezgiyi uyandırdı ve arabadan indik. Konağın önüne geldiğimizde ise Kemal yavaşca kapıyı çaldı ve sabah ki hizmetli aliye abla kapıyı açtı:

Aliye-Hoşgeldiniz kuzularım. Hayrola misafirimiz mi var?

Devrim-Öyle oldu Aliye abla evlerinde yangın çıktı bizde buraya getirdik.

Aliye-İyi yapmışsınız kuzularım. Geçmiş olsun güzel kızlarım. E kapıda kaldınız geçin içeri.

Bu tontiş hizmetli Aliye ablayla selamlaştıktan sonra içeri geçtik. Akif dede bir süre onlarda kalacağımızı ve Mehmet babamla görüştüğünü söyledi. Bizde çok yorgun olduğumuzu ve yatmak istediğimizi beyan ettik. Birkaç dakika sonra kızlar pijamalar giyip gelince merakla nereden aldıklarını sordum.

Şebnem-Gülfidan verdi bize ama yattı herkes sende Kemal den al bari iyi geceler aşkım.

Gülüp kıkırdaştılar. Allahım Kemal'in pijamalarını giymek zorunda kalacaktım. Kızlar yattıkdan sonra Kemal'in odasına girdim. Kapıyı hafifce kapattım ve kapıya sırtımı yaslayarak ellerimi belime koydum. Yatağa yatmış kitap okuyordu.

Eylem-Kemal bana pijama versene.

Kemal küçük bir kahkaha patlattı bende ona kaşlarımi çatarak konuşmaya devam ettim.

Eylem- ya gülme Kemal! Gülfidan uyumuş bende alamadım. Ya bana pijama bul yada seninkileri giyerim.

Kitabını kapattı ve komodinin üzerine koydu. Sonra ise yatağından doğrulup yanımda duran gardırobun önüne geçip kıyafetlerine bakmaya başladı.

Eylem-Ne yapıyorsun Kemal?

Kemal-Sana kıyafet bakıyorum Eylem.

Eylem-Seninkileri giymeyeceğim umarım.

MeftunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin