Akan Rimel

17 4 13
                                    

Şebnem'den

Kafeden içeri girdiğimiz anda içimde tanımlayamadığım bir duygu vardı. Bütün masalara tek tek göz ucumla arayıp Banu annemi aradım. Ve karşı cam kenarındaki masada gözlüklü ağır makyajlı ve bu havaya rağmen kürk giymiş bir hanım oturuyordu. Bu kişinin Banu annem olduğunu anlamak zor degildi.

Biz küçükken Banu annem hep kokoş şeyler giyerdi. Zaten zengin bir aileden gelen Banu annem, evin zengin hanımefendisi,bazen ise annesinin makyaj malzemelerini karıştıran küçük bir kız çocuğuydu. Kemal ve Devrim'e kapıda beklemelerini söyleyip içeri girdik. Banu annem bizi görünce gözünü menüden çekti ve menüyü masaya bıraktı. Gözlüğünüde menünün üzerine koydu.

Karşısında ki sandalyelere oturduğumuzda Eylem'in heyecandan elleri titriyordu. Kocaman bir 15 yıl sonrasında bizim ikinci annemiz Banu Ersoy bize aldırış bile etmiyordu. Benim ise artık tahamülüm kalmamıştı.

Şebnem-Banu Ersoy sen misin?!

Sesim boğuk ve ağlak biçimde çıkmıştı. İstemsiz bir biçimde gözlerim dolmuş,boğazımda bir yumru oluşmuştu.

Banu-Yoksa annenizi tanıyamadınız mı? Kocaman olmuşsunuz! Burnumd-

Eylem-Neden kocaman bir 15 yıl boyunca bizi aramadın!!?

Eylem'in gözleri dolmuştu. Annesiyle aynı değerde sevdiği bu kadının sözleri bize yapmacık geliyordu. Yıllarca bizi aramayıp zengin bir ailenin oğlanları bize aşık oldu diyeydi belki?

Banu-Sizi aramaya gelemezdim çün-

Eylem-Çünkü ne ha? Yoksa bize uyduracak yalan mı bulamazdın!?
KONUŞ SUSMA KONUŞ!! ŞİMDİ KALKIP ANNELERINIZ ÖLMEDİ FALANDA DERSİN HA?!

Banu-Eylem kızım sa-

Eylem-SAKİN FALAN OL DEME BANA!NEREDE BENİM O ŞIMARIK DÜNYA TATLISI BANU TEYZEM?! KONUŞ!

Eylem artık kendini tutamayıp ağlamaya başlamıştı. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Belkide kafede kimsenin olmaması ona cesaret veriyordu. Tam o sırada Kemal ve Devrim içeri girdiler.Kemal güçlükle Eylem'i dışarı çıkarmaya çalışırken ben küçük gözyaşlarımı silmeye çalışıyordum. Devrim ise dışarıda bekliyorum deyip çıktı. Şimdi tamamiyle sessizlik vardı. Banu annem ve ben.

Bir süre sadece benim dolu gözlerime baktı. O an çocukluğuma döndüm işte. Küçük Şebnem'e. Banu annesinden özenip annesinin makyaj malzemelerini kullanan,Beyaz atlı prensini bir demet papatyayla bekleyen o beş yaşındaki kıza döndüm bir an. Ve cesaretimi toplayıp sordum.

Şebnem-Neden?...

Bir süre daha sessizlikden sonra gözleri dolmaya başladı onun da. Gözündeki rimelinden kaynaklı bir siyah gözyaşından sonra konuşmaya başladı

Banu-Cesaret edemedim..Korktum,kaçtım kendimden.. sizden... Ben hayatıma kız kardeşlerim,Kocamsız sevdiklerim olmad-

Şebnem-Biz vardık..Biz vardık Anne!

Bölüm sonu bu bölümü bengisu5627 ya adıyorum♡♡

MeftunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin