Yıllar Oldu

32 5 14
                                    

Ertesi Gün..

Barış'dan

Ezgi'nin ağlayışı gözümün önünden gitmiyordu. Bütün gece onun ağladığını kabus olarak görmüştüm. Her rüyam birbirinin aynısıydı. Tekrarlanıp durdu bütün gece Ezgi'nin hıçkırıkları.

Üzerimi giyinip aşaği indiğimde herkes beni kahvaltı masasında bekliyordu. Kısaca özür dileyip sandalyeye oturdum.

Gülşah-Sonunda uyanabilmişsiniz beyefendi!

Barış-Abla dalgınım biraz ya. Özür dilerim tekrardan.

Akif-Dün ki olaydan sonra mı böylesin oğul?

Barış-Biraz Dede yani Ezgi'nin hıçkırıkları beynimden çıkmıyor.

Begüm-Yıllar sonra annesini görüyor mutlu olması gerekmez mi?

Barış-Annesi yıllarca onu görmeye gelmemiş ama Begüm!

Akif-Neyse bu konuyu kapatalım. Çocuklar diyorum ki okulunuz bitti artık şirkette çalışmaya başlasanız mı?

Devrim-Aslında fena olmaz dede. Holding de çalışırız.

Kemal-Aynen dede ne zaman başlayalım işe?

Akif-Bu kadar istekli olduğunuzu bilsem daha önceden isterdim. Yarın işe başlarsınız o vakit.

Barış-İyi olur dede..

Akif-Barış sen çok solgunsun oğlum. Bugün git bir Ezgi kızımı gör. Bizden de selam söyle tamam?

Barış-Tamam dede..

Kahvaltı bittikden sonra Kemal ve Devrim kızların evine gittik. Asansörü bekleyemeyecek kadar sabırsızdım. Merdivenleri nasıl çıkmıştım bende bilmiyorum. Kapıya geldiğimizde Eylem ve Şebnem kapının önünde ayakkabılarıni giyiyorlardı:

Şebnem- Aa beyler ne işiniz var sizin burada?

Şebnem'in gözlerinin altları hafif kızarmış, Eylem'in ise burnu kıpkırmızıydı. Belli ki ağlamışlardı. Bunu farkeden Kemal huzursuzca Eylem'e baktı.

Kemal-Ee siz nereye?

Eylem-Banu Ersoy'un yanına!

Kemal-Biz bırakalım?

Eylem-Lüzum yok biz gideriz Kemal saol yine de.

Kemal-Yok canım hadi gidelim.

Onlar giderken ben eve girdim. Evde onu ararken üst kattaki odadan hıçkırık sesleri gelmeye başladı. Merdivenleri hızlı hızlı çıktım. Önüme gelen ilk odaya girdim.

Karşımdaki yatakta arkasını dönmüş hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Benim sesimi duyunca arkasına döndü. O an ciğerim parçalanmıştı adeta. Ağlamaktan şişmiş gözleri,Kızarmış yanakları ve burnu, ıslanmakdan yapışmış kirpikleri ile acınacak haldeydi. Yanına gidip ona sımsıkı sarıldım. Adeta ona yanında olduğumu belli etmek için. Yatakda doğruldu ve göğsümde hıçkıra hıçkıra ağladı. Aynı zamanda da bana sarılıyordu.

Eylem'den

Bizi çağırdığı kafenin önüne geldiğimizde kalp atışlarımı duyabiliyordum. 15 yıl. Tam 15 yıl önce öldüğünü sandığımız kadın yaşıyor olabilir miydi? Mümkün  müydu böyle birşey? Banu Ersoy tam 15 yıl sonra dönmüş olabilir miydi?

Bir süredir bölüm atamıyorum çok çok özür diliyorum! himileon bahar ablamın "Sakar" adlı kitabına sardım çünkü içinde bende varım ehehe. Gidin onu da okuyun. Doruk'a yürüyeni keserim🔪

MeftunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin