BÖLÜM-8-

211 15 1
                                    

Medya arya
ÖZGÜRDEN DEVAM
"Senin küçük ufaklığın acaba şuan kimin ellerinde ve baygın bi şekilde yerde yatıyo bil bakalım. Beni birazda olsa tanıyosan nerde olduğumu anlarsın. Her zamanki mekandayım. Gelmezsen kız ölücek. Gerçi gelsende kız ölücek. Şuan yerde öyle masum yatıyoki ona nasıl dokunmadan edicem bilmiyorum. Yada dur. Niye dokunmiyimki? Sen gelmeden belkide küçük kızın bekaretini almış olucam. Hızlı ol belki sanada bırakırım;)"
"Siktir"
ARYADAN
Başımdaki acıyla uzandığım yumuşak zeminden kalktim. Oturur vaziyete geldim ve etrafıma bakmaya başladım. Ah.. Neredeyim ben? En son evden çıkarken yüzüme tutulan bez sayesinde bayıldığımı hatırlıyorum.

Karanlık bir odada olduğum için etrafımda ne olduğunu göremiyodum. Ben tam ayağa kalkmak için doğrulmuştumki kapının açılma sesiyle dikkatimi kapıya verdim.

İçeriye giren kişinin mert olduğunu gördüğümde kendime 'aha şimdi sıçtın arya' demeyi ihmal etmedim. Hemen ayağa kaltım ve durabildiğimce dik durmaya çalıştım. Mert yüzündeki sırıtışıyla sinirlerimi bozuyodu. Mert üstüme yürümeye başladığında bende geri geri yürümeye başladım. O bana yaklaştıkça ben ondan uzaklaşıyodum. Taki sırtım duvara çarpana kadar.

"Demek uyuyan güzel sonunda uykusundan uyanabildi."
Saçma cümlesini es geçip "Burası neresi?" diye sordum. Soruma alayla güldü ve "cehennem" dedi. Tam konuşucakken kapıdaki adamlara "kızı götürün" dedi. Ben kaşlarımı çatarken ensemde bi ağrı hissettim ve gözlerimin kapanmasına zorda olsa izin verdim.
-¤-
Gözlerimi açtığımda nerede olduğumu anlayamadım. Ama sonra farkettimki dev bi fanusun içinde sandalyede bağlı bi şekilde duruyodum ve sadece ayak bileklerime kadar gelen su vardı fanusta.

Bana napıcaklardı? Dahada önemlisi aman tanrım supralarıma napıcaklardı.

ÖZGÜRDEN
Mertin aryayı tahmin ettiğim yere götüreceğine emindim. Adamlarıma işaret verip az önce üşenmeyip kafalarına sıktığım şerefsizleri yok etmelerini söyledim. Onlarda başıyla onayladıktan sonra depodan çıktım ve son model arabama doğru koşar adımlarla ilerledim. Sülom benim. Canım arabam. Evet arabamım adı sülo.

Arabayı son sürat sürüyodum ama bu hız bile bana az geliyodu. O piçin mert olduğunu biliyodum ve onun aryaya dokunma düşüncesi nedensiz bir şekilde içimdeki fırtınaları şiddetlendirmeye yetiyodu.

Eski bi deponun önünde durdum. Mertin arabasınıda bu eski deponun kapısının önünde görünce burda olduklarına emin oldum.
Nasıl içeriye girdiğimi bilmiyorum ama içeriye girer girmez ensemde olan acıyla "sıçmık" diye mırıldandım. Evet bu halde bile küfür edebiliyodum. Küfür önemli sonuçta.
'-----------------'
Arkadaşlar lütfen emeğe saygı amaçlı bölümümü beğenirmisiniz

KARANLIĞA DOĞRUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin