"Beklenmedik kişilerdir bize ihaneti tattıran, onlarda görürsün kötülüğün ne aciz bir şey olduğunu." -Damla KOTAN
Güven, insanın en hassas duygusu. Herkese tanınmaması gereken, nadir kişilerin hak ettiği bir duygu. Bazen bir bıçak gibi sırta saplanan acı veren bir duygu. Doğru kişiye verildiği düşünülen ama yanlışı tattıran duygu.
Hastanede çok bekletilmedim ve eve geri getirildim. Doktor en yakın zamanda tekrar gelmem gerektiğini söylemiş yani teyzem bana öyle söyledi.
Kapının önüne geldiğimizde teyzem kapıyı kendi açtı. Normalde kapıyı çalar Oliver'ın açmasını beklerdi ama bu sefer beklemedi. Bu durum beni şüphelendirmişti. Çünkü benim hastaneye gitmeme sebebiyet olan Oliver'dı.
"O nerede?" dedim hafif gizemli ses tonuma karışmış şüphe ile.
"Kim?" dedi teyzem. Hala kapıyı açmakla uğraşıyor ve fısır fısır konuşuyordu.
"Normalde kapıyı Oliver açardı." görmeyen gözlerim hafif kısmış ve acaba ne yalanlar uyduracak diye beklemiştim.
"Bilmiyorum!" dedi hafif tersler bir tavırda. Bu daha şüpheli bir kelimeydi. Madem bilmiyordu o zaman neden kapıyı çalmıyordu? Bilmeyen insan direkt olarak anahtara elini uzatır mıydı? Fazla şüpheliydi.
"Bilmiyorsan neden kapıyı sen açıyorsun teyze?" dediğimde boğazını temizler gibi ses çıkardı. Sanırım şüphelendiğimi fark etmişti.
"Soru sorma. Senin hastane işlerinle uğraşmaktan dinlenemedim zaten."
Konuyu kapatmaya çalışıyordu. Bu belliydi ama o gece beni iteni artık biliyordum ve bundan haberi yoktu. Söylesem de nasıl bildiğimi soracaktı? Anlatsam da inanmazdı zaten. Deli olduğumu düşünür hatta bunun için beni psikoloğa bile götürebilirdi.
Oliver olmadığından beni yukarı zorlana zorlana da olsa kendi çıkarmıştı ve yine odamda tek başına kalakalmıştım.
Dün rüyamda öğrendiklerimden sonra tekrar uyumam gerektiğini düşünmüştüm. Belki yine etrafı görebilir hatta o kulağıma gelen muazzam sesin neyden çıktığını öğrenebilirdim. Son düşüncem beni yeniden meraklandırmıştı. En son rüyamda yürümeyi denemiştim ama başarılı olamamıştım. Tekrar deneme fırsatım da olmamıştı.
Aklıma Grace geldiğinde onun nerede olduğunu merak etmiştim. Tekrar gelecek miydi? Öğrenmem gerek bir şeyler hala var mıydı? Eğer varsa gelecek olmalıydı. Ki ben var olduğuna eminim. Oliver'ın hala bana bunu neden yaptığını bilmiyordum. Ya da biri yaptırmış olabilirdi. Gene çözülmesi gereken aklımda soru işaretleri vardı.
Zorladım, uyumalıydım. Hastaneden beri Grace ile görüşmemiş ondan haber alamamıştım. Yatağa yaklaştığımı anladığımda kollarımla hafifçe kendimi yükselttim ve hızla kendimi yatağa attım. Derin derin nefes alıyor aklımdaki doluluğu boşaltmaya ve sadece uykuya odaklanmaya çalışıyordum.
***
"Karanlık yine o derin karanlık.
Grace neredesin? Hiç cevap yok.
Öylece bomboş karanlığa bakıyorum. Yine görmediğimi ve bu yüzden etrafın karanlık olduğunu düşünüyordum.Fazla geçmedi. Uzakta bir mum ışığı gördüm. Demek ki yine görebiliyordum. Fakat boş bir karanlığın içindeydim. Bunun ne anlama geldiği hakkında bir fikrim yoktu.
Yavaş yavaş ışığın olduğu yere yaklaştım. Işığın olduğu yere geldiğimde mumu elime aldım ve etrafa bakınmaya başladım. Fakat etraf hala dipsiz bir kuyunun karanlığından ibaretti. Farklı bir şey yoktu. Mum ışığı ve ben vardım bu koca boşluğun içinde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Viyola
Adventure#27 Macera İçinde(20.08.2017) Başlama tarihi: 04.07.2017 MADAM AMELIA'NIN HAYATI Madam Amelia, 1730 yılında İngiltere de doğmuştur. 20 yaşında annesi Isabell'in ani ölümüyle birlikte teyzesi onu kendi köşküne alır. Babasıyla hiç tanışmayan Amelia te...