8.Bölüm

95 73 52
                                    

gamzelimkara
"Son nefesimdedir her şeyim. Seni sevsem de veda ederim."
-Damla KOTAN

"O sinir adam o kadar laf yapmasaydı şu an senden kurtulurdum ama şanslısın sonraya kaldı." diyerek Henry'e kırıcı bir ifadeyle konuşmuştum. Bir hışımla at arabasından indim ve o hızla yürümeye devam ettim.

Köşkten endişeyle çıkan Isabell bize bakıyor, durumun ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Kafamı yukarı kaldırdığımda odasının camında duran tuhaf kızı Amelia'yı gördüm. Aynı annesi gibi tuhaf bir kız.

"Hiç bana öyle bakma abla." derken suratsız ve halinden hal gitmiş ifademi saklayamıyordum.

İçeri girdim ve arkamdan gelen yüzü düşmüş Henry'i gördüm.

"Durum nedir Henry?"

"Konu çok uzayınca şikayetinden vazgeçti. Ben düzelmesi için uğraşıyorum ama o tam tersine daha kötü bir hal alıyor. Anlamıyorum ki ben ona yardımcı olmaya çalışıyorum. O ise bana düşmanmışız gibi davranıyor."

"O hep böyleydi. Takmayın siz."

Canı sıkılmış Henry ablamla olan konuşmasının ardından içeri girdi ve paltosunu üstünden çıkarıp hizmetçiye verdi.

"Senin sağlık durumun için çabalamam kötü bir şey mi Isla?"

Bir hışımla arkama döndüm.
"Sen benim sağlığım için çabalasaydın ben böyle yapmazdım. Bana deli muamelesi yapıyorsun. O Falicia denen kadının da artık gelmesini istemiyorum, Henry."

Hizmetçisi arkasında bize doğru bakan Amelia ve sarışın, cılız Amy'i görünce sinirli ifademi onlara çevirdim.

"Ne bakıyorsunuz? Daha önce tartışan bir çift görmediniz mi?"

Duraksadım.

"Ah pardon! Küçük hanım göremiyordu değil mi? Unutmuşum."
sinirli halimden tek bir ödün vermeden yanlarından ayrıldım. Sakinleşmem ve kafamı toparlamam lazımdı.

                                  ***
Akşam saatleri olduğunda halen odamdan çıkmamıştım.

Durgun durgun aynada kendime bakarken, ayak sesleri ve ardından çalan kapımı duyunca irkildim.

Gelen hizmetçiyi tanımıyordum. Ablam fazladan çalışan almış köşke ama gereksiz olduğu çok açık. Bir tanesinin ismini biliyor mudur acaba?

Ah doğru ya..Amy'i biliyor bir tek.

"Sorun nedir?" hala aynada saçlarımı düzeltiyor, hizmetçiyle ilgili olmuyordum.

"Sofra hanımım. Her şey hazır ve mösyö Henry artık sizin de gelmeniz gerektiğini söylüyor."

Umursamaz ifadem o an hiç yüzümden düşmemişti. Her seferinde gelmeyeceğimi söylemiştim ama bu sefer sorun çıkarmak için gelebilirim diye düşünmüştüm. Belki de bu benim için bir fırsattır.

"Yine de sen sesini çıkarma Amy. Huyunu biliyorsun."

Merdivenden inerken birkaç konuşmaya şahit olmuştum.

"Konu nedir acaba?"

Herkes şaşkın ifadesini bana çevirirken, ben oldukça ciddi bir tavır takınıyordum. Benim gibi birini ucuz numaralarla kandıramazlardı. Konunun ben olduğum belli ama bunu onlardan duymam gerek.

ViyolaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin