"Bazı gerçekler vardır. Hiç olmasın istersin, bazı yalanlar vardır duyduğun anda acıyı kalbinde hissedersin." -Damla KOTAN
"Sen.."
"Oliver? Bana neden bunu yaptın? Ölebilirdim ve sen bunu biliyordun."
"Susma, konuş. Sen bana hep iyi davranırdın. Neden? Ya neden bana böyle bir şey yaptın? Sebebi olmalı, yalvarırım söyle."
Hah! Of rüyaymış. Öylece durmuş bana bakıyordu. Neyse ki rüyalarım eskisi gibi karanlık değil. Sanırım bu düşme olayı beni çok etkiledi. Oliver hala ortalıkta yok. Fakat ben rüyamda onu gördüm. Bu neye işaret?
"Tatlım.." diyerek kapıyı açışını duyduğum Bailey odama girdi.
"İkimize de çay getirdim ve birer de tatlı. Aynı senin gibi." dedi ve hafif güldü.
Fakat benim moralim hala bozuktu. Aklım Oliver'da idi. Neden böyle bir şey yapmıştı bana? Hala bilmediğim ve kafama takılan bu durum çözülmeden yüzüm gülemezdi. Belki de bilsem bile bir fark etmeyecekti ama sebebini bilmem sonuç ne olursa olsun önemliydi.
"Hey? Madamcığım...Daldın gittin ama." diyen yumuşak sesli Bailey şu durumum da bile bana iyimser yaklaşıyor. Acaba teyzem ona bu durumdan bahsetti mi? Kesin söylemeye tenezzül bile etmemiştir.
"Kusura bakma Bailey. Bu aralar kafam çok karışık. Belki teyzem söylemiştir." dedim ve bir ümit şansımı denedim.
"Tatlım teyzen bana bir şey söylemedi. Nedir senin canını sıkan?" öyle iyimser söylemişti ki onu kucaklayasım gelmişti. Tek çocuk olarak dünya'ya gelsem de o benim öz kardeşimdi.
"Geçen gece..." tam anlatmak üzereydim ki o sırada teyzem seslendi.
"Ben hemen geleceğim tatlım. Bak unutma anlatacaksın derdini." dedi ve klasik kıkırdayarak kapıyı açtı.
"Tamam." derken ben de onun gibi gülmüştüm. Bu kız iyi ki de gelmişti.
O odadan çıktıktan sonra ben de hafifçe karşıma doğru tekerlekli sandalyemi ilerlettim. Amacım pencerenin tam önüne geçmek ve çiçeğime dokunmaktı. Önceden tam olarak yerini bilemezdim. Şimdiyse nerede durduğunu biliyordum. Yaklaştığımda narin dokunuşlarla onu kucağıma aldım. Çok güzel kokuyordu ve ilk defa onu elime alabilmiş olmak bana huzur vermişti.
Sanki görüyormuşum gibi kafamı onun olduğu yere eğmiş ve onu seviyordum. Yumuşacıktı ve elime her değdiğinde mutluydum.
"Madam?" diye seslenen kadın sesini duyduğumda kafamı çiçekten kaldırdım. Arkama dönmem bir şey değiştirmeyeceğinden konuşmasını bekledim.
"Endişeli olduğunu hissettim ve gelmem gerektiğini düşündüm."
Bana yardım etmesi çok güzeldi ama hala ona olan güvenimde kararsızdım. Bir süre cevap vermedim ve tekrar çiçeği sevmeye başladım.
"Hala bana güvenmiyorsun. Farkındayım ama emin ol ben sana yardım edeceğim." diyordu lakin ben insanlara kolay kolay güvenmemeyi teyzemle oturmaya başladığımda öğrenmiştim. Ah anne! Neden beni bırakıp gittin? Neden?
"Güven dediğin şeyi çok mu basit sanıyorsun? Benim için değil." bana yardım etmesi ona koşulsuz güveneceğim anlamına gelmezdi. Belki de beni kendi kötü emelleri için kullanıyordu. Ne olacağını bilemezdim. Bu yüzden temkinli yaklaşmakta yarar vardı.
Sonuç da Oliver çok iyi ve her zaman bana yardımı dokunan bir insandı. Tabi şuan da ona çok kızgın olsam da neden yaptığını bilmeden bu duruma açıklık getiremezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Viyola
Adventure#27 Macera İçinde(20.08.2017) Başlama tarihi: 04.07.2017 MADAM AMELIA'NIN HAYATI Madam Amelia, 1730 yılında İngiltere de doğmuştur. 20 yaşında annesi Isabell'in ani ölümüyle birlikte teyzesi onu kendi köşküne alır. Babasıyla hiç tanışmayan Amelia te...