35

6.8K 382 170
                                    


*Bir önceki bölümdeki yorumların hepsine bakamadım ama tabiki en en kısa zamanda hepsini okuyup döneceğim. 

Çok seviliyorsunuz! :*

Bölüm Şarkısı: Apolas Lermi & İrontina Kandrali- Kelebek


Hemşire göğsüme bağladığı kabloları çıkarırken 'Teşekkürler,' deyip gülümsemeye çabaladım. Hemşire karşılık olarak gülümserken yatırıldığım sedyeyi çevreleyen perde açıldı. Kır saçlı, gözlüğünü alnına çıkarmış bir doktor içeri girdi. Hemşirenin uzattığı kağıdı aldıktan sonra bakışlarını benden çekip gözlüğünü gözlerine indirdikten sonra kağıda bakmaya başladı.

İyi olduğumu söylememe rağmen beni dinlemeyip ambulans çağıran insanlar yüzünden bir hastanenin acil servisindeydim. İnsanlık için umut aşılayacak bir durum olsa da şu an bu durumdan pek hoşnut olduğum söylenemezdi.

Bir kez daha bıkmadan, usanmadan 'Ben iyiyim,' dediğimde doktor başını salladı kağıda bakmaya devam ederek. Beni geçiştirdiği için gözlerimi devirdim. Hemşire doktora bir şey dedikten sonra doktorun onaylamasıyla yanımızdan ayrıldı.

Doktor kağıdı makinenin üzerine koyup ellerini cebine attıktan sonra 'Bir yakınını mı kaybettin?' diye sordu.

'Sanırım, henüz bilemiyorum.' dediğimde gözlüğünün üstünden baktı. 'Kimse ölmedi yani...' diye açıkladığımda başını salladı. Bana bakmaya devam ederek kendince çıkarım yapmaya çalışırken 'Kalp kırıklığının ölüme sebep olabileceğini biliyor muydun?' diye sordu.

Dudaklarım kıvrılırken başımı iki yana sallayıp 'Bilmiyordum,' dedim. 'Ama az kalsın tecrübe ediyordum galiba.'

Doktor gülümseyerek başını salladıktan sonra 'Fiziksel olarak bir şeyin yok, iyisin.' dedi. 'Yani en azından kalbindeki acıya benim uygulayabileceğim bir tedavi yok.'

Uzandığım yerden doğrulurken 'O acının geçmesi bir mucize olurdu zaten,' diye mırıldandım.

Doktor 'Mucizelere inanır mısın?' diye sorduğunda ayakkabımı almak için eğiliyordum. Sorusuyla doğrulup ona baktım. Kır saçlarından, göz çevresindeki kırışıklıklardan ziyade grimsi gözlerindeki bakışlardan tecrübe akıyor gibiydi.

'Bir zamanlar, evet.' diye cevap verdim. 'Ama artık inanmam mümkün değil gibi duruyor.'

Doktor gülümseyerek 'Sevgi,' dedi. 'Sevgi en büyük mucizedir. Dünya neden bu kadar kötü bir yer oldu sanıyorsun? Hep sevgisizlikten... İnsanlar birbirlerini sevmiyorlar, hayvanları, bitkileri sevmiyorlar. Herkes nefretten besleniyor artık. Halbuki bir kere sevmeyi deneseler her şey o kadar güzel olacak ki...'

Göz pınarlarıma biriken yaşlara rağmen gülerek 'Şu an sevgim acıyor,' dedim. 'Onu ne yapacağız peki? Mucizenin iyileşmesi için bir mucizeye daha mı ihtiyaç var?'

Doktor gülümseyerek 'En azından sevgiye sahipsin. Sevmeyi biliyorsun. Bu da bir şey, ha?' dedikten sonra yerde duran ayakkabılarımı bana uzattı. Ayakkabıları alırken 'Bunu söyleyeceğimi hiç düşünmezdim ama keşke...' dedikten sonra sustum. Kuracağım cümlenin, düşüncelerimin ve kalbimdeki acının altında ezildiğimi hissettim.

Doktor 'Bir doktor olarak reçetene sadece zaman yazıyorum.' derken ellerini tekrar ceplerine koydu. 'En güzel ilaç olduğunu göreceksin.'

Düşüncelerimle başa çıkmaya çalışırken başımı sallamakla yetindim. Doktor 'Geçmiş olsun,' dedikten sonra yanımdan ayrıldığında derin bir nefes alıp ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Ayakucunda duran ceketimi üzerime geçirirken İlker'in sesini duydum.

Bir Susam Deniz (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin