Gözlerimi hafif araladığımda başım Barış'ın omzundaydı.
Dünden sonra isteyeceğim ilk şey bu olurdu. Ve oldu da.
Barış'a biraz daha sokulup kokusunu içime uzum uzun çektim.Ama içimde ki Aslı "unutma o seni terk etti. Hem de sebepsizken. Gururlu bir kız olduğunu hatırlatıyorum sana " diye haykırıyordu. Çok doğru bir şey haykırıyordu ama ben bunu kabullenmek istemiyordum. Ama gururlu olduğum çok doğruydu.
Hızla koltuktan kalkınca Barış'ta irkilerek uyandı :
"Ne oluyor be , öyle bir kalktın ki yani kanepe ters dönecekti ."
Üzerimi ve saçımı düzenledikten sonra boğazımdan bir ses çıkararak göz teması kurmaya çalıştım.
"Benim burada ne işim var. " Sesim tatlı bir çığlık şeklinde çıkmıştı"Beni neden buraya getirdin,burası neresi?"
Barış gözlerine boş boş bakıyordu. Ayağa kalkıp yanıma geldi ve kulağıma eğilerek :
"Dün gece bir adamı silahla yaraladın ve bana sığındın. Hafızanı yenilediğimize göre müsaade et duşa gireyim."
Bu sözleri kulağıma üfleyip duşa girmeye gitti.
Kulaklarımla beynim arasındaki koordinasyon bir anda error vermişti.
Kafamı vurarak dün geceyi hatırlamaya çalıştım.Poyraz beni kaçırmıştı. Kafasını yarıp ondan kaçmıştım. Sonra sonra...
Yaa . Ne oluyordu ? Neden bir şey hatırlamıyordum?
Bir saniye. Ben Poyraz'dan kaçtıktan sonra eve geldim ve yine beni bulmuştu. Ve elinde bir silahla.
Tiz bir çığlık kopardım , sonra elimle ağzımı kapattım ve başka ne oldu diye düşünmeye başladım.
Poyraz ile karşı karşıyaydık ve bana birlikte olmayı teklif etmişti.
Aşağılık herif.Sonra ben silahı alıp ona doğrulttum ve olanlar olmuştu.
Dün olanları hatırladıkça gözyaşlarıma hakim olamıyordum.
Yani ben şimdi katil mi olmuştum?Uyandığım kanepeye yavaş adımlarla ilerleyip oturdum. Üzerime battaniyeyi çekip arkama yaslandım.
Sesli sesli düşünmeye başladım:"Ya Poyraz öldüyse? Ya ölmediyse? Yaşıyorsa benden şikayetçi olur muydu? Ama o bir şizofrendi? Onun lafına kimse inanmazdı. Doğru. "
Elimi şıklatıp :
"Evet işte bunu kullanabilirdim. O bir manyaktı . Artı katildi ve hastaneden kaçmıştı. "
Gözyaşlarımı silerek kendime teselli vermeye çalıştım.
"O, o kadar kolay olmayacak. "
İçeri giren Barıştı ve soyunmuştu.
Sadece altında havlu vardı ve üzeri bomboştu. Ne kadar da seksi gözüküyordu. Hala banyoya girmemişti . Karşımda soyunup vücudunu sergiliyordu. Pis herif.
Hakim ol kendine Aslı. Unutma karşında duran bu yakışıklı adam seni terk etti."Neden miş o ? Gayet güzel de işime yarar. "
Bir kaç adım daha atıp sehpanın önüne geldi ve eğilerek konuşmaya başladı. Sesi yüzüme değiyordu ve bu da vücudumun titremesini sağlıyordu.
"Sen adamı vurup kaçtın. Adamın manyak olması senin onu öldürmediğin anlamına gelmez."
"Öldü mü yani ? "
Barış arkasını dönüp gidiyordu ve soruma da yanıt vermemişti. Koşarak yanına geldim ve omzundan tutup bana çevirecekken ayağım sehpanın kenarına takıldı ve ben tam düşecekkken Barış belimden tutup beni yere çakılmaktan kurtardı.
Gözlerimi birbirini bulurken onu ne kadar özlediğimi bir kere daha kendime itiraf ettim. 10-15 saniye öylece birbirimizin gözlerine baktık. Çok kısa bir süre olabilir ama bana şimdilik yetmişti. Sonra beni doğrultup kollarına sardı ve birbirimize uzun uzun sarıldık . Çok özlemiştim, ve bu çok iyi gelmişti. Acılarım onun kokusu ile örtünüyordu.Kollarını belimden indirdi ve bana sarılmayı bıraktı. Ama ben hala ona sarılıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2 Gece 2 Ölüm
Teen FictionBu iki ölüm de tesadüf müydü ? 'SOYLUDERE' ler bu iki aşığın kaderini çizmişlerdi.En fazla ne yapmış olabilirler ki ? Yaşanan sorunlar , kırılan kalpler, yalandan ayrılıklar aşktan öteye geçemedi. Her kötü olayın sonunda onları bekleyen koca bir aş...