{12. BÖLÜM }

12 1 0
                                    

💐

Papatyalar koparıldıktan sonra kokarmış.
Bir ölüm ancak bu kadar güzel kokabilirdi,
Bir ölümlü , ölüme ancak bu kadar meydan okuyabilir.
Ve bir ölümlü , ölümü ancak bu kadar sevebilirdi.

💐

Asla olmaz mış. Ne yani . Ne karışıyor sa. Pis adam.

Masadan kalktım ve Barış'ın arkasından gittim.
"Size afiyet olsun."
Halil babam ağzındaki lokmayı yuttu ve bana seslendi.
"Aslı kızım , sen bu reklamda oynamak istiyorsan bana söylemen yeterli tamam mı kızım?"
Halil babama gülümseyip Barış'ın arkasından gittim.

"Barış ?"

Arkasını döndü ve bana baktı. Ceketini giymiş ve tam evden çıkıyordu. Hatta çıktı.
Ne yani bu?

Dışarı çıktım ve arabaya binecekken kapının kolundan tutup kapıyı kapattım.

"Ne yapmaya çalışıyorsun sen?"

"Sen bu reklamda oynamak istiyor musun?"

"Ne yani evet desem oynayacak mıyım?"

Arabasının kapısını açtı.

"İzin vermiyorum, oynayamazsın."

Arabaya bindi ve gitti. Allahım bu adam beni delirtecekti. Arkasından koştum ve bağırmaya başladım.

"Sana ne oluyor acaba. Sana mu soracağım ben. Oynayacağım işte, oynayacağım."

Yetişemedim. Göz kalkanımdan çıkmıştı ama yüzündeki memnun ifadeyi görebiliyordum.

İçeri girdim ve yukarı odaya çıktım. Üzerime siyah tulumum ve içine de üzerinde sevimli bir zebra olan tişört giydim. Evet hazırdım. Spor ayakkabıları da unutmamak lazım.

Dışarı çıkıp Deniz ile buluşacaktım. Çok özlemiştim onu. Görüşmeyeli çok olmuştu. Benim canım arkadaşım.
Masanın üzerinde duran telefonumu aldım ve Denize mesaj attım.

MESAJLAR

BEN

" Nerede buluşuyoruz tatlım. "

DENİZ

"Aynı yerde güzellik."

Anlamıştım. İlk tanıştığımız yerdi orası. Biraz garip bir karşılaşma olsa da onu çok seviyordum. En zor anımda , en güzel anımda yanımda olan biricik dostumdu. Eminim herkesin öyle bir dostu vardır. Benim de vardı.

Melis ile kapıda karşılaştık. Çok güzel bir kızdı Melis. Yine harika bir kıyafet seçmişti. Yaz ayında olduğumuz için renkli şeyler tercih etmiş. Pembe mini bir etek ve üzerine alt kısmı dantel olan bir büstiyer giymişti. Abisine göre biraz açık giyiniyordu. Bu konuda ben de Barış ile aynı fikirdeydim.

"Ee nereye bakalım böyle."

Merdivenlerden indim ve dışarı çıktık. Kapıyı kapattım ve garaja doğru yürümeye başladık.

"Seni bırakayım ben , nereye gidiyorsun?"

Gideceğim yerin adresini Melise söyledim .

"Beni bırak da  sen nereye bakalım? Böyle tatlı tatlı giyinmişin."

Utanmıştı.

"Mert Can ile buluşacağız."

Melis"in arabasına bindik . Benim arabam servisteydi. Bir sorunu vardı ama anlamıyordum. Canım kırmızı arabam benim. Yarın bit gün kavuşacağız. Melisin arabası maviydi. Barış doğum gününde hediye etmişti Melis e. Bir sene önce. Be kadar güzeldi. Ama o bir sene önceydi.

2 Gece 2 ÖlümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin