{ 5. BÖLÜM }

26 3 0
                                    

Acı unutuluyor ama geçmiyor galiba. Geçtiği için değil tam tersine hiç geçmediği, geçemediği için unutuluyor. Üzeri eski tozlu bir çarşafla örtünüp kapatılıyor. Unutuldu , bitti zannediliyor. Ama hiçbir acı sonsuza dek sürmez. Bitecek. Buna inanarak acıların üstesinden gelmeye çalışmıyor muyuz zaten ? Acının yerini başka şeyler alarak onu hafifletiyor ve sonra tamamen yok oluyor.  Ama bir yerlerde hala saklı olan kırıntılar kalıyor. Ne kadar süpürsen de kalıyor işte. Bunun için de çözüm acının biteceğine inanıp , onu unutarak yerine aşkın, sevginin ,mutluluğun, huzurun almasını sağlamak . 

Sevdiğim insan ile mutlu günlerin hayali ile yaşarken , sebepsiz ayrılık bizi bulmuştu. Ben sonuna kadar savaşmayı , aşkıma sahip çıkmayı umarken , hala onu seviyorken o çoktan pes etmiş bile.

Dün gece ; aklıma bile gelmeyen bir şey yapmıştım.
Eski sevgilimin yaptığının aynısını. Birini öldürmüştüm. Ama belki de ölmedi. Katil olmak , hapishaneye girmek istemiyordum. Belki de kaçtığım için suçlu durumuna düşmüştüm. Kafam çok karışıktı.

"Vurduğun adamın Poyraz olduğunu ne zaman söyleyecektin''

Barış'ın sözleri kalbimi kaskatı keserken ne diyeceğim konusunda habersiz kafamı kaldırıp ona baktım.

''Sana söylemem için zaman olmadı''

Ona sinirliydim. Bir yandan söylemediğimi için  sevinirken , bir yandan da neden söylemedim diye kendime kızıyordum . Beni ; bana ne olduğunu bile düşünmeden 'beni buradan götür'dedim ve tek bir soru bile yöneltmeden benim güvende olacağım bir yere getirmişti.

''Zamanın vardı Aslı. Bunu benden saklaman ...''

Sözünü keserek sert bir şekilde ayağa kalktım . Sandalye arkaya düşmüştü.

''Beni korudun ve güvende tuttun. Sana minnettarım ama unutma biz ayrıldık. Bunu kabullensen iyi edersin . Ne kadar böyle bir şeyin olması kalbimde derin yaralar açsa da kabullenmek zorundaydım. Beni sen terkettin. Bunu unutma , bizi sen bitirdin. Şimdi de gelmiş benden açıklama mı bekliyorsun ? "

Kötü kadın gülüşü yapıp mutfaktan çıktım .

Odaya geldiğimde o günkü kıyafetlerim temizlenip yatağın üzerine bırakılmıştı .

Ben bu adama kızıyordum ama o bir hareketi ile beni öfkekemden sıyırıp çıkarıyordu.

Üzerimdeki Barış 'ın kıyafetlerini çıkarıp kendiminkileri giydim. Barış'ın kıyafetlerini katlayıp yatağın üzerine bıraktım .

Merdivenlerden inip Barış'a tek kelime bile etmeden evden çıktım. Kapıyı biraz sesli kapatarak çıktığımı duysun istedim. Peşimden gelsin , gitme desin istedim. Ama ne arkamdan gelen oldu ne de gitme diyen. Onunla olamıyordum ama onsuz da yapamıyordum.

Evin dış kapısından çıkıp yürümeye başladım . Nereye gittiğimi bile bilmiyordum . Gidiyordum ama nereye olursa.

Evden iyice uzaklaşmıştım . Çok uzağa. Hava çok sıcaktı. Boğazım kurumuştu. 10 adım ileride küçük bir bakkal gördüm ve adımlarımı hızlandırıp markete girdim.
Dışarıdan soğuk su alıp parasını ödemek için içeri girdim. Suyun parasını ödeyip çıkacaktım ki adamın beni süzen gözleri ile buluşunca :

"Birine mi benzettiniz?"

Adam 'yok' diyerek gazete okumaya yeltendi. Marketten çıkıp yine yürümeye başladım .

Ben ne yapacaktım bilmiyordum. Nasıl kurtulacaktım bu ellerimin kirinden. Hangi sabun temizlerdi elimdeki kanı ?

Elimdeki suyu kana kana içerken ayağım taşa takılmıştı ve yeri boylamıştım. Tiz bir inleme ile düştüğüm yere oturdum ve kanayan dizime bakışlar attım.

2 Gece 2 ÖlümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin