Bütün ölümcül gülümsememle Bieber'a baktığımda yüzünde kimsenin fark etmediği şaşkınlığı görebiliyordum. Planladığım bir tanışma olmamasına rağmen durumdan memnundum. Artık kim olduğumu biliyordu ve bu oyunu açık bir şekilde oynamanın vakti gelmişti. Yüzündeki şaşkınlık yerini keskin bir ifadeye bırakırken kendimi psikolojik olarak bir savaşa hazırlamıştım bile.
Yarışı kazanarak onu bir kere daha alt etmenin verdiği zafer duygusuyla sırıttım. Herkes dağılmaya başlarken gözlerimizi birbirimizden ayırmıyorduk. Sadece ikimiz kalmış gibiydik. Sinirli bakışlarının beni asla korkutamayacağını anlaması için umursamaz bir şekilde saçımı düzelttim ve olduğum yerden birkaç metre ileride duran çocukların yanına adımladım.
Bruce elini omzuma koyarak tebrik etti. "İyi iş çıkardın Angel." Memnuniyetle başımı salladım. Yarışın sonucunda maddi olarak elde ettiğim hiçbir şey yoktu ama Bieber'ın yüzü benim için büyük bir ödüldü. Annie diye bildiği ben, en büyük düşmanıydım. Ne kadar aptal hissettiğini tahmin bile edemiyordum. Kafasında kurduğu planları düşünürken kendimi hazır hissediyordum. Şu an bana saldırmaya çalışsa bile ona karşı koyabileceğimi biliyordum. Belimdeki silahın varlığıyla nefesimi üfledim.
"Bieber'ın kaybetmesi çok üzücü." Elimi belime koyarak ağırlığımı tek bacağıma verdim. Jensen söylediklerimin üstüne güldü.
"Artık kim olduğunu biliyor değil mi?" Başımı salladım. Aralarında en zekisi Jensen diye düşündüm. Diğerleri olayın farkında bile değillerdi.
"Ansel'a olanlardan sonra hala onunla ödeşebildiğimi düşünmüyorum." Bu işin burada bitmediğini belli etmek için konuştum. Ansel'ın ölmesi beni etkilememiş olabilirdi ama bu büyük bir meydan okumaydı. Diğer hayatıma dokunmayacağından emin olmalıydım. Kimsenin o tarafa sızmasına izin veremezdim. Çok kısa zamanlarda da olsa o hayatım beni mutlu edebiliyordu. Stresten uzak sıradan bir hayat.
"Angel." Jensen'ın sesindeki uyarıyı fark ettiğimde hızla yaklaşan adım seslerini duyabiliyordum. Bana meydan okumadan buradan gidemeyeceğinin farkındaydım. Elimle Jensen'ın uzaklaşmasını işaret ettim. Onun geriye çekilmesini izlerken boynumda hissettiğim sıcak nefesle içim ürperdi. Aramızdaki mesafeyi bozmadan ona doğru döndüm. Gözlerindeki öfke barizdi. Boyunun benden uzun olması sinir bozucuydu ama neyse ki topuklularım beni kurtarıyordu. Aynı mesafede olan gözlerimiz arasındaki bakışma sürerken sıkıntıyla iç geçirdim.
"Kendini nasıl bir ateşin içine attığının fakında değilsin Annie." Kulağıma doğru eğilerek fısıldadığında yaptığı gönderme karşısında güldüm. Geri çekilip dikkatle yüzüme baktı. Sinirlenmemi bekliyordu ama ona bu zevki yaşatmayacaktım. İstediğini ona verdiğimde her zaman daha fazlası için savaşacaktı.
"Ne yazık! Neredeyse bana teslim olacaktın." Ben de onun yaptığı gibi kulağına doğru eğildim. Fısıldarken ona barda yaşananları hatırlatmaya çalıştım. Şirin bir kızın öyle bir bara sahip olmasına nasıl inanmıştı?
Beni sinirlendirmeye çalışırken kazdığı kuyuya düşmesini görmek zevk veriyordu. Gecenin karanlığında gözleri öfkeyle parlıyordu. Beni boğazımdan tutup duvara yapıştırmamak için kendini zor tuttuğunu görebiliyordum. Yüzümdeki sırıtma büyüyordu.
"Seninle işim bitmedi!" Bu sefer bana bakarak konuştuğunda gözlerine dikkatle baktım. Doğruyu söylemek gerekirse benimde onunla işim bitmemişti. Bu oyun ikimizden biri ölmeden bitmeyecekti. Bu ikimizin de bildiği su götürmez bir gerçekti. Ancak onun kazananın kim olacağı konusunda yanıldığını görebiliyordum. Kendine fazla güveniyordu. Daha şimdiden 2-1 öndeydim.
"Hadi ama Justin! Ödeştiğimizi söyleyen sendin." Gıcık bir şekilde dudaklarımı büzdüm. Ansel'ı öldürdükten sonra bıraktığı notu ona hatırlatmaya çalıştım. Ölü bedeni gözlerimin önünde canlandığında onun yerinde değer verdiğim birinin olabileceğini hayal ettim. Hayatımda böyle biri olmaması işim açısından avantajdı. Korumak zorunda olduğum kimse yoktu. Saçma aşık işleriyle ilgilenmek zorunda değildim. Değer verdiğim düşünülebilecek çok kişi vardı ama hiçbirine bağlanmadığımı biliyordum. Raisa ya da Heaven ikisi de benim için önemliydi ama onlara zarar gelse en fazla bir hafta içinde unutulup giderdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wild Couple || Justin Bieber
Fanfic"Erkek arkadaşın seni asla bulamayacak güzelim." diyerek elimdeki silahı ona doğru salladım. "Yalvarırım beni bırak." diye yalvardığında o alay dolu ve tüm depoyu çınlatan kahkahamı attım. "Keşke o kadar şanslı olabilseydin. Ama ne yazık ki deği...