Episode 6: "Who's dead?"

519 40 7
                                    

Sınır 2 hafta geçmesine rağmen dolmamış ama ben daha sonra yazamam ya da paylaşacak zamanım olmaz diye paylaşıyorum. Lütfen yorum yapın ve oy verin. Böyle devam ederse hikayeyi silmeyi düşünüyorum. Sizce sileyim mi??? 

Şarkı: Echosmith - Cool Kids

"Çocuklar, sakin olun. Her şey kontrolüm altında." Dedim ve onları susturmaya çalıştım ama ne yazık ki bu işe yaramamıştı.

"Bunu göze alamayız Angel. O tehlikeli." Diye söylenen Jensen'a küçümseyici bir şekilde baktım.

"Dostum, sen ciddi misin? Tehlikeli olan biziz, o değil!" diye sesimi yükselttim. Hepsi ödlek gibi davranıyordu.

"Ya senin kim olduğunu öğrenirse?" diye bu sefer Neal kuruntu yapmaya başlamıştı.

Yerimden kalkıp açık Amerikan tarzı mutfağa yürüdüm. Tezgâhta duran sürahiden bardağa su doldurup kafama diktim.

"Aynı ihtimal Megan içinde vardı Neal. Ben sadece işi biraz daha uzatıp onunla arkadaşlık edeceğim." Diyerek az önce kalktığım koltuğa tekrar oturdum.

"Bu çok eğlenceli olacak gibi gözüküyor." Diyen Bruce sinsice bakıyordu.

"İşte benim adamım!" diyerek sırıttım. En azından bana destek çıkacak birileri vardı.

"Ne yani ben artık planda değil miyim?" diye sordu Megan tırnaklarıyla uğraşırken.

"Şu anlık kimse planda değil. Ben dediğimde plana dâhil olursunuz." Diyerek tekrar ayağa kalktım.

"E kim bana yeni odamı gösterecek?" dedim ve kollarımı göğsümde birleştirip ayağımı yere vurup ritim tutmaya başladım. Kimse kafasını kaldırıp bir şey demeyince Bruce iç çekti ve ayağa kalkıp yanıma geldi.

"Ben gösteririm." Dedi ve önden yürüyüp merdivenlere yöneldi. Onu takip edip bende merdivenlerden çıktım. Üst kata ulaştığımızda soldaki kapıdan içeri girdik.

"İşte burası." Dedi kapının önünde durup içeriyi işaret ederken. Yanından geçerek odaya girdim. Odanın her yeri beyazdı. Tek farklı bir renk bile yoktu. Odayı incelemeyi kesip Bruce'a doğru döndüm. "Teşekkürler, şimdi gidebilirsin." Dediğimde başıyla onayladı ve kapıyı kapatıp çıktı.

Odayı öğlen saatinin güneş ışıkları aydınlatıyordu. Odanın havası bir anda değişmişti. İçeri benim girmemle tüm beyazlık benim kötülüğümün siyahlığı içinde boğulmuştu. Bu bile beni aydınlatamıyordu. Arkadaş olduğum insanlar bile benim karanlık hayatımı aydınlatamıyordu.

Yatağa uzanıp gözlerimi tavana diktim. Bir süre öyle baktıktan sonra gözlerimi kapattım ve kollarımı başımın altında birleştirdim. Hiçbir şey düşünmüyorken ve hissetmiyorken huzurluydum. Ta ki ödevim olduğu aklıma gelene kadar.

"Lanet olsun!" diyerek yataktan hızla kalktım. Kapıyı açtım ve seri bir şekilde alt kata indim.

Yerde duran çantamı aldım ve çocukları umursamayarak evden çıktım. Arabaya bindim ve telefonumu elime aldım.

"Alo?" diyen Raisa'nın sesini duyunca hemen konuşmaya başlayacağım sırada sözümü kesti.

"Proje ödevi!" diye bağırdığında telefonu kulağımdan çekip uzağa götürdüm. Bu kız kulak zarımın patlatmasını falan mı istiyordu?

"Bende o yüzden aramıştım. Tamamen unutmuşum." Dedim sakin kalmaya çalışarak.

"Unuttuğunun farkındayım. Bütün ödev benim üstüme kaldı." Ofladığında gözlerimi devirdim. Sanki ödevler, dersler ve okul umurumdaydı.

Wild Couple  ||  Justin BieberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin