-PJM- Bölüm 4

6.1K 354 308
                                    

Medya : Jeon Yeolun Gözü
Günün şarkısı: BTS-Save Me

Sabah yine muhteşem bir şekilde uyanmayı çok isterdim fakat bu sefer telefonum çalıyordu.

Açmayacağım banane.
Çalar çalar kapar.
Sanırım telefon 50.'ye falan çalıyor.

Beni sabahın köründe bu kadar arayacak kadar ne yaşadın beni arayan canım kişi?

En sonunda pes edip telefonu elime aldım.

EYVAH! ABİMİ UNUTTUM YA BEN!

Arayan Taehyung'du.
Saat 10:30'du.
Hemen telefonu açtım.

"Alo abi!"

"Oh kızım nerdesin ya bir şey oldu sandım!"

"Uyuyordum ya! Noldu nerdesiniz? Geldi mi? Hazırlanıyım mı?"

"Dur! Dur! Sakin ol! Hazırlan bende iki dakikaya ordayım.

Bende hemen telefonu kapayıp aynanın karşısına geçtim.
Kırk yıl düşünsem beni yataktan bu kadar çabuk kaldırabilen bir şey olucağı aklıma gelmezdi.

Şimdi diyeceksiniz ki bugün okulun vardı! O zaman sizinkiler seni niye uyandırmadı?

Şöyleki! Annem işe gidiyor, abimde dana gibi uyuyor.

Kendime bakmayı kesip lavoboya girdim.
Hemen yüzümü yıkadım.
Dolabın karşısına geçtim ve dolabı alt üst ettim.
Beyaz bistüyer, kırmızı ceket ve siyah dar pantolon giydim.
Çok tatlı oldum be.
Yani kendim diye demiyorum ama ne giysem mükemmel oluyorum.

Makyaj masama geçip, hafif bir parlatıcı ve kısa kuyruklu eyelinerımı sürdükten sonra kendime yeniden hayranlıkla bakmaya devam ettim.
Kendimi Dünyanın en hızlı hazırlanan kadını ilan ediyorum.

Haydi bana bir alkış.

Telefonumu cebime koyup hemen kapının önüne çıktım ve siyah beyaz ayakkabılarımı giydim.
Tabii ki abime haber vermeyeceğim. Bir JeonYeol asla kimseye hesap vermez.

Bilin diye diyorum sadece abisi akşama kadar uyuyacağı için haber vermiyor. Yoksa g*tün yemez.

İç ses eski mallığına geri döndüğüne göre gayet iyisin bu yüzden seni garipsemeyeceğim.
Aşağıdan korna sesi gelince elim ayağıma dolandı ve hızla merdivenleri indim.
Kalbim heyecandan küt küt atıyordu.
Taehyung'un arabasının yanına gittim ve bindim.

"Ben geldim!"

"Hoşgeldin JoYe! Hazır mısın?"

"Hayır!"

Taehyung güldü ve arabayı sürmeye başladı. Ama benim kalbim o kadar hızlı atıyorduki adeta yerinden fırlayacak gibiydi.

"Hey! Heyecandan ölmek bu olsa gerek. Sakin ol JoYe!"

Söylemesi kolay canım.
Gelde onu bana sor.

Araba gittikçe yavaşlarken yaklaştığımızı anladım.

"Ya abi! Valla ben ölüceğim. Şurda kenarda kendi başıma bir yerde gebereceğim."

"Jeon Yeol geldik. Şimdi sakince içeri giricez!"

Dışarı baktığımda çok hoş şirin bir kafeydi.
Araban indim ve Taehyung'un yanına gittim.
Birlikte yürümeye başladık.
Taehyung gülümsemeye başladıkça dahada gerilmeye başladım.

En sonunda beni bir masanın önünde durdurdu.
Benimse kafam eyikti.
Kafamı biraz kaldırdım ve YoonGi'yle karşılaştım.

Kendimi kilitlenmiş gibi hissediyordum.
Yani heyecandan ölecek gibi.
Onunda yüzünden en az benim kadar heyecanlı olduğu belli oluyordu. Ve çok çok yakışıklıydı. Beyaz tenli siyah saçlıydı. Tanrım iki abimde yakışıklı. Abimin arkadaşı yakışıklı. KwangWoo abimde yakışıklı...

Victory Star Vampire -PJM- Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin