"Biri adımı mı söyledi?"
Jungkook uykulu uykulu merdivenlerden iniyordu."Evet ben söyledim, bir numaralı at kafası."
...
Jungkook sesimi duyar duymaz sarsılmıştı adeta. Boncuk boncuk gözleri küçük yağmurlara tutunmuştu. Elleri titriyordu tatlı böceğin fakat gelmek istesede heyecan ve şaşkınlıktan olduğu yere kilitlenmiş gibiydi.
Ben gelmiştim, koca 1 senenin ardından aniden yok olup aniden geri gelmiştim. Şaşırtıcıydı.Abimlerin sıkı sıkıya tuttuğum ellerini bırakıp hızlıca Jeongguk'un yanına koştum. Hemen kolları arasına girdim özlemimle. Bana o kadar sıkı sarılıp derince kokluyorduki onun için önemimi tekrar tekrar anlıyordum.
"Jeonyeol sen gelmişsin...S-sen geldin...Rüya de-değil dimi..."
"Hayır bitanem...değil. Bak ben burdayım. Bundan sonra da olacağım. Artık gitmek yok. Yıldızınız yanınızda."
Onların ne kadar korktuğunu görmüştüm. Ailem, benim en kıymetli hazinemdi.
Jeon'un zayıflamış parmaklarından tutup abimlerin yanına oturdum.
Hâlâ daha burda olmama inanamıyorlardı biliyor musunuz?
O bakışları, o korkuyu görseydiniz anlardınız...
Taehyung abimin gözlerinde teker teker ölüp yanaklarından süzülen yıldızlar bu sefer umut olarak yeniden dönüşmüşler de ona geri kazanmışlardı sanki. Yoongi abim ise...kabuğunun altındaki o hassas,kırılgan çocuğu daha net görebiliyordum şimdi.
Ellerimden sıkı sıkıya tutuyordu. Gözlerini bir saniye gözlerimden eksik etmiyordu. Bazen kendi kendine gülümsüyor, ellerimin üzerine naif öpücükler konduruyordu.
Ve ayrıca Jimin, o kan çanağı gözler sanki ben üzülmeyeyim diye hemen toparlanmıştı. O kadar sadık bir melektiki beni bekleyeceğine söz vermişti ne kadar sürerse sürsün.
Bende söz vermiştim, aşkımız için inançlarımız için geleceğimiz için.."Ah hadi biraz toparlanalım!"
Onları bu sessizlikte düşüncelere boğmamak için başladım söze.Taehyung sanki öğretmenine bir şey diyecek gibi işaret parmağını kaldırdı ürkek ürkek.
"Ama ilk sarılalım, hepimiz."
Kollarımı açtım geniş geniş. Sardım bir güzel aldım korkularını.
Geleceğimizin nasıl olacağını merak ediyor musunuz?
Hadi o zaman sizinle birkaç sene sonrasına da göz atalım.
Çünkü bu hikâyenin asla gerçek bir sonu yok. Daha bir ilerisine gidebiliriz sonumuza değil....
"Jeonyeol! Şu çocuğunu al başımdan!"
Bağırışmalara çığlıklara uyanmıştım adeta.
Hızlı adımlarla aşağı inip sesin geldiği bahçeye çıktım.
Gördüklerim karşısında kahkahami bastıramadım."Gel bitanem annene."
Kıkırdaya kıkırdaya köpeğim Loli'yi kucağıma aldım."Gerçekten minicik köpekten korkabiliyorsun Yoongi oppa kkk."
Yoongi abim kan ter içinde üzerindeki tüyleri temizledi. Aynı zamanda da söyleniyordu. Abim Loli'den korkardı ama Loli abime bayılırdı.
"O minicik köpek falan değil bildiğin canavar!"
"Kızım bir Vooaağr yap bakalım"
Kahkaha attım.
"İlahi abi ya, Jimin! Aşkım Loli'ye suyunu getirir misin?"Yoongi abim kahvaltı hazırlama bahanesiyle hemen içeri girdi.
Yere oturup Loli'yi severken arkadan bir kol sardı belimi."Günaydın sevgilim."
Jimin'in sade arınmış sesini kulaklarımda işittiğimde genişçe gülümsedim.
"Günaydın hayatım. Jeon ile MinChae nerdeler?"
"İkisi kahvaltıya gittiler başbaşa. Bizde kahvaltıyı hazırladık Taehyungla. O da oğlumuzla oynuyor şimdi. Yoongi'de sevgilisiyle gezmeye gidecekmiş."
Jeon ile Chae nişanlanmışlardı, Taehyung'un görüştüğü bir kadın vardı. Yoongi kendisine sevgili yapmıştı. En önemlisi de biz evlenmiştik. JiSang adında bir oğlumuz vardı. Birde küçük köpeğimiz. 3 haftalığına abimlere kalmaya gelmiştik. Gerçi çok sık gelirdik, Jeon'da hep burda olurdu.
Kendimize basit ama mutlu bir hayat döşedik. Zengin değildik gösterişli bir hayatımız yoktu. Şehrimizdeki öylesine ailelerden biriydik bizde. Dikkat çekmeyen ve diğerleri gibi.
Vampirlik özelliklerimizi saklamayı başarıp halka karışmıştık.
Jimin okulunu bitirip Sanat okulunda öğretmen olmuştu. Ben ise psikoloji okumama rağmen oğlumuza bakmak için küçük bir ara vermiştim.Jiminle içeri girdik. Yoongi abim ve Taehyung abim oturmuş bizi bekliyorlardı.
Oğlumu kucağıma alıp sofraya oturdum. Sohbetler ve kahkahalar eşliğinde yaptık kahvaltımızı.
Ben sofrayı toplarken Jimin ile JiSang bahçeye çıkmıştı, abimlerde yanındaydı. Bahçe kapısını açtığımda Jeon ve MinChae'nin de geldiğini gördüm.
Gülümseyerek yaslandım kapıya.
Oyun oynayıp koşuşturan kocam ve oğlum, onları videoya çekip eğlenen abilerim, kahkahalara boğulan Jeon ve MinChae...
Bu görebileceğiniz en doğal sonsuz son olabilir, sıkıcı ya da alışılmış olabilir.
Fakat aile dünyanın en güzel geleceğidir.
Aşk sadece iki kişi arasında olmaz, Aşk sevgidir, sevgi gerçektir. Gerçek ise yalan olmayan her yerdedir. Sevgi mutlulukladır.Ben Jeonyeol, ne yaşarsam yaşayım ayakta kalmış o kızdım. Artık büyüdüm. 16 yaşındaki kız değilim. 26 yaşında bir çocuk annesi genç bir kadınım.
Hikâyemiz belki olması gerekenden daha kısadır, fakat her şeyin en iyisi en özünde tadında olmalıdır.
Ben bir yıldızım, o ışık benim.
Ben umudun çiçeğiyim.Şimdi ise hayat günlüğümün sonuna geldik. Unutmayın ki geceleri dışarı baktığınızda size özel bir yıldız olduğuna inanıyorsanız, ben ordayım.
Ama unutmayın ki geleceğin en güzel galaksisi siz olacaksınız.Ben ailemle, siz ise mutlulukla kalın.
...
And Finish
Evet...kıramadım en sonunda yazdım. Güzel bir sonsuz son olmuştur umarım. Bu kitap benim icin çok değerli ne olursa olsun.
Bu bitmiş olabilir ama kurgusuna çok güvendiğim konusunu çok sevdiğim ve 1 senedir ablam ile uğraştığımız yeni kitabım Im Fine kitabımı yayınlamaya başladım. Umarım okursunuz. Herkesin sevecegine eminim, beklentim çok yüksek ve çok heyecanlıyım.
Sizleri çok seviyorum bitanelerim mutluluklarla ve güzel umutlarla kalın ♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Victory Star Vampire -PJM- Park Jimin
FanfictionBir gün bir yıldız benim elimi tuttu . Onun adını zafer yıldızı koydum... Benim yıldızım ancak sendin. Benim yıldızım zaferindi. Zafer ise sendin. Göz yaşlarım senindi. Ağlamamam için yalvaran sendin. Benim mutluluğum bir ışıktı. O ışık sendin. Üzgü...