*****

194 15 7
                                    

''Dışarı gelmeyecek misin?'' diye sesleniyor babam arka bahçeden.

''Hemen geliyorum, sadece misketlerimi alıyordum.''

''Tamam!''

Misket kutusunu bulduğumda etrafı ne kadar çok dağıttığımı da anlıyorum.Merdivenlerden aşağı inerken misketlerin metal kutunun içerisindeki çıkardığı o saçma ses hoşuma gidiyor.

''İşte geldim.'' diyorum babama doğru bakıp.

''Bugün misketlerle oynayacağız anlaşılan, güzel.''

''Evet, hem de yeni bir oyun deneyeceğiz.''

''Tamam, öğret bakalım bana.''

Metal kutuyu açıp içerisinden en büyük olan misketi alıp çime bırakıyorum.Etrafına da küçük olanları yuvarlak olacak biçimde dziyorum.Sonra babamla bana iki misket kalıyor, diğerini babama veriyorum.

''İşte bu kadar.Kendi güneş sistemimizi kuracağız.''

''Çok güzel.'' diyor babam sadece.Ve dizlerinin üzerinden kalkarak bağdaş yapıp oturuyor.

''Peki, bir şeyi fark ettin mi?''

''Neyi baba?''

''Bak, benim misketimde hafif bir çatlak var.''

''Yani?''

''Bu da demek oluyor ki bu küçük çatlak bir solucan deliği.''

''Solucan deliği ne demek?''

''Onlar bizim evrenimizde bulunan küçük delikler.Ancak o delikleri solucanlar açmıyor.Onlar kendiliğinden oluşuyorlar.''

''Peki, onlar ne işe yarıyor?''

''Onlar uzak mesafeleri yani yıldızlararası mesafeleri yakınlaştıran deliklerdir.''

''Muhteşem.''

''Peki, onları teleskopla görebilir miyiz?''

''Hayır, belki evet.Bir gün büyük bir teleskop inşa edilirse belki.''

''Çok iyi.''

''Evet öyle.''

''Tamam, artık oyuna başlayabiliriz bence.'' diyor babam.Ancak ben o sırada hala solucan deliklerini düşünüyorum.


IŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin