''Kalkış izni verildi MXA-4.'' diyor kulaklığımdaki ses.
''Anlaşıldı, tamam.''
Ezberlediğim düğmelere gelişigüzel basıyorum.
''Her şey hazır mı Sandy?''
''Evet, kalkış için hazırız.''
Ardından parmaklarım o son düğmeyi buluyor.Belki de kalbimin istemediği tek düğmeyi.Son bir defa beyaz kaskın içinden Dünya'ya bakıyorum.
Düğme yandığında da aslan kükremeleri başlıyor.Kalkış bölgesini önce kırmızı sonrasında ise siyah renk kaplıyor.Ve o anı kaydeden kameramanların şapkaları uçuşup yere düşüyor.
Yükseldikçe daha çok yükseliyoruz.Açık mavi tonlarını koyu maviye bırakıyor.
''Echo-1 bırakılıyor.''
''Anlaşıldı.''
Uzay gemisinden bir parça Dünya'ya doğru hızla yaklaşıyor ancak o sırada paraşütü açılıyor ve ismini bile bilmediğim bir bölgeye iniş yapıyor.O sırada biz daha yükseklere adım atıyoruz.Kuş kanadının dokunamadığı o göklere...
''Anderson, itici motorlar 82''
''Anlaşıldı Sandy.''
''Biraz rahatlamalısın adamım, çok terledin.''
''Nasıl rahat olabilirim ki dostum.Yani bu yeni, hepimiz için, insanlık için yeni bir adım.''
''Dışarıya bakın çocuklar, bu güzel görüntüyü kaçıracaksınız.'' diyor Emily arkadan.''Ve evet, biraz daha rahatlaman gerek Anderson.''
Koyu mavinin siyahla buluştuğu o güzel manzarayı izliyoruz.
''Echo-2 bırakılıyor.''
Yerçekimi giderek azalıyor.
''Atmosferden çıkıyoruz.'' diyor Sandy yanımdan.
Evrenin siyaha bürünmüş boşluğu bizi içine alıyor.O sırada hep yapmak istediğimiz şeyi yapıyoruz.Beyaz üniformalarımızın üzerinden geçen siyah kemeri çözümlüyoruz.
Önce Sandy bu güzel anın tadına varıyor.Elleriyle kendisini koltuktan ittiriyor ve işte havada süzülüyor.Onun ardından da ben yapıyorum.Boşlukta süzülüyorum.
''Aslında biliyor musunuz çişim geldi.'' diyor Sandy.Bunun üzerine tüm ekip ona bakıyor.
''Ne yapabilirim siz heyecanlanmadınız mı?''
Hep birlikte gülüyoruz.
Süzülerek yerçekimi düğmesine ulaşıyorum.Hep birlikte kendimizi yerde buluyoruz.
''Her şey güzel olacak.'' diyor Pat, eliyle bana yerden kalkmam için yardım ediyor.
''Umarım.''
Ekibin lideri Paxton.Alman olduğu için genellikle somurtkan bir tipi var.Pat, onu bilirsiniz o hep yardımseverdir ve bir metafizikçi.Paxton da subay, hava kuvvetleri subayı.Emily, o bir biyolog.Tucker, ekibimizin en sessizidir o.Ve de bir toprakbilimcisidir.Sandy, biz ona aslında çılgın kimyager deriz.Sonunda ben de bir pilotum.
''Varış yerine yaklaşana kadar oto pilot konumunda olacak.Yani artık uyku vakti bebekler!'' dedi Paxton.
''İleride, kabinlerinize yerleşin.''
Ayaklarımı metal zemin üzerinde sürüyerek kabinime ulaştım.Kabin beyaz kaplamalı köpük plastikten yapılma, aşağı yüzleri metal.Yanda bulunan düğmeye basıyorum.Kabin dışarı doğru tıslayarak açılıyor.Metal yüzü aşağı doğru indirip kendimi içeri yerleştiriyorum.
''Uyku modu başlatılsın mı?''
''Evet.''
Dışarı doğru çıkık olan kabinim tıslayarak yan yüzü yukarı kayıp içeriye doğru giriyor.Mavimtırak bir ışık boydan boya vücudumu tarıyor sonrasında içinden tıslayarak çıkan gazın sesini duyuyorum.
''İyi uykular bebekler!''
Ve ben o sırada uykuya dalıyorum.
Dünya,
Uzaklaştıkça küçülen,
Düşündükçe özlenen,
Yalnızların rüyası...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IŞIK
Science Fiction''Bizi eksik olan, bizi çeker; ışığı hiç kimse kör kadar sevemez.'' -Victor Hugo