''Dikkat et, dikkat et!'' diyor babam arkamdan, kolumdan tutuyor.
''Son iki basamak kaldı Anderson.''
Görüyorum.
Basamak yüksek değil, kenarları var.
''Tuttum seni.''
Ayağım basamağa takılıyor.
''Baba.''
''Efendim?''
''Rüyamda pilot olmuştum biliyor musun?''
''Çok güzel diyor babam sadece.
''Evet, öyle.''
''Hem de uzay gemisi kullanıyordum.Çok büyüktü.Ve ışığı görüyordum baba, annemi alan o ışığı.Beyazdı, saf ve pürüzsüz ışık...''
''Hadi ama beni ağlatacaksın ama şimdi.''
''Güzeldi baba.Çok güzel.''
''Görmek güzel bir şeydi baba.''
Ağlıyordu.
Anderson'un babası ağlıyordu.
''Ağladığını biliyorum baba.Gözlerim görmese de, kulaklarım iyi duyuyor.''
''Hem ben böyle de mutluyum.Işığı seviyorum baba.Neye benzediğini bilemesem de onu gerçekten çok seviyorum.''
Babası oğlanın yanına oturdu.Merdiven basamağına.
Hafifçe başını okşadı oğlanın.
Anderson hayal etti.
Göremese de,
Görmeyi hayal etti.
''Seni çok seviyorum dostum.''
''Hem de her şeyden çok.''
Anderson oturduğu yerden kalktı.Elleriyle merdiven basamaklarını yokladı.Yukarı çıkmak istiyordu.Odasına gidecekti.
Parmakları duvarı buldu.Sonra parmakları kapı eşiğini buldu.İçeri girdi.Bir kutu aldı eline.Hem de içinde bir şeyler bulunan bir kutu.
Babasını buldu oğlan.
''İşte geldim.'' diyorum babamın bulunduğu tarafa bakıp.
''Bugün misketlerle oynayacağız anlaşılan, güzel.''
''Evet, hem de yeni bir oyun deneyeceğiz.''
''Tamam, öğret bakalım bana.''
Metal kutuyu açıp içerisinden en büyük olan misketi alıp çime bırakıyorum.Etrafına da küçük olanları yuvarlak olacak biçimde dziyorum.Sonra babamla bana iki misket kalıyor, diğerini babama veriyorum.
''İşte bu kadar.Kendi güneş sistemimizi kuracağız.''
''Çok güzel.'' diyor babam sadece.Ve dizlerinin üzerinden kalkarak bağdaş yapıp oturuyor.
''Peki, bir şeyi fark ettin mi?''
''Neyi baba?''
''Bak, benim misketimde hafif bir çatlak var.''
Elim babamın elini buluyor.Misketi elimde çevirip döndürüyorum.Bir çizik ya da hafif bir kırık hissediyorum.
''Yani?''
''Bu da demek oluyor ki bu küçük çatlak bir solucan deliği.''
''Solucan deliği ne demek?''
''Onlar bizim evrenimizde bulunan küçük delikler.Ancak o delikleri solucanlar açmıyor.Onlar kendiliğinden oluşuyorlar.''
''Peki, onlar ne işe yarıyor?''
''Onlar uzak mesafeleri yani yıldızlararası mesafeleri yakınlaştıran deliklerdir.''
''Muhteşem.''
''Peki, onları teleskopla görebilir miyiz?''
''Hayır, belki evet.Bir gün büyük bir teleskop inşa edilirse belki.''
''Çok iyi.''
''Evet öyle.''
''Tamam, artık oyuna başlayabiliriz bence.'' diyor babam.Ancak ben o sırada hala solucan deliklerini düşünüyorum.
Görülemeyeni görmek istiyorum.
Ve tabi bir de annemi.
Karanlığı istemiyorum biliyor musunuz.
İstediğim tek şey var.
Işık,
Işığı görmek istiyorum.
Saf ve pürüzsüz ışığı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IŞIK
Science Fiction''Bizi eksik olan, bizi çeker; ışığı hiç kimse kör kadar sevemez.'' -Victor Hugo