5.Bölüm

2.7K 135 22
                                    

Sabahtan beri tek yaptığı şey ölü gibi sokaklarda gezinmekti genç adamın.Ne sürekli çalan telefonuna eli gidiyordu,ne de bilinç altı başka bir şey düşünmesine izin veriyordu.Komutanının söyledikleriyle yerle bir olmuştu.Ne yani, her şeyini adadığı mesleği ve her şeyimden öte dediği Eylem'in arasında mı kalmıştı şimdi?Tehlikede olan sadece kendi mesleği olsa belki de vazgeçebilirdi genç adam sevdiği kadın için.Ama işin sonunda Eylem de bu çok sevdiği mesleğini kaybedebilirdi ve Fethi buna izin veremezdi,hem de her şey kendi yüzünden olmuşken.O bunları düşünürken ilk kez telefonun çaldığını fark etti genç adam.Aslında sabahtan beri çalıyordu.Arayan tabii ki Eylemdi.Sevdiği adamı merak etmişti çünkü.İşim bitince gelirim demişti ama hala gelmemişti.Oysaki bilmiyordu genç kadın sevdiği adamın şu an nasıl bir ateşte yandığını.Telefonda yazan Eylem ismini görünce acı bir şekilde gülümsedi genç adam.Daha yanındayken özlediği kadından nasıl ayrılacaktı,ne diyecekti ona.Biliyordu Fethi,eğer olanları söylerse Eylem bunu kabul etmezdi,bu yüzden aklına gelen en kötü şeyi yapacaktı genç adam.Ve ilk adımını da aramayı reddedip telefonunu kapatarak yapmıştı.Şu an kafasını dağıtacak tek şeyin ne olduğunu çok iyi biliyordu.Bu yüzden belki de sabahtan beri ilk yaşam belirtisini göstererek adımlarını hızlandırdı ve her zaman çıktığı ama yeni görev sebebiyle ayrıldığı mekana doğru yol aldı.Eylem ise sabahtan beri kafayı yemişti,sabahtan beri Fethi'ye ulaşamıyordu ve artık başına kötü bir şey geldiğini düşünmeye başlamıştı.

"Eylem bak sakin ol,Fethi'den bahsediyoruz farkındaysan.İşi uzamıştır,ya da ne bileyim telefonunu bir yerde unutmuştur falan sakin ol yani."dedi Yavuz bir yandan destek olmak için Eylem'in omzuna dokunurken.

"Ya biliyorum çok abarttığımı düşünüyorsun ama ne yapayım elimde değil.Neyse,ben yine de bir daha arayayım."dedi ve elini saatlerdir önünde duran telefonuna uzattı.Fethi'nin telefonu her zamanki gibi çalıyordu ve yine açan yoktu.Eylem tam ümitsizce telefonu kapatacaktı ki karşıdan gelen meşgule atma sesiyle yüzünü buruşturdu.

"Şimdi de meşgule attı."dedi ve yanlışlıkla olduğunu düşünüp tekrar aradı.Bu sefer de telefonun kapalı olduğunu anladı.

"Ne yapmaya çalışıyor bu ya,telefonunu kapattı.Neyse en azından bir yaşam belirtisi verdi.Bir gelsin soracağım ben ona."

"Aslında şu an Fethi'nin nerde olduğunu tahmin edebiliyorum."dedi Yavuz her ne kadar arkadaşının düşündüğü yerde olması durumuna bir anlam veremezken.

Karşısında kendini izleyen kalabalığı görünce normalde mutlu olması gerekirdi Fethi'nin.Ama olmuyordu işte,hiçbir şey onu mutlu etmeye yetmiyordu.Bu yüzden elini yavaşça mikrofona uzattı ve acısını bir parça azaltma umuduyla başladı şarkının sözlerini söylemeye.


Neyleyim doğan günü neyleyim sensiz günü
Geceler çoğalırken aydınlık kar getirmez ki

Sevda bahçesinde kurutulmuş bir gül idim
Beni sakla bir ömür sev diye diye ölendim

Vazgeç gönül vazgeç sesini duyan yok
Bir yağmurun içinde ateş böceği misali
Bir yanıp bir söndün

Vazgeç gönül vazgeç seni anlayan yok
Bir yağmurun içinde ateş böceği misali
Bir yanıp bir söndün

Şarkının bittiğini seyircilerin bitmek bilmeyen alkışlarından anlayabilmişti genç adam.Bir şarkı ancak bu kadar şu anki ruh halimi yansıtabilirdi diye de düşünmeden edemedi genç adam.Bu düşünceyle acı bir şekilde gülümserken bir anda beyninden vurulmuşa döndü genç adam.Eylem,sevdiği kadın seyircilerin arasında gözyaşlarıyla gülümseyerek kendisini izliyordu.Böyle hayal etmemişti oysaki Fethi,Eylem'e böyle bir durumda şarkı söylemek en son isteyeceği şeydi belki de.Ama olmuştu artık,sevdiği kadın her şeyden habersiz onu izliyordu.Sahneden indiğinde Eylem'e karşı nasıl davranacağını hiç istemese de çok iyi biliyordu.

Bir EyFet HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin