BAEKHYUN ~7~

50 9 0
                                    


Jongin, önce Jongdae'yi işine bırakmış; sonra da bizi hastaneye getirmişti. Hastanenin fotoğraflarını görmüştüm fakat bu kadar büyüğünü kesinlikle beklemiyordum. Kyungsoo'nun da beklemediğini görebiliyordum. Çünkü Jongin, bizim de arkasından geldiğimizi sanıp ilerlemişti fakat biz bahçede dikilip etrafa bakmakla meşguldük.

- Hyung... Ben bu kadar büyük bir şey beklemiyordum.

- Ben de. Bunun içine tüm Kore sığar be. Herhalde Ny'daki tek hastene bu. Tüm hastaları burada tedavi ediyorlardır.

Tabiki abartıyordum fakat bu büyüklüğü karşısında şaşırdığım gerçeğini değiştirmiyordu.

- Kyungsoo, Baekhyun hyung... Gelsenize! Neyi bekliyorsunuz?

Jongin'in sesiyle ona doğru yürümeye başladık. Daha sonra da bakabilirdik ve yapmamız gerekenler vardı. Bugün işe balşlıyorduk. Müdürle görüşecektik. Ayrıca benim de yapmam gereken bir şey vardı. Ortamdaki tek sap olamayacağımdan, bizim kafadan biriyle arkadaş olmam lazımdı. Bir de tüm doktorların isimleri öğrenip dedikodularının yapmayı düşünüyordum fakat hastanenin büyüklüğüne bakacak olursak, bu biraz zaman alacaktı. En yakın çevreden başlamalıydım.

Hastane müdürü yazan odanın önünde durduk. Jongin bir anahtar çıkarıp kapıyı açtı. Hastane müdürünün odasının anahtarı onda ne geziyordu? Herhalde güvenini kazanmıştı Jongin. Ben de kazansam ve bir anahtarım olsa fena olmayacaktı. Aklıma kazanmam gerektiğini not ettim. Eğlenceli bir şeyler yapmak lazımdı sonuçta dimi?

Bu sırada Kyungsoo'nun telefonu çaldı ve konuşmak için dışarı çıktı. Jongin ise ceketini askılığa astı ve masanın üstüne oturdu. Şaşkınlıkla ona baktım. Bu ne rahatlıktı böyle? Anahtara sahip olunca böyle yapabiliyor muyduk? O zaman kesin güvenini kazanmalıydım. Ama önce nasıl kazandığını Jongin'e sormalıydım.

- Vay be Jongin, anlatsana bana biraz; güvenini nasıl kazandın?

- Huh?

- Anladın sen kimden bahsettiğimi.

Ben göz kırpınca sırıtmaya başlamıştı. Anlamıştı. Zeki çocuktu, boşuna doktor olmamıştı.

- Çok zor oldu be hyung.

- Zoru mu oynadı yani?

- Hem de nasıl. Acayip zorlandım. Öpüşmeye başladığımız zamanlarda bile bana güvenemiyordu. Güvenmediğin biriyle neden öpüşürsün ki? Neyse en sonunda süprizlerle ve ona olan sadıklığımla güvenini kazandım. Baek hyung, ben de sana bir soru sorayayım. Bu nereden çıktı şimdi?

Bir dakika? Ne öpüşmek mi? Öpüşerek mi müdürün güveni kazanılıyor? O zaman basitmiş. İki güne kalmaz anahtar cepte.

Fakat takıldığım bir nokta daha vardı. Jongin... Güven... Anahtar... Müdür... Öpüşmek... Kyungsoo... KYUNGSOO?!

Jongin'in üstüne atladım.

- BANA BAK ESMER ÇOCUK! SEN KİMSİN DE BENİM BİRİCİK KALP DUDAKLI, KOCA GÖZLÜ YAKIŞIKLI MI YAKIŞIKLI KYUNGİEE'Mİ KIÇI KIRIK BİR MÜDÜRLE ALDATIRSIN?! GECELERİ GÖRÜNMEYEN SEN NASIL OLUR DA HER DAİM PIRIL PIRIL PARLAYAN BEYAZ TENLİME BUNU YAPARSIN?! SENİ ZATEN HİÇ GÖZÜM TUTMAMIŞTI! GÜVENMEMİŞTİM BE BEN SANA! YOKSA BENİM GÜVENİNİMİ DE ÖYLE Mİ KAZANACAKSIN?! YOKSA SOO'MUNKİNİ DE Mİ ÖYLE KAZANDIN?! VAY ALÇ---

Beni arkamdan çekmeye çalışan Kyungsoo ile kendime geldim.

- Hyung ne diyorsun? Ne müdürü? Ne öpmesi?

- Kyungsoo'cuğum, hyungun çok kötü bir şey öğrendi. Ama önemli değil, sen daha iyilerine layıktın zaten. Geceleri kamuflaj olan bu çocuğu ne yapacaksın ki? Geceleri rahat rahat sevişemezdiniz zaten, boşver. Hyungun sana yenisini bulur canım.

- Hyung ne diyorsun?

- Şöyleki Kyungsoo'cuğum, ben sadece bir soru sormuştum. Ama bu cevabı alacağımı nereden bilebilirdim ki?

- Hangi cevabı hyung?

- Jongin... Jongin seni aldatıyormuş Soo! Ama zaten uzun mesafe ilişkilerinde hep bu tür şeyler olur. Sizinki zaten geçici bir şeydi.

- Jongin, d-doğru mu bunlar?

- A-aşkım... Doğru değil! Cidden değil. Nasıl bu konuya geldik anlamadım bile.

- Anlamamış bile! Soo, bak hyungun ağzından nasıl laf almış. Resmen cımbızla çekmişim. Vuhuvv....! Bu işte çok iyiyim be!

Kyungsoo, yavaş yavaş dolan gözleriyle bana sert sert baktı. Kendimi tebrik etmeyi sonraya bırakıp Kyungsoo'ya destek olmaya karar verdim.

- Aşkım...

- Bana aşkım falan deme Jongin!

- Evet, deme Jongin!

- Baek hyung...

- Bana Baek hyung falan deme Jongin!

- Evet, deme Jongin!

- Ne diyim ben o zaman size?!

- Aldattığın kişinin ismini de Jongin!

- Evet, de Jongin. B-bir dakika... Ben zaten biliyorum kim olduğunu. Buranın müdürüyle. Ona müdürün güvenini nasıl aldığını sordum ve bana öpüşerek dedi.

Kyungsoo'nun gözleri yumuşamıştı. Neden yumuşamıştı ki şimdi? Jongin de konuşmak için ağzını açmıştı. Hayır, konuşamazdı. Bu yüzden onu susturdum.

- Hayır, Jongin. Tek kelime bile etme. Hastane müdürü gelecek ve onunla biraz başbaşa konuşacağım. O zamana kadar konuşma yasağın var.

- Daha çok beklersin sen hastane müdürünü.

- Sana konuşma yasa--- Efendim? Ne dedin? Neden? Gelmeyecek mi ki? E, tabi sen iyi bilirsin.

- Tabiki o iyi bilecek hyung. Kendisi sonuçta.

- Kyungsoo ne diyorsun sen? Ne kendisi? Ay, sen çok üzülmüşsün; kafan yerinde değil herhalde.

- Hyung, Kyungsoo haklı. Girmeden önce duvarda ad yazan şeyi görmedin mi?

- Hayır bakmadım.

- Git bir bak hyung.

Dışarı çıkıp baktığımdaysa hastane müdürünün adının Kim Jongin olduğunu öğrendim.   Bir de hem adaşı hem de soyadaşı olan biriyle aldatmıştı. Resmen özenle seçmiş.

- Bir de kendinle aynı isimde biriyle aldatmışsın, tebrikler!

- Hyung, sen ciddi misin? Hastane müdürü benim hyung. Güveni nasıl kazandın diyince Kyungsoo'dan bahsettim ki ben.

Ne? O muydu? Kyungsoo'ya soran gözlerle bakınca onayladı. Bu demek oluyor ki Jongin müdürümdü. Eh, sonuna kadar yalakalık....

- Eniştelerin kralı, bu hayatta en sevdiğim insan, bu hastanenin müdürü, Kyungsoo'mun sevdiceği, Dünya'nın en yakışıklı üçüncü insanı -birinci benim, ikincisi de gelecekteki kocişim-, seksi esmer bombardımanı; senin aldatmayacağını biliyordum zaten. Bu arada Jongin, senin güvenini kazanmam için öpmem gerekmiyor dimi? Ben Soo'ma asla ihanet edemem Jongin.

- Önemli değil hyung, yanlış anlaşılma olmuş. Ve hayır, gerekmiyor. Kesinlikle gerekmiyor... Lütfen öpme!

Üçümüz de gülerken bir gerçeği farkettim.

- Kyungsoo, ne yani Jongin seni öperek mi güvenini kazandı? Göster ama elletme derler, bizim salak daha güvenmeden elletmiş. Ah...




Beğeni ve yorumlarınızı eksik etmeyin :)

New City New Life (NEW1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin