Hepimiz koltuklarımıza yerleşmiş ve birbirlerimize bakıyorduk. Ortam inanılmaz garipti. Komşularımız bizi ziyarete gelmişti ve odaya sessizlik hakimdi. Düşünün artık siz...
Kyungsoo ile Jongin'e baktım. Arkadaşlarının anlaşamamalarını izlemek onları kötü hissettiriyor olmalıydı. Yüz ifadeleri düşüncelerimi doğruluyordu. Onların bu haline üzüldüm ve en azından bizim tarafın en büyüğü olarak konu açmaya kalkıştım. Bu yüzden de yaşıtım olan Minseok'a döndüm.
- Sanırım yaşıtız. Çocuklar öyle bahsetmişti.
Gerçekten iyi bir başlangıç Luhan! Aferim sana! Bok ettin iyice! Hayır yani ne cevap verebilir ki en fazla sorduğum saçma soruya?! Konu açabilir mi bu soru?! Ayrıca çocuklar ne ya?! Az önceki konuşmamı 40 yaşlarımda çoluğa çocuğa karıştığım zaman yapmam gerek!
- E evet yaşıtız diye duydum. Aşçısınız dimi?
- Evet evet öyleyim.
- Ay keşke bizim çocuklardan biri de aşçı olsa... Güzel güzel yemek yerdik. Ama hiçbirimiz basit birkaç yemekten başka bilmiyor. Bu yüzden genelde dışarda yiyoruz.
- Komşu olduğumuza göre bize bol bol gelebilirsiniz. Hep beraber yeriz.
- Ayıp olur ya seni de yorarız.
- Ne ayıbı?! Birkaç tabak fazla yemekten ne olacak sanki?
Sehun:
- Aynen ne olacak? Ben gelirim hyung, merak etme!Etmiyordum zaten...
- Diğerlerini de al gelirken ama.
Sehun:
- İyi peki alırım diğerlerini de...Suratı düşünce içimden kahkaha atmıştım. Bu çocuk neden böyleydi?
(Yarım saat sonra)
Benim aşçılık yeteneklerimden sonra sabah Jongdae'nin başına gelenler hakkında konuşmuştuk. Sonra da konu uçakta yaşadıklarımıza gelince; olanları herkes bildiğinden Chanyeol'ün önderliğinde konuyu değiştirmiştik. Konu Kyungsoo ile Jongin'e gelmişti. Nasıl tanışıp sevgili olduklarından bahsediyorlardı. Bunu yüzlerce defa duymuştuk. Komşularımızın yüzüne baktığımda onların da yüzlerce defa duyduğunu anlamıştım. Ama yine de bozmadım.
Kyungsoo:
- Biz hep NY'da yaşamak istemişizdir. Hayallerimizi gerçekleştirmek için hepimiz kendi alanlarımızda elimizden geleni yaptık. İngilizce dersleri aldık, sertikafalar aldık, rütbeler yükseldik. Ben de bana yardımcı olur diye uluslararası konferanslara katılıp duruyordum. Kore'de bir uluslararası konferansta tanıştık Jongin ile.Jongin:
- Ben de hastane müdürü olmaya çalışıyordum. Bu yüzden de ülkede ya da yurtdışında tüm konferanslara katılmaya çalışıyordum. Kore'de bir konferans olacağını duyunca kendi vatanım deyip resmen uçarak gitmiştim. İyiki de gitmişim.Baekhyun:
- Zaten uçarak gittin uçakla. Yürüyerek falan gitmedin herhalde.Chanyeol:
- Sen onu takma Jongin de devam et. Uçmak deyince ya da uçarken onun kafası duruyor. Biliyorum da zaten.Bu acıttı...
Baekhyun:
- Sen asıl onu takma Jongin de devam et sen. Her zamanki gibi gene boş konuşuyor.Tam Chanyeol konuşacakken Jongin onu susturup konuşmuştu. Baekhyun'u dinlemiş gibi gözüktüğü için Baekhyun'un Chanyeol'e attığı bakış kıkırdamama sebep olmuştu. Ama Jongin'in yine de Baekhyun'u dinlediğini sanmıyordum.
Jongin:
- Her neyse, gene ben bir konferansa gitmiştim. Kore'ye konferans var diye heyecanla gitmiş olsam da konferansa geç kalmıştım.Jongdae:
- Neden?Jongin:
- Burası önemli bir kısım değildi hyung ama ben sana gene de açıklayayım. Ailemle vakit geçiriyordum.Kyungsoo:
- Jongdae, o konferansa ben de geç kalmıştım.Jongdae:
- Sen neden geç kaldın?Kyungsoo:
- Senin yüzünden... Beni sinirlendirmiştin. Bu yüzden geç kaldım.Jongdae'nin yüz ifadesi harikaydı. Bu hepimizde kahkahalara sebep olmuştu. Başta şaşkın bakmıştı. Sonra da Kyungsoo ona biraz tehditlar bir şekilde konuştuğu için yüz ifadesi korktuğunu belirtiyordu. Jongdae sonrasında Soo'ya sarılıp özür dilemişti.
Beğeni ve yorumlarınızı eksik etmeyin:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
New City New Life (NEW1)
FanfictionDört çocukluk arkadaşı; Baekhyun, Luhan, Jongdae, Kyungsoo... Ortak bir hayal; Amerika'da yaşamak... New serisi ilk kitaptır. New Serisi Hakkında: Birbirinden bağımsız hikayelerden oluşmaktadır. Yani sırayla okumanıza gerek yok:) New serisindeki her...